1 |
portfolio |
portföy |
n. |
|
- My stockbroker friend manages my portfolio for me.
- Borsacı arkadaşım benim için portföyümü yönetiyor.
- We can expect a commissioner later on when we have matters relevant to the Commission's portfolios.
- Daha sonra Komisyonun portföyüyle ilgili konular olduğunda bir komisyon üyesini bekleyebiliriz.
- It is essential that we achieve breakthrough in the negotiations on the agricultural portfolio.
- Tarım portföyüne ilişkin müzakerelerde ilerleme kaydetmemiz elzemdir.
- We can expect a commissioner later on when we have matters relevant to the Commission's portfolios.
- Daha sonra Komisyon'un portföyüyle ilgili konular olduğunda bir komisyon üyesini bekleyebiliriz.
- I can certainly make enquiries of my colleagues whose portfolios directly concern this issue.
- Portföyleri bu konuyla doğrudan ilgili olan meslektaşlarımdan kesinlikle bilgi alabilirim.
- This will give institutions the possibility to exempt from the IRB approach portfolios that are immaterial.
- Bu, kurumlara önemsiz olan portföyleri IRB yaklaşımından muaf tutma imkanı verecektir.
- Of course it makes sense not to reshuffle all the portfolios of the existing Commission just for a few months.
- Elbette mevcut Komisyonun tüm portföylerini sadece birkaç aylığına değiştirmemek mantıklıdır.
- The EBRD is the largest single foreign investor in Russia, and Russia is the largest country in its portfolio.
- AİKB, Rusya'daki en büyük tek yabancı yatırımcıdır ve Rusya onun portföyündeki en büyük ülkedir.
- We have done this without changing the portfolios that were defined.
- Bunu, tanımlanmış olan portföyleri değiştirmeden yaptık.
- You should diversify your portfolio.
- Portföyünü çeşitlendirmen gerekir.
- You should diversify your portfolio.
- Portföyünü çeşitlendirmelisin.
- She brought her portfolio of photographs to the interview.
- Röportaj için fotoğraf portföyünü getirmişti.
- Tom has an impressive portfolio.
- Tom'un etkileyici bir portföyü var.
Show More (10)
|
2 |
portfolio |
evrak çantası |
n. |
|
- The manager came to the meeting carrying a big portfolio.
- Yönetici toplantıya elinde büyük bir evrak çantası ile geldi.
Show More (-2)
|
3 |
portfolio |
dosya |
n. |
|
- All the applicants must mail their portfolios by Monday.
- Başvuru yapan herkes, Pazartesi gününe kadar dosyalarını postayla yollamalı.
Show More (-2)
|
4 |
portfolio |
görev |
n. |
|
- Mr. Provins is in charge of the education portfolio programme.
- Bay Provins, eğitim görevi programından sorumlu.
Show More (-2)
|
5 |
portfolio |
portfolyo |
n. |
|
- Tom showed me his portfolio.
- Tom bana portfolyosunu gösterdi.
Show More (-2)
|