provincial - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
provincial taşralı adj.
  • He is not provincial.
  • O taşralı değil.
  • Americans can be really provincial.
  • Amerikalılar gerçekten taşralı olabilirler.
  • Americans could be really provincial.
  • Amerikalılar gerçekten taşralı olabilir.
Show More (2)
provincial ile ait adj.
  • For example, in poor provinces such as Misiones, the members of the provincial legislature earn more than an MEP.
  • Örneğin, Misiones gibi yoksul illerde il yasama meclisi üyeleri bir AP üyesinden daha fazla kazanmaktadır.
  • Forums and observatories must be created, observatories in Africa, provincial observatories, regional observatories.
  • Forumlar ve gözlemevleri, Afrika'da gözlemevleri, il gözlemevleri, bölgesel gözlemevleri oluşturulmalıdır.
  • Companies are registered by the Provincial Trade Registries offices which are located within the Chambers of Commerce.
  • Şirketler, Ticaret Odaları bünyesinde yer alan İl Ticaret Sicil Müdürlükleri tarafından tescil edilmektedir.
Show More (0)
provincial taşra adj.
  • However, I see a big problem in provincial towns and the big mega-cities of the south.
  • Bununla birlikte, taşra kasabalarında ve güneydeki büyük mega şehirlerde büyük bir sorun görüyorum.
  • More of a relationship with provincial politics will improve the quality of our supranational democracy.
  • Taşra siyaseti ile daha fazla ilişki uluslarüstü demokrasimizin kalitesini artıracaktır.
  • More of a relationship with provincial politics will improve the quality of our supranational democracy.
  • Taşra siyaseti ile daha fazla ilişki uluslarüstü demokrasimizin kalitesini arttıracaktır.
Show More (0)
provincial geri kafalı adj.
  • Americans can be really provincial.
  • Amerikalılar gerçekten geri kafalı olabiliyorlar.
  • Americans can be really provincial.
  • Amerikalılar gerçekten geri kafalı olabilirler.
Show More (-1)
provincial köylü n.
  • He is not provincial.
  • O, köylü değil.
Show More (-2)