Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
stir up trouble
sorun çıkarmak
v.
We have no intention of
stirring up trouble
between Parliament and the Council, because this would be pointless.
Parlamento ile Konsey arasında
sorun çıkarmaya
niyetimiz yok, çünkü bu anlamsız olur.
Tom seems to be trying to
stir up trouble.
Tom
sorun çıkarmaya
çalışıyor gibi görünüyor.
He's here trying to
stir up trouble.
Burada
sorun çıkarmaya
çalışıyor.
Show More (0)
2
stir up trouble
karışıklık çıkarmak
v.
He's here trying to
stir up trouble.
O, burada
karışıklık çıkarmaya
çalışıyor.
Show More (-2)