Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
reef
resif
n.
Jude plans to explore coral
reefs
at a tropical bay.
Jude tropik bir koydaki mercan
resiflerini
keşfetmeyi planlıyor.
Tom has a
reef
tank.
Tom'un
resif
akvaryumu var.
Tom has a
reef
tank.
Tom'un bir
resif
tankı vardır.
Tom has a
reef
aquarium.
Tom'un bir
resif
akvaryumu var.
Dynamite fishing is extremely destructive to
reef
ecosystems.
Dinamit balıkçılığı
resif
ekosistemleri için son derece yıkıcıdır.
Show More (2)
2
reef
camadan vurmak
v.
The wind slowed down, and the sails were
reefed.
Rüzgâr biraz dindi, yelkenlere
camadan vuruldu.
Show More (-2)