1 |
province |
eyalet |
n. |
|
- It started in a province of China and there are now cases even in Europe.
- Çin'in bir eyaletinde başladı ve şimdi Avrupa'da bile vakalar var.
- There is also the province of Sichuan, a large proportion of which is part of the historic Tibet.
- Ayrıca büyük bir bölümü tarihi Tibet'in bir parçası olan Sichuan eyaleti de var.
- An estimated 45 000 troops have been sent into the province against 5000 rebels.
- Eyalete 5000 isyancıya karşı tahmini 45 000 asker gönderildi.
- There is also the province of Sichuan, a large proportion of which is part of the historic Tibet.
- Ayrıca büyük bir bölümü tarihi Tibet'in bir parçası olan Sichuan eyaleti de bulunmaktadır.
- For Bengtsfors and the province of Dalsland in western Sweden, for example, the effects have been disastrous.
- Örneğin Bengtsfors ve İsveç'in batısındaki Dalsland eyaleti için bunun etkileri felaket olmuştur.
- My country, for example, only issues negative travel advice on Beijing, Hong Kong and the Guangdong province.
- Örneğin benim ülkem sadece Pekin, Hong Kong ve Guangdong eyaleti için olumsuz seyahat tavsiyeleri yayınlıyor.
- The capital of Ecuador is Quito, in the mountainous province of Pichincha.
- Ekvador'un başkenti, dağlık Pichincha eyaletindeki Quito'dur.
- The river drains five provinces.
- Nehir beş eyalete akıyor.
- We guarantee the lowest price in language academies in the province of Québec.
- Québec eyaletindeki dil akademilerinde en düşük fiyatı garanti ediyoruz.
- The province is rich in mineral resources.
- Eyalet maden kaynakları açısından zengin.
- We guarantee the lowest price in language academies in the province of Québec.
- Biz Quebec eyaletinin dil akademilerindeki en düşük fiyatı garanti ediyoruz.
- Cities and provinces along the Yangtze River in central China are grappling with the country's worst drought in more than 50 years.
- Orta Çin'de Yangtze Nehri boyunca uzanan şehirler ve eyaletler, ülkenin 50 yıldan uzun süredir yaşadığı en kötü kuraklıkla boğuşuyor.
- Canada has thirteen provinces and territories.
- Kanada'da on üç eyalet ve bölge var.
- It's said that a new airport will be built in the province.
- Eyalete yeni bir havaalanı yapılacağı söyleniyor.
- The entire area of the Dutch province of Flevoland used to lie on the bottom of the sea before 1930.
- Hollanda'nın Flevoland eyaletinin tüm alanı 1930'dan önce denizin dibindeydi.
Show More (12)
|
2 |
province |
il |
n. |
|
- In each province there is a plant protection service.
- Her ilde bir bitki koruma hizmeti vardır.
- Each province has an animal health section responsible for the daily implementation of the law on animal health control.
- Her ilde, hayvan sağlığı yasasının gündelik uygulanmasından sorumlu bir hayvan sağlığı şubesi vardır.
- In 26 provinces are quality control institutions established.
- 26 ilde kalite kontrol kurumları tesis edilmiştir.
- Emergency legislation remains in force in six provinces.
- Olağanüstü hal mevzuatı altı ilde yürürlüktedir.
- Kosovo was a province of Serbia.
- Kosova Sırbistan’ın bir iliydi.
- I live in a province.
- Ben bir ilde yaşıyorum.
- Canada has thirteen provinces and territories.
- Kanada'nın on üç tane il ve bölgesi vardır.
- The province is rich in mineral resources.
- İl, maden kaynaklarınca zengindir.
Show More (5)
|
3 |
province |
ili |
n. |
|
- In fact, all hell broke loose in some municipalities in my province.
- Hatta benim ilimdeki bazı belediyelerde kıyamet koptu.
- In fact, all hell broke loose in some municipalities in my province.
- Aslında, benim ilimdeki bazı belediyelerde kıyamet koptu.
- Alsace is a very beautiful province of France.
- Alsace Fransa'nın çok güzel bir ilidir.
- There is a smoke cloud over the province.
- İlin üzerinde bir duman bulutu var.
- There is a smoke cloud over the province.
- İlin üzerindeki bir duman bulutu var.
Show More (2)
|
4 |
province |
vilayet |
n. |
|
- In Afghanistan, in the Herat province under the governorship of Ismail Khan, the situation has deteriorated.
- Afganistan'da İsmail Han'ın valiliği altındaki Herat vilayetinde durum daha da kötüleşti.
- Alsace is a very beautiful province of France.
- Alsace, Fransa'nın çok güzel bir vilayetidir.
- The river drains five provinces.
- Nehir beş vilayeti sulamaktadır.
- Kosovo was a province of Serbia.
- Kosova, Sırbistan'ın bir vilayetiydi.
Show More (1)
|
5 |
province |
uzmanlık alanı |
n. |
|
- Pasta is Fernando's province.
- Makarna Fernando'nun uzmanlık alanı.
Show More (-2)
|