|
- She had a magic ribbon, very powerful.
- Sihirli bir kurdelesi vardı, çok güçlüydü.
- She had a magic ribbon, very powerful.
- Çok güçlü, sihirli bir kurdelesi vardı.
- She had a magic ribbon, very powerful.
- Sihirli bir kurdelesi vardı, o çok güçlüydü.
- The girl wore a yellow ribbon in her hair.
- Kızın saçında sarı bir kurdele vardı.
- I untied the ribbon.
- Kurdeleyi çözdüm.
- My sister bought me a red ribbon.
- Kız kardeşim bana kırmızı bir kurdele satın aldı.
- Did you win a ribbon, too?
- Sen de kurdele kazandın mı?
- Mary has a red ribbon in her hair.
- Mary'nin saçında kırmızı bir kurdele var.
- The mother tied a ribbon in her daughter's hair.
- Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.
- The mayor cut the ribbon with a pair of giant scissors.
- Belediye başkanı kurdeleyi dev bir makasla kesti.
- The ribbon doesn't match the dress.
- Kurdele elbise ile uyuşmuyor.
- Jane had a yellow ribbon in her hair.
- Jane'in saçında sarı bir kurdele vardı.
- I used a ribbon to tie my hair into a ponytail.
- Saçlarımı at kuyruğu yapmak için bir kurdele kullandım.
- I used a ribbon to tie my hair into a ponytail.
- Saçımı bir atkuyruğu bağlamak için bir kurdele kullandım.
- She put a red ribbon on her umbrella as a mark.
- Şemsiyesine işaret olarak kırmızı bir kurdele taktı.
- My sister bought me a red ribbon.
- Kız kardeşim bana kırmızı bir kurdele aldı.
- The cat had a ribbon around its neck.
- Kedinin boynunda bir kurdele vardı.
- Take the ribbon from my hair.
- Saçımdaki kurdeleyi al.
- I used a ribbon to tie my hair into a ponytail.
- Saçımı atkuyruğu bağlamak için bir kurdale kullandım.
- I used a ribbon to tie my hair into a ponytail.
- Saçımı at kuyruğu şeklinde bağlamak için bir kurdele kullandım.
- Tom untied the ribbon.
- Tom kurdeleyi çözdü.
- Mary wore a red ribbon in her hair.
- Mary saçına kırmızı bir kurdele takmıştı.
- The mother tied a ribbon in her daughter's hair.
- Anne kızının saçına bir kurdele bağladı.
- Did you win a ribbon, too?
- Sen de mi kurdele kazandın?
- Jane wore the same ribbon as her mother did.
- Jane annesinin taktığı kurdelenin aynısını takıyordu.
- The ribbon doesn't match the dress.
- Kurdele elbiseye uymuyor.
Show More (23)
|