| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Trade/Economic | ||
| Ticaret/Ekonomi | revenue tax i. | gelir getirici vergi |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | tax revenue i. | vergi geliri | ||
|
In that way, one less agency would be needed and less tax revenue spent. Bu şekilde, bir kuruma daha az ihtiyaç duyulacak ve daha az vergi geliri harcanacaktır. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Siyasal | tax revenue i. | vergi geliri | ||
|
Tax revenue rose substantially and measures were taken to tackle tax evasion. Vergi geliri büyük ölçüde arttı ve vergi kaçakçılığına karşı tedbirler alındı. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | internal revenue tax i. | dahili gelir vergisi | ||
| Ticaret/Ekonomi | income tax revenue i. | gelir vergisi geliri | ||
| Ticaret/Ekonomi | revenue liable to corporation tax i. | kurumlar vergisine tabi gelir | ||
| Ticaret/Ekonomi | tax revenue i. | vergi hasılatı | ||
| Politics | ||||
| Siyasal | consumption-based tax revenue i. | tüketime bağlı vergi gelirleri | ||
