1 |
run down |
akmak |
v. |
|
- When it started raining, Mary's hair dye ran down her forehead.
- Yağmur yağmaya başladığında, Mary'nin saç boyası alnından aşağı aktı.
- Tears ran down my cheeks.
- Gözyaşlarım yanaklarımdan aşağı aktı.
- A drop of sweat ran down Tom's face.
- Tom'un yüzünden bir damla ter aktı.
- A drop of sweat ran down his side.
- Yan tarafından bir damla ter aktı.
- A small stream ran down among the rocks.
- Kayaların arasından küçük bir dere akıyordu.
- A drop of sweat ran down his nose.
- Burnundan bir damla ter aktı.
- A drop of sweat ran down his neck.
- Bir damla ter boynundan aşağı aktı.
- Tom laughed so much tears ran down his cheeks.
- Tom o kadar çok güldü ki gözyaşları yanaklarından aşağı aktı.
- A drop of sweat ran down his cheek.
- Bir damla ter yanağından aşağı aktı.
- A drop of sweat ran down his forehead.
- Bir damla ter alnından aşağı aktı.
- A drop of sweat ran down his temple.
- Şakağından bir damla ter aktı.
- A drop of sweat ran down his back.
- Sırtından bir damla ter aktı.
- A drop of sweat ran down the side of his temple.
- Şakağının kenarından bir damla ter aktı.
- A drop of sweat ran down the side of his temple.
- Şakağının yanından bir damla ter aktı.
- A drop of sweat ran down her brow.
- Alnından bir damla ter aktı.
- A drop of sweat ran down his cheek.
- Yanağından bir damla ter aktı.
- A drop of sweat ran down his side.
- Onun böğründen bir damla ter aktı.
- When it started raining, Mary's hair dye ran down her forehead.
- Yağmur yağmaya başladığında, Mary'nin saç boyası alnına aktı.
- A drop of sweat ran down his neck.
- Boynundan bir damla ter aktı.
- Hot tears ran down her cheeks.
- Sıcak gözyaşları yanaklarından aşağı aktı.
- A drop of sweat ran down his forehead.
- Alnından bir damla ter aktı.
- A drop of sweat ran down his nose.
- Bir damla ter burnundan aşağı aktı.
- A drop of sweat ran down his back.
- Bir damla ter sırtından aşağı aktı.
- A drop of sweat ran down Tom's back.
- Tom'un sırtından bir damla ter aktı.
- A drop of sweat ran down his temple.
- Bir damla ter şakağından aşağı aktı.
Show More (22)
|
2 |
run down |
süzülmek (gözyaşı) |
v. |
|
- She called out to him, with tears running down her cheeks.
- Yanaklarından süzülen yaşlarla ona seslendi.
- She looked at me with tears running down her cheeks.
- Yanaklarından süzülen gözyaşlarıyla bana baktı.
- She called out to him, with tears running down her cheeks.
- Gözyaşları yanaklarından süzülürken ona seslendi.
- Hot tears ran down her cheeks.
- Yanaklarından sıcak gözyaşları süzüldü.
- He read the letter with tears running down his cheeks.
- Mektubu yanaklarından süzülen gözyaşlarıyla okudu.
- A tear ran down Tom's cheek.
- Tom'un yanağından bir damla gözyaşı süzüldü.
Show More (3)
|
3 |
run down |
durmak (saat kurgusu bittiği için) |
v. |
|
- My watch has run down.
- Saatim durdu.
- My watch ran down and I didn't know the time.
- Saatim durdu ve saati bilmiyordum.
Show More (-1)
|
4 |
run down |
dökülmek |
v. |
|
- The house is quite run down.
- Ev, oldukça dökülüyor.
- Tears ran down my cheeks.
- Yanaklarımdan gözyaşları döküldü.
Show More (-1)
|
5 |
run down |
bitmek |
v. |
|
- The car battery has run down.
- Arabanın aküsü bitmiş.
Show More (-2)
|
6 |
run down |
ezmek |
v. |
|
- The car ran down the policeman.
- Araba, polisi ezdi.
Show More (-2)
|
7 |
run down |
çiğnemek |
v. |
|
- The car ran down the policeman.
- Araba, polisi çiğnedi.
Show More (-2)
|