stabilise - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
stabilise istikrara kavuşturmak v.
  • That is why it is imperative to stabilise the two major states of Turkmenistan and Uzbekistan in particular.
  • Bu nedenle özellikle iki büyük devlet olan Türkmenistan ve Özbekistan'ın istikrara kavuşturulması zorunludur.
  • All this shows that the status of Europol should be clarified and stabilised.
  • Bütün bunlar Europol'ün statüsünün netleştirilmesi ve istikrara kavuşturulması gerektiğini göstermektedir.
  • This raises the question of stabilising the prices of raw materials.
  • Bu da hammadde fiyatlarının istikrara kavuşturulması sorununu gündeme getirmektedir.
Show More (9)
stabilise stabilize etmek v.
  • The ultimate goal is to stabilise concentrations in the atmosphere at harmless levels.
  • Nihai hedef atmosferdeki konsantrasyonları zararsız seviyelerde stabilize etmektir.
  • The ultimate goal is to stabilise concentrations in the atmosphere at harmless levels.
  • Nihai hedef, atmosferdeki konsantrasyonları zararsız seviyelerde stabilize etmektir.
Show More (-1)
stabilise istikrarlı hale getirmek v.
  • The sheepmeat sector today needs to be stabilised and supported, otherwise it will disappear from many regions.
  • Koyun eti sektörü bugün istikrarlı hale getirilmeli ve desteklenmelidir aksi takdirde birçok bölgeden yok olacaktır.
Show More (-2)
stabilise istikrar kazandırmak v.
  • Now too conditions in Russia are stabilising, except with regard to certain aspects, which I shall return to.
  • Şimdi de Rusya'daki koşullar, tekrar değineceğim bazı hususlar dışında, istikrar kazanmaktadır.
Show More (-2)