1 |
stand by |
yanında olmak |
v. |
|
- Whatever happens, you must stand by one another.
- Ne olursa olsun birbirinizin yanında olmalısınız.
- I'll stand by you in time of need.
- İhtiyacın olduğunda yanında olacağım.
- He stood by me whenever I was in trouble.
- Ne zaman başım derde girse yanımda oldu.
- She stood by him whenever he was in trouble.
- Her zor durumda olduğunda o yanında oldu.
- A good friend will stand by you through thick and thin.
- İyi bir arkadaş iyi günde kötü günde yanında olur.
- I'll stand by you no matter what happens.
- Ne olursa olsun senin yanında olacağım.
- She stood by him whenever he was in trouble.
- Ne zaman başı belada olsa onun yanında oldu.
- I will stand by you whatever happens.
- Ne olursa olsun senin yanında olacağım.
- Tom stands by me whenever I am in trouble.
- Ne zaman başım sıkışsa, Tom yanımda olur.
- He stands by me whenever I am in trouble.
- Ne zaman başım sıkışsa yanımda olur.
- The good old friends will stand by your side.
- Eski dostlar senin yanında olacak.
- She stood by him whenever he was in trouble.
- Ne zaman başı dertte olsa onun yanında oldu.
- I'll stand by you no matter what others may say.
- Başkaları ne derse desin senin yanında olacağım.
- My friends stood by me during the process.
- Arkadaşlarım süreç boyunca yanımda oldular.
- He stands by me whenever I am in trouble.
- Başım ne zaman sıkışsa yanımda olur.
- Tom stands by me whenever I am in trouble.
- Ne zaman başım derde girse, Tom yanımda olur.
- I took it for granted that he would stand by me.
- Benim yanımda olacağına kesin gözüyle bakıyordum.
- No matter what happens, I'll stand by you.
- Ne olursa olsun, senin yanında olacağım.
- I will stand by you whatever happens.
- Ne olursa olsun yanında olacağım.
- A good friend will stand by you through thick and thin.
- İyi bir arkadaş iyi ve kötü günde yanında olacaktır.
Show More (17)
|
2 |
stand by |
beklemek |
v. |
|
- I stood by.
- Beklemedeydim.
- Stand by for my signal.
- İşaretimi bekleyin.
- Please stand by.
- Lütfen bekleyin.
- Stand by for my orders.
- Emirlerimi bekleyin.
- Tell everybody to stand by.
- Herkese beklemesini söyle.
- Stand by for further instructions.
- Daha fazla talimat için bekleyin.
- The man standing by the door is a famous singer.
- Kapıda bekleyen adam, ünlü bir şarkıcıdır.
Show More (4)
|
3 |
stand by |
beklemede kalmak |
v. |
|
- Stand by for instructions.
- Talimatlar için beklemede kalın.
- Tom stood by.
- Tom beklemede kaldı.
- Stand by for my orders.
- Emirlerim için beklemede kalın.
- Stand by.
- Beklemede kalın.
- Stand by for my signal.
- İşaretim için beklemede kalın.
- Stand by for further instructions.
- Talimatlar için beklemede kalın.
Show More (3)
|
4 |
stand by |
seyirci kalmak |
v. |
|
- Nobody should stand by and allow this to happen.
- Kimse seyirci kalmamalı ve bunun olmasına izin vermemelidir.
- Nobody should stand by and allow this to happen.
- Hiç kimse buna seyirci kalmamalı ve izin vermemelidir.
- No longer will we stand by and watch payment arrears being built up.
- Artık ödeme borçlarının birikmesine seyirci kalmayacağız.
- I stood by.
- Ben seyirci kaldım.
Show More (1)
|
5 |
stand by |
hazır beklemek |
v. |
|
- Stand by for instructions.
- Talimatlar için hazır bekleyin.
- A group of scientists stood by, ready to record the experiment.
- Bir grup bilim insanı deneyi kaydetmek üzere hazır bekliyordu.
Show More (-1)
|
6 |
stand by |
desteklemek |
v. |
|
- I stand by my previous statement.
- Daha önceki açıklamamı destekliyorum.
- She stood by her husband whenever he was in trouble.
- O, kocasının başı ne zaman derde girse onu destekledi.
Show More (-1)
|