rose - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
rose gül n.
  • He bought roses for her for valentines day.
  • Sevgililer gününde ona güller aldı.
  • Bread, rose and freedom have never been alternatives together.
  • Ekmek, gül ve hürriyet hiçbir zaman birlikte alternatif olmamıştır.
  • It is like discussing the equality of a rose and jasmine.
  • Gül ve yaseminin eşitliğini tartışmak gibi bir şey.
Show More (86)
rose gül rengi n.
  • We found a rose-gold coloured phone on the street.
  • Sokakta yaldızlı gül rengi bir telefon bulduk.
Show More (-2)
rose süzgeçli ağızlık (bahçe sulama kovası) n.
  • A watering rose prevents the soil from scattering.
  • Sulama kovasındaki süzgeçli ağızlık toprağın dağılmasını önlemektedir.
Show More (-2)
rose gül pembesi adj.
  • James wore a rose tie that matched his shoes.
  • James ayakkabılarıyla uyumlu gül pembesi bir kravat takmıştı.
Show More (-2)