|
- Sometimes, third countries are reluctant to do this.
- Bazen üçüncü dünya ülkeleri bunu yapmakta isteksiz davranmaktadır.
- Member States who are reluctant to do this do not want to face up to the fact that our coasts have to be protected.
- Bunu yapmakta isteksiz olan Üye Devletler, kıyılarımızın korunması gerektiği gerçeğiyle yüzleşmek istememektedir.
- Tom was reluctant to do that.
- Tom bunu yapmaya isteksizdi.
- Tom is reluctant to do that.
- Tom onu yapmakta isteksizdir.
- Tom said Mary wasn't reluctant to do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmaya isteksiz olmadığını söyledi.
- You seem to be reluctant to do that for Tom.
- Tom için bunu yapmaya isteksiz görünüyorsun.
- Why is Tom reluctant to do that?
- Tom neden bunu yapmaya isteksiz?
- Tom is reluctant to do that for free.
- Tom bunu bedavaya yapmaya isteksiz.
- I'm reluctant to do that.
- Bunu yapmakta isteksizim.
- Tom told me he's reluctant to do that.
- Tom bana bunu yapmaya isteksiz olduğunu söyledi.
- Tom is reluctant to do that for free.
- Tom bunu ücretsiz yapmakta isteksiz.
- I'm reluctant to do that.
- Onu yapmakta isteksizim.
- Tom seemed to be reluctant to do that for Mary.
- Tom, Mary için bunu yapmaya isteksiz görünüyordu.
- I was reluctant to do that.
- Bunu yapmaya isteksizdim.
- I'm reluctant to do that again.
- Bunu tekrar yapmaya isteksizim.
- I think that Tom could've been reluctant to do that.
- Bence Tom bunu yapmaya isteksiz olabilir.
- Tom seemed reluctant to do that for Mary.
- Tom, Mary için bunu yapmaya isteksiz görünüyordu.
- I'm reluctant to do that for Tom.
- Tom için bunu yapmaya isteksizim.
- Tom is reluctant to do that for Mary.
- Tom, Mary için bunu yapmaya isteksiz.
- Tom seemed reluctant to do that.
- Tom bunu yapmaya isteksiz görünüyordu.
- You're reluctant to do that, aren't you?
- Bunu yapmaya isteksizsin, değil mi?
- Tom is reluctant to do that, isn't he?
- Tom bunu yapmaya isteksiz, değil mi?
- Tom seemed reluctant to do that.
- Tom bunu yapmakta isteksiz görünüyordu.
- Why are you reluctant to do that?
- Neden bunu yapmakta isteksizsin?
- Tom looks reluctant to do that.
- Tom bunu yapmaya isteksiz görünüyor.
- You're reluctant to do that, aren't you?
- Bunu yapmakta isteksizsin, değil mi?
- I'm reluctant to do that for Tom.
- Tom için bunu yapmakta isteksizim.
- Tom is reluctant to do that.
- Tom bunu yapmaya isteksiz.
- I was reluctant to do that.
- Bunu yapmakta isteksizdim.
Show More (26)
|
