| 1 |
redress |
tazminat |
n. |
|
- The first concerns tour operators and their right of redress.
- Bunlardan ilki tur operatörleri ve onların tazminat hakları ile ilgilidir.
- There are three ways in which users can obtain redress.
- Kullanıcıların tazminat alabilmeleri için üç yol bulunmaktadır.
- These three ways of obtaining redress should prove to be quite adequate.
- Tazminat elde etmek için bu üç yolun oldukça yeterli olduğu kanıtlanmalıdır.
- They also have access to legal redress if appropriate.
- Ayrıca uygun olması halinde yasal tazminata da erişimleri olacaktır.
- Consumers must have rights, but they must also be able to get political redress.
- Tüketicilerin hakları olmalıdır, ancak aynı zamanda siyasi tazminat da alabilmelidirler.
- That is the second way of obtaining redress.
- Tazminat elde etmenin ikinci yolu budur.
- In future, it should be the Italian guarantee fund alone, which would obviously try to obtain redress.
- Gelecekte tazminat elde etmeye çalışacak olan yalnızca İtalyan garanti fonu olmalıdır.
- How do these companies obtain redress?
- Bu şirketler nasıl tazminat alıyorlar?
- They also have access to legal redress if appropriate.
- Ayrıca uygun olması halinde yasal tazminata da erişimleri vardır.
Show More (6)
|
| 2 |
redress |
telafi |
n. |
|
- These are at present inadequate statutory forms of redress for such infringement at both ports and airports.
- Bunlar şu anda hem limanlarda hem de havaalanlarında bu tür ihlaller için yetersiz yasal telafi şekilleridir.
- You have no chance of redress.
- Telafi şansınız yok.
- Clearly reparations were not the right means of redress to talk about.
- Tazminatların konuşulması gereken doğru telafi araçları olmadığı açıktır.
- Clearly, reparations were not the right means of redress to talk about.
- Tazminatların konuşulması gereken doğru telafi araçları olmadığı açıktır.
- These three ways of obtaining redress should prove to be quite adequate.
- Bu üç telafi yolunun oldukça yeterli olduğu kanıtlanmalıdır.
Show More (2)
|
| 3 |
redress |
tazmin |
n. |
|
- They petitioned the government for a redress of grievances.
- Mağduriyetlerinin tazmin edilmesi için hükümete dilekçe verdiler.
- These are at present inadequate statutory forms of redress for such infringement at both ports and airports.
- Halihazırda hem limanlarda hem de havaalanlarında bu tür ihlaller için yetersiz yasal tazmin biçimleri bulunmaktadır.
Show More (-1)
|
| 4 |
redress |
düzeltmek |
v. |
|
- New measures were taken to redress some issues within the institution.
- Kurum içindeki bazı sıkıntıların düzeltilmesi için yeni tedbirler alındı.
Show More (-2)
|
| 5 |
redress |
düzeltme |
n. |
|
- Unless and until they redress their practices, their allocations will and should be cut back.
- Uygulamalarını düzeltmedikleri sürece ve düzeltene kadar tahsisatları kesilecektir ve kesilmelidir.
Show More (-2)
|
