|
- Someone who over 24 years after the event is still searching for her son Simon.
- Olaydan 24 yıl sonra hala oğlu Simon'u arayan biri.
- In particular, they must search for, and then destroy, weapons of mass destruction and delivery systems.
- Özellikle de kitle imha silahlarını ve taşıma sistemlerini arayıp bulmalı ve sonra da yok etmelidirler.
- People could go back and search for different reasons why there are numbers of people there.
- İnsanlar geriye dönüp orada neden çok sayıda insan olduğuna dair farklı nedenler arayabilir.
- I feel that we too should search for our wits, in other words our minds, the wisdom that humanity has lost.
- Bizim de aklımızı, yani insanlığın kaybettiği bilgeliği aramamız gerektiğini düşünüyorum.
- In particular, they must search for, and then destroy, weapons of mass destruction and delivery systems.
- Özellikle de kitle imha silahlarını ve dağıtım sistemlerini aramalı ve ardından imha etmelidirler.
- Hundreds and hundreds of foreign reporters have searched for Chechens in Afghanistan.
- Yüzlerce ve yüzlerce yabancı muhabir Afganistan'da Çeçenleri aradı.
- Orlando goes to the moon to search for his lost wits.
- Orlando kaybettiği aklını aramak için aya gider.
- Orlando goes to the moon to search for his lost wits.
- Orlando kaybettiği aklını aramak için Ay'a gider.
- Light must be shed upon the costs of compulsory data storage and of searching for information.
- Zorunlu veri depolama ve bilgi arama maliyetlerine ışık tutulmalıdır.
- Content marketing should answer questions your readers are searching for.
- İçerikle pazarlama, okuyucularınızın aradığı soruları yanıtlamalıdır.
- Content marketing should answer questions your readers are searching for.
- İçerikle pazarlama okuyucuların aradığı sorulara cevap vermelidir.
- Do not waste time searching for libraries on the web.
- İnternette kütüphane aramakla zaman kaybetmeyin.
- If so, launch your web browser and search for download ipsw.
- Eğer öyleyse, web tarayıcınızı başlatın ve ipsw indir için arama yapın.
- Content marketing should answer questions your readers are searching for.
- İçerikle pazarlama, okuyucularınızın aradığı sorulara yanıt vermelidir.
- Making art is a search for truth and meaning.
- Sanat yapmak hakikati ve anlamı aramaktır.
- Heavy fog and rain hindered the search for the missing bushwalkers.
- Yoğun sis ve yağmur kayıp yürüyüşçülerin aranmasını engelledi.
- Tom has been searching for Mary for years.
- Tom yıllardır Mary'yi arıyor.
- They did not have time to search for it.
- Onu aramak için zamanları yoktu.
- If you get lost in a crowd, I'll search for you.
- Kalabalıkta kaybolursan, seni ararım.
- The police have been searching for Tom for years.
- Polis yıllardır Tom'u arıyor.
- The police searched for the lost boy.
- Polisler kayıp çocuğu aradılar.
- Cookie searched for something, but our dog literally barked up the wrong tree.
- Cookie bir şey arıyordu ama köpeğimiz tam anlamıyla yanlış ağaca havlamıştı.
- He searched for me, found me, and now we're a couple.
- Beni aradı, buldu ve şimdi bir çift olduk.
- I am searching for my brother.
- Erkek kardeşimi arıyorum.
- Police is searching for the killer.
- Polis katili arıyor.
- Tom searched for the key.
- Tom anahtarı aradı.
- He searched for the key.
- Anahtarı aradı.
- They all searched for the missing child.
- Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.
- We have spent a lot of time searching for a parking space.
- Bir park yeri aramak için çok zaman harcadık.
- We've been searching for you.
- Biz seni arıyoruz.
- I thought you'd be out searching for Tom.
- Dışarıda Tom'u ararsın diye düşünmüştüm.
- Because of the storm, we couldn't search for the lost child.
- Fırtına yüzünden kayıp çocuğu arayamadık.
- In order to make a phone call, I put my hand in my pocket and searched for a coin.
- Bir telefon görüşmesi yapmak için elimi cebime soktum ve bozuk para aradım.
- She searched for her granddaughter who had been taken away.
- Kaçırılan torununu aradı.
- We've been searching for you.
- Seni arıyorduk.
- The police searched for the missing child.
- Polis, kayıp çocuğu aradı.
- I'm searching for any kind of work.
- Herhangi bir iş arıyorum.
- The rescue team searched for Tom.
- Kurtarma ekibi Tom'u aradı.
- We are searching for a place to stay.
- Kalacak bir yer arıyoruz.
- He's always searching for a good job.
- O her zaman iyi bir iş arıyor.
- The storm kept us from searching for the missing child.
- Fırtına kayıp çocuğu aramamızı engelledi.
- We have three divers now searching for a gun that we believed that the suspect threw off the bridge.
- Şüphelinin köprüden attığına inandığımız bir silahı şu an arayan üç dalgıcımız var.
- Jeff searched for three months before he found a job.
- Bir iş bulmadan önce, Jeff üç ay boyunca aradı.
- I thought you'd be out searching for Tom.
- Tom'u aramak için dışarıda olacağını düşündüm.
- I've been searching for him.
- Onu arıyordum.
- I should have confirmed it by searching for the original one.
- Orijinalini arayarak teyit etmeliydim.
- Tom is searching for something.
- Tom bir şey arıyor.
- Fadil was searching for the drugs and money.
- Fadıl uyuşturucuları ve parayı arıyordu.
- The police said they wouldn't stop searching for Tom.
- Polis, Tom'u aramayı bırakmayacaklarını söyledi.
- I've been searching for Tom.
- Tom'u arıyorum.
- They all searched for the missing child.
- Hepsi kayıp çocuğu aradı.
- I was searching for food.
- Yemek arıyordum.
- The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
- Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
- I've been searching for my puppy for weeks.
- Haftalardır yavru köpeğimi arıyorum.
- They all searched for the lost child.
- Hepsi kayıp çocuğu aradı.
- The rescue party searched for the missing passengers.
- Kurtarma ekibi kayıp yolcuları aradı.
- Sami was searching for love on the Internet.
- Sami internette aşk arıyordu.
- People were in the woods searching for Fadil.
- İnsanlar ormanda Fadıl'ı arıyorlardı.
- We have spent a lot of time searching for a parking space.
- Park yeri aramak için çok zaman harcadık.
- I've been searching for them.
- Ben onları arıyordum.
- I've been searching for Tom.
- Tom'u arıyordum.
- The men are searching for the Fountain of Youth.
- İnsanlar Gençlik Çeşmesini arıyorlar.
- I'm searching for food.
- Yiyecek arıyorum.
- Sami searched for Layla through the night.
- Sami gece boyunca Layla'yı aradı.
- They all searched for the lost child.
- Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.
- I need to search for my pen.
- Dolma kalemimi aramalıyım.
- We're searching for a solution to the problem.
- Probleme bir çözüm aramakatayız.
- The cops are searching for the missing documents.
- Polisler, kayıp belgeleri arıyor.
- The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
- Polis memuru neredeyse bir aydır çalınan malları arıyor.
- A little girl, with tears in her eyes, searched for her mother.
- Küçük bir kız, gözlerinde yaşlarla annesini arıyordu.
- I've been searching for her.
- Ben onu arıyordum.
- Tom's searching for his biological father.
- Tom biyolojik babasını arıyor.
- I've been searching for you.
- Ben seni arıyordum.
- The police searched for the lost boy.
- Polis kayıp çocuğu aradı.
- We searched for the two boys everywhere, but neither could be found.
- İki erkek çocuğu her yerde aradık ama hiçbiri bulunamadı.
- The cops are searching for the missing documents.
- Polisler, eksik belgeleri arıyor.
- The boy was searching for the key that he had lost.
- Çocuk kaybettiği anahtarı arıyordu.
- I was searching for something that didn't exist.
- Ben olmayan bir şey arıyordum.
- They searched for the girl.
- Kızı aradılar.
- Sami was searching for a date.
- Sami bir randevu arıyordu.
- We're searching for a solution to the problem.
- Sorun için bir çözüm arıyoruz.
- A little girl, with tears in her eyes, searched for her mother.
- Gözlerinde yaşlar olan küçük bir kız annesini arıyordu.
- We searched for the two boys everywhere, but neither could be found.
- Her yerde iki çocuğu aradık ama ikisini de bulamadık.
- I've been searching for them.
- Onları arıyorum.
- I was searching for food.
- Yiyecek arıyordum.
- I searched for the meaning of this word in the dictionary.
- Sözlükte bu kelimenin anlamını aradım.
- The boy was searching for the lost key.
- Oğlan, kayıp anahtarı arıyordu.
- She searched for her granddaughter who had been taken away.
- O kaçırılan torununu aradı.
- They'll no doubt be searching for us.
- Şüphesiz bizi arıyor olacaklardır.
- The policeman went over the room in search for evidence.
- Polis, kanıt aramak için odayı gözden geçirdi.
- The scientist searched for the bones of the dinosaurs in the valley.
- Bilim insanı vadide dinozorların kemiklerini aradı.
- People were in the woods searching for Fadil.
- İnsanlar ormanda Fadıl'ı arıyordu.
- The police said they wouldn't stop searching for Tom.
- Polis Tom'u aramaktan vazgeçmeyeceğini söyledi.
- Jeff searched for three months before he found a job.
- Jeff iş bulana kadar üç ay boyunca iş aradı.
- Sami searched for his children in Egypt but in vain.
- Sami Mısır'da çocuklarını aradı ama nafile.
- Fadil was searching for the drugs and money.
- Fadil uyuşturucu ve parayı arıyordu.
- Tom is searching for a way out.
- Tom bir çıkış yolu arıyor.
- We've been searching for them.
- Onları aramaktayız.
- The water was so murky that the police divers had to search for the body by feel.
- Su o kadar bulanıktı ki polis dalgıçları cesedi hissederek aramak zorunda kaldı.
- I was searching for something that didn't exist.
- Var olmayan bir şeyi arıyordum.
- He searched for me, found me, and now we're a couple.
- O beni aradı, beni buldu ve şimdi biz bir çiftiz.
- I've been searching for him.
- Ben de onu arıyordum.
- The boy was searching for the lost key.
- Çocuk, kayıp anahtarı arıyordu.
- Tom was searching for his wife Mary.
- Tom karısı Mary'yi arıyordu.
- Sami was searching for love on the Internet.
- Sami aşkı internette arıyordu.
- It looked like Tom was searching for something.
- Tom bir şey arıyor gibi görünüyordu.
- Tom seems to be searching for something.
- Tom bir şey arıyor gibi görünüyor.
- Tom wants to search for information.
- Tom bilgi aramak istiyor.
- Heavy fog and rain hindered the search for the missing bushwalkers.
- Ağır sis ve yağmur, doğa yürüyüşçülerini aramayı engelledi.
- The police are searching for an escaped prisoner.
- Polis kaçan bir mahkumu arıyor.
- I am searching for my brother.
- Kardeşimi arıyorum.
- The storm kept us from searching for the missing child.
- Fırtına, kayıp çocuğu aramamızı engelledi.
- I need to search for my pen.
- Kalemimi aramam lazım.
- We've been searching for them.
- Onları arıyorduk.
- The men are searching for the Fountain of Youth.
- İnsanlar Gençlik Pınarı'nı arıyorlar.
- Because of the storm, we couldn't search for the lost child.
- Fırtınadan dolayı kayıp çocuğu arayamadık.
- He's always searching for a good job.
- Her zaman iyi bir iş arıyor.
- They'll no doubt be searching for us.
- Şüphesiz bizi arıyor olacaklar.
- We've been searching for you for days.
- Günlerdir seni arıyoruz.
- I am still searching for the truth.
- Hâlâ gerçeği arıyorum.
- What are you searching for?
- Ne arıyorsun?
- The police is searching for an escaped prisoner.
- Polis kaçan bir mahkumu arıyor.
- I'm searching for food.
- Ben yiyecek arıyorum.
- I've been searching for her.
- Ben onu arıyorum.
- We have three divers now searching for a gun that we believed that the suspect threw off the bridge.
- Şu anda üç dalgıcımız şüphelinin köprüden attığına inandığımız silahı arıyor.
Show More (122)
|
