Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
adenome hyperplasie de la prostate
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
sprout
filizlenmek
v.
In order to
sprout,
seeds need air and water.
Filizlenmek
için tohumların havaya ve suya ihtiyacı vardır.
When Mary went to cook dinner, she found that her potatoes had
sprouted
in the cupboard.
Mary yemek pişirmeye gittiğinde, patateslerin dolapta
filizlendiğini
gördü.
Show More (-1)
2
sprout
bitmek
v.
Magnetic fields on Mars
sprout
like mushrooms in its southern hemisphere.
Mars'ın manyetik alanları güney yarımküresinde mantar gibi
biter.
Show More (-2)