skill - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
skill yetenek n.
  • It is extremely important that the Security Council members use all their skill to achieve unanimity.
  • Güvenlik Konseyi üyelerinin oybirliği sağlamak için tüm yeteneklerini kullanmaları son derece önemlidir.
  • The accession of the candidate countries with their strong skills base will offer the Union enormous opportunities.
  • Güçlü yetenek altyapısına sahip aday ülkelerin katılımı Birliğe muazzam fırsatlar sunacaktır.
  • He had hoped, with his skill, his experience and generosity, for greater cooperation.
  • Yeteneği, deneyimi ve cömertliğiyle daha büyük bir işbirliği ummuştu.
Show More (79)
skill beceri n.
  • You must have good verbal skills to work in customer services.
  • Müşteri hizmetlerinde çalışmak için sözel becerilerinizin iyi olması gerekir.
  • The Danes knew that they could get a deal and they got it - through great skill in my opinion.
  • Danimarkalılar bir anlaşma yapabileceklerini biliyorlardı ve bence büyük bir beceriyle bunu başardılar.
  • They require strong political will, great determination and also great skill.
  • Güçlü bir siyasi irade, büyük bir kararlılık ve aynı zamanda büyük bir beceri gerektirir.
Show More (46)
skill ustalık n.
  • He plays the role of Macbeth with great skill.
  • Macbeth rolünü büyük bir ustalıkla oynuyor.
Show More (-2)