Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
ıris lorikeet
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
strong-willed
iradeli
adj.
Her
strong-willed
nature pushed her to pursue her dreams.
İradeli tabiatı onu hayallerinin peşinden gitmeye sevk ediyordu.
Tom is
strong-willed.
Tom güçlü
iradelidir.
Mary is a very
strong-willed
woman.
Mary çok
iradeli
bir kadındır.
Mary is a very
strong-willed
woman.
Mary çok
iradeli
bir kadın.
Show More (1)
2
strong-willed
inatçı
adj.
She's
strong-willed.
O,
inatçıdır.
Show More (-2)