Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
portray
canlandırmak (rol)
v.
The famous actor
portrays
a beggar in the film.
Ünlü aktör filmde bir dilenciyi
canlandırıyor.
In this film they both
portray
notorious gang leaders.
Bu filmde ikisi de kötü şöhretli çete liderlerini
canlandırıyor.
Show More (-1)
2
portray
tasvir etmek
v.
Her famous painting
portraying
a dying god will be exhibited next week.
Ölmekte olan bir tanrıyı
tasvir ettiği
ünlü tablosu önümüzdeki hafta sergilenecek.
Show More (-2)