Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
beton kür alanı
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
preserved
korunmuş
adj.
Archeologists have found pots of perfectly
preserved
honey while excavating an ancient Egyptian tomb.
Arkeologlar eski bir Mısır mezarını kazarken mükemmel
korunmuş
bal küpleri buldular.
I'll eat a
preserved
egg.
Korunmuş
bir yumurta yiyeceğim.
Show More (-1)
2
preserved
korunan
adj.
Adequate security of any
preserved
traffic data will have to be ensured.
Korunan
her türlü trafik verisinin yeterli güvenliğinin sağlanması gerekecektir.
Show More (-2)