Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
slanderous
iftira dolu
adj.
The celebrity filed a lawsuit against the tabloid for publishing
slanderous
stories.
Ünlü isim,
iftira dolu
haberler yayınlayan magazin gazetesine dava açtı.
Show More (-2)
2
slanderous
karalayıcı
adj.
I demand that you remove your
slanderous
and defamatory comments at once or my lawyers will be in touch.
İftira ve
karalayıcı
yorumlarınızı derhal kaldırmanızı talep ediyorum yoksa avukatlarım sizinle temasa geçecek.
Show More (-2)