|
- She at once made herself a salad and ate it happily.
- Hemen kendine bir salata yaptı ve mutlulukla yedi.
- Chop some lettuce, cucumber, whatever else you might want for your salad.
- Salatanız için biraz marul, salatalık veya başka ne isterseniz doğrayın.
- She at once made herself a salad and ate it happily.
- Bir anda kendine bir salata yaptı ve mutlulukla yedi.
- Chop some lettuce, cucumber, whatever else you might want for your salad.
- Salatanız için biraz marul, salatalık ya da başka ne isterseniz doğrayın.
- Tom asked Mary to bring a salad to the party.
- Tom, Mary'den partiye salata getirmesini istedi.
- Mary ate a grilled chicken salad.
- Mary ızgara tavuk salatası yedi.
- Please bring a salad.
- Lütfen bir salata getir.
- Tom knew that salads were healthy, so he ate at least one salad a day.
- Tom salataların sağlıklı olduğunu biliyordu, bu yüzden günde en az bir tane salata yedi.
- Teach them how to make a salad.
- Onlara bir salata nasıl yapılır öğret.
- I got a takeout salad for lunch.
- Öğle yemeği için paket salata aldım.
- My mother forgot to add salt to the salad.
- Annem salataya tuz eklemeyi unuttu.
- What do you like on your salad?
- Salatanda ne seversin?
- Can you make a tasty salad?
- Lezzetli bir salata yapabilir misin?
- After Tom had eaten everything on his plate, he asked Mary if he could eat her salad.
- Tom tabağındaki her şeyi yedikten sonra Mary'ye salatasını yiyip yiyemeyeceğini sordu.
- My mother often makes pasta salad.
- Annem sık sık makarna salatası yapar.
- Please chop the chicken for the salad.
- Lütfen salata için tavuğu doğra.
- Tom put some salad on his plate.
- Tom tabağına biraz salata koydu.
- I like chives in my soup, but not in my salad.
- Çorbamda frenksoğanını severim ama salatamda değil.
- She ate a kale salad.
- Lahana salatası yedi.
- Wolves don't eat salad.
- Kurtlar salata yemez.
- Mary made a kale and quinoa salad.
- Mary lahana ve kinoa salatası yaptı.
- He shoveled down the herring salad.
- Ringa balığı salatasını mideye indirdi.
- Tom ate the salad that Mary made for him.
- Tom, Mary'nin onun için yaptığı salatayı yedi.
- I want Italian dressing on my salad.
- Salatamın üstüne İtalyan sosu istiyorum.
- We could make a salad.
- Bir salata hazırlayabiliriz.
- The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.
- Salata; zeytinyağı, kruton ve fındık olmadan tamamlanmamıştır.
- It comes with soup or salad.
- Çorba veya salata ile geliyor.
- Waldorf salad is an American invention from the nineteenth century.
- Waldorf salatası on dokuzuncu yüzyıldan bir Amerikan buluşudur.
- Can salad really be bad for you?
- Salata gerçekten senin için kötü olabilir mi?
- This salad is really good.
- Bu salata gerçekten iyi.
- The small fork is for your salad, and the large one is for the main course.
- Küçük çatal salata için ve büyük olan ana yemek içindir.
- Tom is shaking salt on his salad.
- Tom onun salatasına tuz serpiyor.
- He devoured the herring salad.
- Ringa balığı salatasını mideye indirdi.
- I'd like some salad.
- Biraz salata istiyorum.
- Tom asked Mary to bring a salad to the party.
- Tom Mary'den partiye salata getirmesini istedi.
- Tom made a healthy salad.
- Tom sağlıklı bir salata yaptı.
- What kind of dressing do you want on your salad?
- Salatana ne tür bir sos istersin?
- Would you like some salad?
- Biraz salata ister misin?
- They'd like sandwiches, salad, and juice, also.
- Sandviç, salata ve meyve suyu da istiyorlar.
- The small fork is for your salad, and the large one is for the main course.
- Küçük çatal salata için, büyük çatal ise ana yemek için.
- We have no salad in the bowl.
- Kasede hiç salatamız yok.
- Would you like some more salad?
- Biraz daha salata ister misiniz?
- Could you prepare the salad?
- Salatayı hazırlar mısınız?
- Tom can't even make a salad.
- Tom salata bile yapamıyor.
- This salad is really good.
- Bu salata gerçekten çok güzel.
- We dined off steak and salad.
- Biz, biftek ve salata yedik.
- Help yourself to the salad.
- Salatadan alın.
- He gobbled down the herring salad.
- Ringa balığı salatasını gömdü.
- She only eats salads.
- O sadece salata yer.
- Tom didn't like Mary's salad.
- Tom, Mary'nin salatasını beğenmedi.
- I'd like a salad.
- Salata istiyorum.
- Would you like some salad?
- Biraz salata ister misiniz?
- Here's your salad.
- İşte salatanız.
- This salad could use some salt.
- Bu salataya biraz tuz iyi gider.
- Could you make the salad?
- Salatayı yapabilir misin?
- What do you like on your salad?
- Salatanda ne istersin?
- Tom didn't eat his salad.
- Tom salatasını yemedi.
- He likes salads that contain sour cream.
- Ekşi krema içeren salataları seviyor.
- Please help yourself to the salad.
- Lütfen salata alın.
- This salad is so good.
- Bu salata çok güzel.
- For lunch we had a pepperoni pizza with tossed salad.
- Öğle yemeğinde biberli pizza ve salata yedik.
- The salad is very salty.
- Salata çok tuzlu.
- I'd like a salad.
- Bir salata istiyorum.
- There were garbanzo beans in the salad as well as in the hummus.
- Humusun yanı sıra salatada da garbanzo fasulyesi vardı.
- He ate a herring salad.
- Ringa balığı salatası yedi.
- Do you want fresh ground pepper on your salad?
- Salatana taze çekilmiş biber ister misin?
- The best salad you'll ever eat is the one they serve with their lunch special.
- Yiyebileceğin en iyi salata, öğle yemeği spesiyallerinin yanında verdikleri salatadır.
- This salad has a lemon taste.
- Bu salatanın limon tadı var.
- Please bring a salad.
- Lütfen salata getir.
- He ate chicken, along with salad and rolls.
- Salata ile birlikte tavuk dürüm yedi.
- My mother forgot to add salt to the salad.
- Annem salataya tuz eklemeyi unutmuş.
- He likes to eat salad with meat.
- Etli salata yemeyi sever.
- She heaped her plate with salad.
- Tabağını salatayla tamamen doldurdu.
- I will prepare a salad of tomatoes and cheese.
- Domatesli ve peynirli bir salata hazırlayacağım.
- Will you give me the recipe for your salad?
- Bana salatanın tarifini verir misin?
- This salad could use some salt.
- Bu salatada biraz tuz kullanılabilir.
- I'll be counting on you to bring a salad.
- Salata getirmen için sana güveniyor olacağım.
- I ate the salad.
- Salatayı yedim.
- Do you want fresh ground pepper on your salad?
- Salatanda taze çekilmiş karabiber istiyor musun?
- She heaped her plate with salad.
- Tabağını salatayla tepeleme doldurdu.
- You have the choice of soup or salad.
- Çorba veya salata seçeneğiniz var.
- The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.
- Zeytinyağı, kruton ve fındık olmadan salata eksik kalır.
- Here's your salad.
- İşte salatan.
- Does that price include soup and salad?
- O fiyata çorba ve salata dahil mi?
- Mary made a kale and quinoa salad.
- Mary bir kıvırcık lahana ve kinoa salatası yaptı.
- Help yourself to the salad.
- Salata buyurun.
- They ate salad on the cliff, but got sick on the hike back.
- Uçurumda salata yediler ama dönüş yolunda hastalandılar.
- Do you know how to make a raw fish salad?
- Çiğ balık salatası yapmayı biliyor musun?
- Let's split a salad.
- Salatayı bölüşelim.
- Would you like some more salad?
- Biraz daha salata ister misin?
- Could you make the salad?
- Salata yapar mısın?
- I prefer salad for supper; I'm usually not hungry at this time of the day.
- Akşam yemeği için salata tercih ederim; günün bu saatinde genellikle aç değilimdir.
- I ate steak and salad.
- Biftek ve salata yedim.
- He gobbled down the herring salad.
- Ringa balığı salatasını mideye indirdi.
- Slice up the tomatoes and put them in the salad.
- Domatesleri dilimleyin ve salatanın içine koyun.
- He likes to eat salad with meat.
- O, etli salata yemekten hoşlanır.
- Tom ate the salad.
- Tom salatayı yedi.
- Radishes are commonly used as a salad vegetable and eaten raw.
- Turp çoğunlukla salata sebzesi olarak kullanılır ve çiğ yenir.
- This salad is so good.
- Bu salata çok iyi.
- What kind of salad is this?
- Ne tür bir salata bu?
- Bring her a plate of salad.
- Ona bir tabak salata getir.
- Would you pass the salad?
- Salatayı uzatır mısın?
- Teach me how to make a salad.
- Bana salata hazırlamayı öğret.
- Let me help you cut up vegetables for the salad.
- Salata için sebzeleri kesmene yardım edeyim.
- What kind of salad is this?
- Bu ne tür salata?
- Should I bring a salad or something?
- Size bir salata falan getirmeli miyim?
- Please help yourself to the salad.
- Lütfen salata buyurun.
- Could you prepare the salad?
- Salatayı hazırlayabilir misin?
- I'd like some salad.
- Biraz salata isterim.
- He devoured the herring salad.
- Ringa balığı salatasını gömdü.
- I don't like salad.
- Salata sevmiyorum.
- Did you enjoy the salad?
- Salatayı beğendin mi?
- How is the salad?
- Salata nasıl?
- Come help me make the salad.
- Gel de salata yapmama yardım et.
- Do you want a salad?
- Bir salata ister misin?
- Would you like a little more salad?
- Biraz daha salata ister misin?
- Slice up the tomatoes and put them in the salad.
- Domatesleri dilimle ve onları salataya koy.
- Niçoise salad is a typical food of the area near Nice.
- Niçoise salatası Nice yakınlarındaki bölgenin tipik bir yemeğidir.
- Tom knew Mary wasn't going to eat any salad.
- Tom, Mary'nin hiç salata yemeyeceğini biliyordu.
- I like chives in my soup, but not in my salad.
- Frenk soğanını çorbamda severim ama salatamda değil.
- Waldorf salad is an American invention from the nineteenth century.
- Waldorf salatası on dokuzuncu yüzyıldan kalma bir Amerikan icadıdır.
- Do you eat salads?
- Salata yer misin?
- I want Italian dressing on my salad.
- Salatama İtalyan sosu istiyorum.
- Let me help you cut up vegetables for the salad.
- Salata için sebzeleri doğramana yardım edeyim.
- I brought a salad.
- Bir salata getirdim.
- Radishes are commonly used as a salad vegetable and eaten raw.
- Turp yaygın olarak salata sebzesi olarak kullanılır ve çiğ olarak yenir.
- Does that price include soup and salad?
- Bu fiyata çorba ve salata dahil mi?
- Do you want a salad?
- Salata ister misin?
- Tom is shaking salt on his salad.
- Tom salatasına tuz atıyor.
- Tom made a healthy salad.
- Tom sağlıklı bir salata hazırladı.
- The salad contained marijuana and then he realized he loved his new job.
- Salata esrar içeriyordu ve sonrasında o yeni işini sevdiğini fark etti.
- He likes salads that contain sour cream.
- O, ekşi krema içeren salatalardan hoşlanır.
- Laurie ate the salad.
- Laurie salatayı yedi.
- Did you enjoy the salad?
- Salatadan hoşlandın mı?
- This salad is not sour enough.
- Bu salata yeterince ekşi değil.
- Tom ate Mary's salad.
- Tom, Mary'nin salatasını yedi.
- Tom knew Mary wasn't going to eat any salad.
- Tom, Mary'nin salata yemeyeceğini biliyordu.
- What do you want on your salad?
- Salatanın üzerine ne istersin?
- I'll be counting on you to bring a salad.
- Bir salata getireceğinize güveniyor olacağım.
- They ate salad on the cliff, but got sick on the hike back.
- Uçurumun üstünde salata yediler, ancak yürüyüş sırasında hastalandılar.
- Please chop the chicken for the salad.
- Lütfen salata için tavuğu doğrayın.
- He ate a herring salad.
- O bir ringa balığı salatası yedi.
- Mary put some roasted pecans into her salad.
- Mary salatasının içine biraz kavrulmuş ceviz koydu.
- Can salad really be bad for you?
- Salata senin için gerçekten kötü olabilir mi?
- Do you eat salads?
- Salata yiyor musun?
- Will you give me the recipe for your salad?
- Bana salata tarifini verir misin?
- I don't like salad.
- Salata sevmem.
- Who brought the salad?
- Salatayı kim getirdi?
- I don't like salad.
- Salatayı sevmiyorum.
- Tom knew that salads were healthy, so he ate at least one salad a day.
- Tom salataların sağlıklı olduğunu biliyordu, bu yüzden günde en az bir salata yiyordu.
- Should I bring a salad or something?
- Salata falan getireyim mi?
- I brought a salad.
- Salata getirdim.
- What kind of dressing do you want on your salad?
- Salatanda ne tür sos istiyorsun?
- I got a takeout salad for lunch.
- Öğle yemeği için bir paket salata aldım.
- He shoveled down the herring salad.
- Ringa balığı salatasını gömdü.
- I'm tired of salads.
- Salatalardan bıktım.
- Mary put some roasted pecans into her salad.
- Mary salatasına biraz kavrulmuş ceviz koydu.
- I'm tired of salads.
- Salatadan bıktım.
- Why don't we split a salad?
- Neden bir salatayı paylaşmıyoruz?
- Help yourself to the salad.
- Salatadan buyrun.
Show More (157)
|