permissive - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
permissive müsamahakar adj.
  • To embrace a permissive attitude towards so-called soft drugs would be devastating.
  • Sözde hafif uyuşturuculara karşı müsamahakâr bir tutum benimsemek felaket olur.
  • Mary's parents are very permissive.
  • Anne ve babam çok müsamahakardır.
  • Mary's parents are very permissive.
  • Mary'nin ailesi çok müsamahakâr.
Show More (1)
permissive hoşgörülü adj.
  • Tom's parents were very permissive.
  • Tom'un ailesi çok hoşgörülüydü.
Show More (-2)