1 |
sunburned |
güneşten yanmış |
adj. |
|
- Your face is sunburned.
- Yüzün güneşten yanmış.
- I got sunburned.
- Güneşten yandım.
- I've been getting a little sunburned, too.
- Ben de biraz güneşte yanıyorum.
- Tom's face was sunburned.
- Tom'un yüzü güneşten yanmıştı.
- I hope you don't get sunburned.
- Umarım güneşten yanmazsın.
- I forgot to wear my hat and my face got badly sunburned.
- Şapkamı takmayı unuttum ve yüzüm fena halde güneşten yandı.
- I got a little sunburned.
- Biraz güneşten yandım.
- After all day in the sun, Tom had a sunburned nose.
- Bütün gün güneşin altında kalan Tom'un burnu güneşten yanmıştı.
- Tom got sunburned.
- Tom güneşten yandı.
Show More (6)
|
2 |
sunburned |
güneş yanığı olmuş |
adj. |
|
- The last time I went to the beach, I got badly sunburned.
- En son plaja gittiğimde çok kötü güneş yanığı oldum.
- Tom got sunburned.
- Tom güneş yanığı oldu.
- I've been getting a little sunburned, too.
- Ben de biraz güneş yanığı oldum.
Show More (0)
|
3 |
sunburned |
bronz |
adj. |
|
- Tom's face was sunburned.
- Tom'un yüzü bronzlaşmıştı.
Show More (-2)
|