1 |
plug-in |
eklenti |
n. |
|
- I installed a plug-in for my web browser to block pop-up ads.
- Açılır reklamları engellemek için web tarayıcıma bir eklenti yükledim.
- A Plug-in is a software module that adds a specific functionality to the web browser.
- Eklenti, web tarayıcısına belirli bir işlevsellik ekleyen bir yazılım modülüdür.
- It's a web browser plug-in that could help us notice the things we usually ignore.
- Genellikle görmezden geldiğimiz şeyleri fark etmemize yardımcı olabilecek bir internet tarayıcısı eklentisi.
- The crew can enter the underwater vehicle using a plug-in module.
- Mürettebat, bir eklenti modülü kullanarak su altı aracına girebilir.
Show More (1)
|
2 |
plug-in |
fişli |
adj. |
|
- We unveil a new green initiative aimed at accelerating the adoption of plug-in hybrid electric vehicles.
- Fişli hibrid elektrikli araçların benimsenmesini hızlandırmayı amaçlayan yeni bir çevreci girişimi açıklıyoruz.
- We unveil a new green initiative aimed at accelerating the adoption of plug-in hybrid electric vehicles.
- Fişli hibrit elektrikli araçların benimsenmesini hızlandırmayı amaçlayan yeni bir çevre dostu girişimi başlatıyoruz.
Show More (-1)
|
3 |
plug-in |
prize takılabilir |
adj. |
|
- The electric car has a plug-in charging system.
- Elektrikli otomobilin prize takılabilir bir şarj sistemi vardır.
Show More (-2)
|