|
- Mothers can be very sentimental about their children.
- Anneler çocukları söz konusu olduğunda çok duygusal davranabiliyorlar.
- As the manager, you shouldn't look at the matter from a sentimental aspect.
- Yönetici olarak konuya duygusal yaklaşmamanız gerek.
- There is a sentimental side to nationality; it is at once body and soul; a Zollverein is not a fatherland.
- Milliyetin duygusal bir yanı vardır; aynı anda hem beden hem de ruhtur; bir Zollverein bir anavatan değildir.
- Don't be so sentimental.
- Bu kadar duygusal olmayın.
- Tom avoided listening to sad and sentimental love songs after he and Mary had split up.
- Tom, Mary ile ayrıldıktan sonra hüzünlü ve duygusal aşk şarkıları dinlemekten kaçındı.
- Don't be so sentimental.
- Bu kadar duygusal olma.
- Don't get sentimental.
- Duygusallaşma.
- Don't get sentimental.
- Duygusal olma.
- Tom couldn't help but feel sentimental.
- Tom duygusal hissetmekten kendini alamadı.
Show More (6)
|