Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
place with
place with
Geçmiş
Cümleler
"place with"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 18 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrasals
1
Öbek Fiiller
place with
f.
yanına koymak
2
Öbek Fiiller
place with
f.
ile koymak
3
Öbek Fiiller
place with
f.
ile yan yana koymak
4
Öbek Fiiller
place with
f.
ile görevlendirmek
5
Öbek Fiiller
place with
f.
yanına vermek
6
Öbek Fiiller
place with
f.
yanında görevlendirmek
7
Öbek Fiiller
place with
f.
ile birlikte görevlendirmek
8
Öbek Fiiller
place with
f.
ile çalışacak bir şirket, grup, kişi bulmak
9
Öbek Fiiller
place with
f.
yerleşeceği bir şirket, grup bulmak
10
Öbek Fiiller
place with
f.
çalışacağı bir şirket, grup, kişi bulmak
11
Öbek Fiiller
place with
f.
bir şirkete, gruba yerleştirmek
12
Öbek Fiiller
place with
f.
bir şirkete, gruba sokmak
13
Öbek Fiiller
place with
f.
işe sokmak
14
Öbek Fiiller
place with
f.
yanına yerleştirecek bir kişi, çift, grup bulmak
15
Öbek Fiiller
place with
f.
ile ilgilenecek bir kişi, çift, grup bulmak
16
Öbek Fiiller
place with
f.
'-e bakacak bir kişi, çift, grup bulmak
17
Öbek Fiiller
place with
f.
bir kişinin, çiftin, grubun yanına yerleştirmek
18
Öbek Fiiller
place with
f.
bir kişinin, çiftin, grubun yanına/bakımına vermek
"place with"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 43 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
a place where the streets are paved with gold
i.
taşı toprağı altın
2
Genel
place an order with
f.
sipariş vermek
3
Genel
place an order with
f.
sipariş etmek
4
Genel
place an order with
f.
ısmarlamak
5
Genel
place an order with
f.
sipariş geçmek
6
Genel
fill (a place) with the clamor of voices
f.
curcunaya vermek
7
Genel
fill (a place) with the clamor of voices
f.
curcunaya döndürmek
8
Genel
fill (a place) with the clamor of voices
f.
curcunaya çevirmek
9
Genel
enclose (a place) with a picket fence
f.
çit çekmek
10
Genel
enclose (a place) with a rail fence
f.
çit çekmek
11
Genel
enclose (a place) with a brush fence
f.
çit çekmek
12
Genel
enclose (a place) with a barbed-wire fence
f.
çit çekmek
Phrasals
13
Öbek Fiiller
sleep over (with someone) (some place)
f.
başkasında uyumak
14
Öbek Fiiller
place someone with someone or something
f.
birine bir yerde/birinin yanında iş bulmak
15
Öbek Fiiller
place someone with someone or something
f.
birini bir şirkette/birinin yanında işe sokmak
16
Öbek Fiiller
place something with someone or something
f.
bir şeyi birinin/bir şeyin mesuliyetine bırakmak
17
Öbek Fiiller
place something with someone or something
f.
bir şeyi birinin/bir şeyin yanına bırakmak
18
Öbek Fiiller
place something with someone or something
f.
bir şeyi birine/bir şeye bırakmak
19
Öbek Fiiller
place something with someone or something
f.
bir şeyi birinin/bir şeyin sorumluluğuna bırakmak
20
Öbek Fiiller
saturate (something or some place) with (something)
f.
(bir şeyi/yeri) bir şeyle doldurmak
21
Öbek Fiiller
saturate (something or some place) with (something)
f.
bir şeyi (bir yerin/şeyin) her tarafına yaymak
22
Öbek Fiiller
people (something or some place) with (someone)
f.
(bir şeyi/yeri birileriyle) doldurmak
23
Öbek Fiiller
people (something or some place) with (someone)
f.
(bir şeyi/yeri) birileriyle) kalabalıklaştırmak
24
Öbek Fiiller
people (something or some place) with (someone)
f.
(birileriyle bir yerin/şeyin) nüfusunu artırmak
25
Öbek Fiiller
people (something or some place) with (someone)
f.
(birileriyle bir yerde/şeyde) bir nüfus yaratmak
26
Öbek Fiiller
pollute (something or some place) with (something else)
f.
(bir şeyi/bir yeri bir şeyle) kirletmek
27
Öbek Fiiller
pollute (something or some place) with (something else)
f.
(bir şeyi/bir yeri bir şeyle) pisletmek
Colloquial
28
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
giyinip kuşanıp ortada kalmak
29
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
giyinip kuşanıp gidecek yeri olmamak
30
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
31
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
bir şey için hazırlanıp gidememek
32
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
hazır şekilde ortada kalmak
33
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
hazırlandığı etkinlik gerçekleşmemek
34
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
giyinip kuşanıp ortada kalmak
35
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
giyinip kuşanıp gidecek yeri olmamak
36
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
37
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
bir şey için hazırlanıp gidememek
38
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
hazır şekilde ortada kalmak
39
Konuşma Dili
be all dressed up with no place to go
f.
hazırlandığı etkinlik gerçekleşmemek
Speaking
40
Konuşma
the trouble with this place
expr.
bu yerin sorunu
41
Konuşma
what's with this place?
expr.
bu yerin nesi var?
42
Konuşma
the trouble with this place
expr.
buranın sorunu
Military
43
Askeri
place designated with special status
i.
özel statülü yer
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of place with
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy