province - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
province eyalet n.
  • It started in a province of China and there are now cases even in Europe.
  • Çin'in bir eyaletinde başladı ve şimdi Avrupa'da bile vakalar var.
  • There is also the province of Sichuan, a large proportion of which is part of the historic Tibet.
  • Ayrıca büyük bir bölümü tarihi Tibet'in bir parçası olan Sichuan eyaleti de var.
  • An estimated 45 000 troops have been sent into the province against 5000 rebels.
  • Eyalete 5000 isyancıya karşı tahmini 45 000 asker gönderildi.
Show More (12)
province il n.
  • In each province there is a plant protection service.
  • Her ilde bir bitki koruma hizmeti vardır.
  • Each province has an animal health section responsible for the daily implementation of the law on animal health control.
  • Her ilde, hayvan sağlığı yasasının gündelik uygulanmasından sorumlu bir hayvan sağlığı şubesi vardır.
  • In 26 provinces are quality control institutions established.
  • 26 ilde kalite kontrol kurumları tesis edilmiştir.
Show More (5)
province ili n.
  • In fact, all hell broke loose in some municipalities in my province.
  • Hatta benim ilimdeki bazı belediyelerde kıyamet koptu.
  • In fact, all hell broke loose in some municipalities in my province.
  • Aslında, benim ilimdeki bazı belediyelerde kıyamet koptu.
  • Alsace is a very beautiful province of France.
  • Alsace Fransa'nın çok güzel bir ilidir.
Show More (2)
province vilayet n.
  • In Afghanistan, in the Herat province under the governorship of Ismail Khan, the situation has deteriorated.
  • Afganistan'da İsmail Han'ın valiliği altındaki Herat vilayetinde durum daha da kötüleşti.
  • Alsace is a very beautiful province of France.
  • Alsace, Fransa'nın çok güzel bir vilayetidir.
  • The river drains five provinces.
  • Nehir beş vilayeti sulamaktadır.
Show More (1)
province uzmanlık alanı n.
  • Pasta is Fernando's province.
  • Makarna Fernando'nun uzmanlık alanı.
Show More (-2)