stateless - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
stateless devletsiz adj.
  • Stateless nations very often have a history, a political will and a demography that justify this participation.
  • Devletsiz uluslar çoğu zaman bu katılımı haklı çıkaracak bir tarihe, siyasi iradeye ve demografiye sahiptir.
  • That means that those stateless nations cannot claim the right of their peoples to exist as such.
  • Bu, devletsiz ulusların kendi halklarının var olma hakkını talep edemeyecekleri anlamına gelmektedir.
  • Moreover, some of the States who are knocking on the door of the European Union were, until recently, stateless nations.
  • Ayrıca Avrupa Birliği'nin kapısını çalan devletlerden bazıları yakın zamana kadar devletsiz uluslardı.
Show More (0)
stateless vatansız adj.
  • The European Union itself, on the contrary, lacks a comprehensive approach to the issue of stateless nations.
  • Buna karşın Avrupa Birliği'nin kendisi, vatansız uluslar konusunda kapsamlı bir yaklaşımdan yoksundur.
  • The European Union itself, on the contrary, lacks a comprehensive approach to the issue of stateless nations.
  • Avrupa Birliği'nin kendisi ise vatansız uluslar konusunda kapsamlı bir yaklaşımdan yoksundur.
Show More (-1)
stateless vatandaşlığı olmayan adj.
  • Refugees who are stateless often face significant challenges in accessing basic services.
  • Vatandaşlığı olmayan mülteciler genellikle temel hizmetlere erişimde önemli zorluklarla karşılaşıyor.
Show More (-2)