| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | tear-gas i. | gözyaşartıcı gaz |
| Genel | tear-gas f. | göz yaşartıcı gaz sıkmak |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | tear gas i. | biber gazı | ||
|
The police used tear gas against the protesting students. Polis protestocu gençlere karşı biber gazı kullandı. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | tear gas i. | göz yaşartıcı gaz | ||
|
Tear gas canisters could be seen on the road after the rioters had left. İsyancılar gittikten sonra yolda göz yaşartıcı gaz kapsülleri görülebiliyordu. More Sentences |
||||
| Chemistry | ||||
| Kimya | tear gas i. | göz yaşartıcı gaz | ||
|
The police used tear gas against the protesting students. Polis protestocu öğrencilere karşı göz yaşartıcı gaz kullandı. More Sentences |
||||
| Military | ||||
| Askeri | tear gas i. | göz yaşartıcı gaz | ||
|
Tear gas filled the room. Göz yaşartıcı gaz odayı doldurdu. More Sentences |
||||
| Askeri | tear gas bomb i. | göz yaşartıcı bomba | ||
|
The police threw tear gas bombs. Polis göz yaşartıcı bomba attı. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | tear gas spray i. | göz yaşartıcı sprey | ||
| Genel | use tear gas on protesters f. | göstericilere göz yaşartıcı gaz sıkmak | ||
| Politics | ||||
| Siyasal | tear gas and water cannon i. | biber gazı ve tazyikli su | ||
| Siyasal | tear gas canister i. | göz yaşartıcı bomba | ||
| Medical | ||||
| Medikal | tear gas i. | gözyaşı gazı | ||
| Military | ||||
| Askeri | tear gas candle i. | göz yaşartıcı gaz mumu | ||
| Askeri | tear gas solution i. | göz yaşartıcı gaz eriyiği | ||
| Askeri | tear gas pot i. | göz yaşartıcı gaz kutusu | ||
