1 |
sarcastic |
alaycı |
adj. |
|
- I was just trying to be sarcastic.
- Sadece alaycı davranmaya çalışıyordum.
- Pure self-righteousness and self-satisfaction make me want to be a bit sarcastic.
- Kendini beğenmişlik ve kendini beğenmişlik beni biraz alaycı olmaya itiyor.
- I think Tom was being sarcastic.
- Bence Tom alaycı davranıyordu.
- You're being sarcastic, aren't you?
- Alaycı davranıyorsun, değil mi?
- Why is Tom being so sarcastic?
- Tom neden bu kadar alaycı davranıyor?
- Tom is extremely sarcastic.
- Tom son derece alaycı.
- You're sarcastic.
- Sen alaycısın.
- Do you think Tom was being sarcastic?
- Sence Tom alaycı mı davranıyordu?
- I suspect that Tom is being sarcastic.
- Tom'un alaycı olduğundan şüpheleniyorum.
- Did you think I was being sarcastic?
- Sence ben alaycı mıydım?
- Did you think I was being sarcastic?
- Alaycı olduğumu mu düşündün?
- Tom is very sarcastic.
- Tom çok alaycı.
- Tom is being sarcastic.
- Tom alaycı davranıyor.
- I'm being sarcastic.
- Alaycı oluyorum.
- I didn't think Tom would be so sarcastic.
- Tom'un bu kadar alaycı olacağını sanmıyordum.
- I'm not being sarcastic.
- Alaycı değilim.
- I suspect Tom is being sarcastic.
- Tom'un alaycı olduğundan şüpheleniyorum.
- You don't have to be so sarcastic.
- Alaycı olmak zorunda değilsin.
- I think Tom is being sarcastic.
- Bence Tom alaycı davranıyor.
- Tom said Mary is probably still sarcastic.
- Tom, Mary'nin muhtemelen alaycı olduğunu söyledi.
- Tom is sarcastic, isn't he?
- Tom alaycı, değil mi?
- Tom was sarcastic.
- Tom alaycıydı.
- I wonder whether Tom is being sarcastic.
- Acaba Tom alaycı mı davranıyor?
- You don't have to be sarcastic.
- Alaycı olmak zorunda değilsin.
- Tom was very sarcastic, wasn't he?
- Tom çok alaycıydı, değil mi?
- Tom is sarcastic.
- Tom alaycı.
- You don't have to be so sarcastic.
- Bu kadar alaycı olmana gerek yok.
- Why are you being so sarcastic?
- Neden bu kadar alaycısın?
- I didn't think Tom would be so sarcastic.
- Tom'un bu kadar alaycı olacağını düşünmemiştim.
- I suspect Tom was just being sarcastic.
- Tom'un sadece alaycı davrandığından şüpheleniyorum.
- I love to be sarcastic.
- Alaycı olmayı severim.
- Tom knew that I was being sarcastic.
- Tom alaycı olduğumu biliyordu.
- Tom is quite sarcastic.
- Tom oldukça alaycı.
- Tom said Mary is probably still sarcastic.
- Tom, Mary'nin muhtemelen hala alaycı olduğunu söyledi.
- Are you being sarcastic?
- Alaycı mısın?
- I think Tom was just being sarcastic.
- Tom'un sadece alaycı davrandığını düşünüyorum.
- Tom told me that he thought Mary was being sarcastic.
- Tom bana Mary'nin alaycı olduğunu düşündüğünü söyledi.
- You don't have to be sarcastic.
- Sen alaycı olmak zorunda değilsin.
- Tom is likely to be sarcastic.
- Tom'un alaycı olması muhtemel.
- You're being sarcastic, right?
- Alaycı davranıyorsun, değil mi?
- I can't tell if Tom is being sarcastic or not.
- Tom'un alaycı olup olmadığını söyleyemem.
- Tom is being sarcastic, isn't he?
- Tom alaycı davranıyor, değil mi?
- Tom knew that I was being sarcastic.
- Tom alaycı davrandığımı biliyordu.
- I don't think Tom was being sarcastic.
- Tom'un alaycı olduğunu sanmıyorum.
- Tom is very sarcastic, isn't he?
- Tom çok alaycı, değil mi?
- Tom is very sarcastic.
- Tom çok alaycı biridir.
Show More (43)
|
2 |
sarcastic |
iğneleyici |
adj. |
|
- Tom is likely to be sarcastic.
- Tom muhtemelen iğneleyici olacak.
- Tom is sarcastic, isn't he?
- Tom iğneleyici, değil mi?
- You're being sarcastic, aren't you?
- İğneleyici oluyorsun, değil mi?
- I wasn't trying to be sarcastic.
- İğneleyici olmaya çalışmıyordum.
- Tom was sarcastic.
- Tom iğneleyici davranıyordu.
- Tom is being sarcastic.
- Tom iğneleyici oluyor.
- I was being sarcastic.
- İğneleyici davranıyordum.
- I'm not trying to be sarcastic.
- İğneleyici olmaya çalışmıyorum.
- Tom was sarcastic.
- Tom iğneleyiciydi.
- I wonder whether Tom is being sarcastic.
- Tom'un iğneleyici olup olmadığını merak ediyorum.
- Tom is quite sarcastic.
- Tom oldukça iğneleyici.
- You're being sarcastic, right?
- İğneleyici konuşuyorsun, değil mi?
Show More (9)
|
3 |
sarcastic |
alaylı |
adj. |
|
- Tom is being sarcastic, isn't he?
- Tom alaylı davranıyor, değil mi?
- You're being sarcastic, I hope.
- Umarım alay ediyorsundur.
Show More (-1)
|
4 |
sarcastic |
sarkastik |
adj. |
|
- I wasn't trying to be sarcastic.
- Sarkastik olmaya çalışmıyordum.
Show More (-2)
|