|
- He didn't do anything in retaliation.
- Misilleme olarak hiçbir şey yapmadı.
- A military operation is never an act of retaliation, but must always lead to greater security.
- Askeri bir operasyon asla bir misilleme eylemi değildir, her zaman daha fazla güvenliğe yol açmalıdır.
- New wars will be waged in defence of the principle of retaliation.
- Misilleme ilkesini savunmak için yeni savaşlar yapılacaktır.
- The two peoples are currently trapped in a climate of fear and of obsession with retaliation.
- İki halk şu anda bir korku ve misilleme saplantısı iklimine hapsolmuş durumda.
- There is talk of economic retaliation against Israel.
- İsrail'e karşı ekonomik misillemeden söz ediliyor.
- China's first retaliation was announced yesterday.
- Çin'in ilk misillemesi dün açıklandı.
Show More (3)
|