1 |
take a chance |
şansını denemek |
v. |
|
- I knew I was taking a chance.
- Şansımı denediğimi biliyordum.
- I took a chance and bought five hundred shares of Sony.
- Şansımı denedim ve Sony'nin beş yüz hissesini satın aldım.
- I thought I'd take a chance.
- Şansımı deneyebileceğimi düşündüm.
- We're going to have to take a chance.
- Şansımızı denememiz gerekecek.
- When was the last time you took a chance?
- En son ne zaman şansını denedin?
- Tom took a chance.
- Tom şansını denedi.
- We can't take a chance.
- Şansımızı deneyemeyiz.
- You should have taken a chance then.
- O zaman şansını denemeliydin.
- You'll make a fortune by taking a chance.
- Şansını deneyerek bir servet kazanacaksın.
- I'll take a chance.
- Şansımı deneyeceğim.
- Tom just took a chance and called Mary to ask her out.
- Tom şansını denedi ve Mary'yi arayıp çıkma teklif etti.
- Let's take a chance.
- Şansımızı deneyelim.
- I'm taking a chance.
- Şansımı deniyorum.
- Take a chance.
- Şansını dene.
- You have to take a chance.
- Şansını denemek zorundasın.
- Take a chance!
- Şansını dene!
Show More (13)
|
2 |
take a chance |
riske girmek |
v. |
|
- You really took a chance.
- Gerçekten riske girdin.
- You'll make a fortune by taking a chance.
- Riske girerek bir servet kazanacaksın.
- I knew I was taking a chance.
- Riske girdiğimi biliyordum.
Show More (0)
|
3 |
take a chance |
riski göze almak |
v. |
|
- I'm taking a chance.
- Riski göze alıyorum.
- I thought I'd take a chance.
- Riski göze alacağımı düşündüm.
Show More (-1)
|
4 |
take a chance |
denemek |
v. |
|
Show More (-2)
|
5 |
take a chance |
kendini riske atmak |
v. |
|
- When was the last time you took a chance?
- En son ne zaman kendini riske attın?
Show More (-2)
|
6 |
take a chance |
şans yakalamak |
v. |
|
- You really took a chance.
- Gerçekten şans yakaladın.
Show More (-2)
|