|
- Are we to let the USA determine everything in this world?
- Bu dünyada her şeyi ABD'nin belirlemesine izin mi vereceğiz?
- We too have responsibilities for this world, rooted in the democracy we serve and defend.
- Bizim de bu dünyaya karşı, hizmet ettiğimiz ve savunduğumuz demokrasiden kaynaklanan sorumluluklarımız var.
- There are many people in this world who recognise many different visions and manifestations of their god or gods.
- Bu dünyada tanrılarının ya da tanrılarının pek çok farklı vizyonunu ve tezahürünü tanıyan pek çok insan var.
- The people of this world need common security and justice which applies to everyone.
- Bu dünyanın insanlarının ortak güvenliğe ve herkes için geçerli olan adalete ihtiyacı vardır.
- We have a duty and an obligation to treat everyone in this world equally.
- Bu dünyadaki herkese eşit davranmak gibi bir görevimiz ve yükümlülüğümüz var.
- We do not need more arms in this world - we need less.
- Bu dünyada daha fazla silaha ihtiyacımız yok, bizim daha azına ihtiyacımız var.
- If this were a criminal case, it would be thrown out of any court in this world.
- Eğer bu bir ceza davası olsaydı, bu dünyadaki herhangi bir mahkemeden atılırdı.
- There is nothing free in this world.
- Bu dünyada bedava hiçbir şey yok.
- In the past we have had to set up ad hoc tribunals for the Milosevics of this world.
- Geçmişte bu dünyanın Miloseviçleri için ad hoc mahkemeler kurmak zorunda kaldık.
- Let the memory of these terrible events always call to mind our duty to take better care of this world.
- Bu korkunç olayların anısı her zaman bu dünyaya daha iyi bakma görevimizi aklımıza getirsin.
- The poorest people in this world have to live on one dollar.
- Bu dünyadaki en yoksul insanlar bir dolarla yaşamak zorundadır.
- In the past we have had to set up ad hoc tribunals for the Milosevics of this world.
- Geçmişte bu dünyanın Miloseviçleri için geçici mahkemeler kurmak zorunda kaldık.
- In one of these worlds, hunger, AIDS and poverty are rampant.
- Bu dünyalardan birinde açlık, AIDS ve yoksulluk yaygındır.
- We too have responsibilities for this world, rooted in the democracy we serve and defend.
- Bizim de bu dünyaya karşı hizmet ettiğimiz ve savunduğumuz demokrasiden kaynaklanan sorumluluklarımız var.
- I am not particularly in favour of this world system of selling 'pollution rights'.
- Ben özellikle 'kirlilik hakları'nı satan bu dünya sisteminden yana değilim.
- In this world you have come to enjoy peace and joy.
- Bu dünyaya huzurun ve neşenin tadını çıkarmak için geldiniz.
- The first person in this world we need to forgive is ourselves.
- Bu dünyada affetmemiz gereken ilk kişi kendimizdir.
- You have something to offer this world, so don't waste time.
- Bu dünyaya sunacak bir şeyiniz var, bu yüzden zaman kaybetmeyin.
- I feel like nothing in this world is given to you.
- Bu dünyada hiçbir şey sana verilmemiş gibi hissediyorum.
- The mortals who infest this world care nothing for its beauty.
- Bu dünyayı istila eden ölümlüler güzelliğine hiç önem vermiyorlar.
- Everything in this world will pass away.
- Bu dünyadaki her şey geçip gidecek.
- All in this world will pass away.
- Bu dünyadaki her şey yok olacak.
- The mortals who infest this world care nothing for its beauty.
- Bu dünyayı istila eden ölümlüler onun güzelliğini hiç umursamıyor.
- The mortals who infest this world care nothing for its beauty.
- Bu dünyayı istila eden ölümlüler onun güzelliğini umursamıyor.
- In this world, powerful priestesses presided over strange and dangerous rituals.
- Bu dünyada, kudretli rahibeler tuhaf ve tehlikeli ayinler yapıyorlardı.
- The first person in this world we need to forgive is ourselves.
- Bu dünyada affetmemiz gereken ilk kişi kendimiziz.
- In this world you have come to enjoy peace and joy.
- Bu dünyaya, huzur ve sevincin tadını çıkarmak için geldiniz.
- I feel like nothing in this world is given to you.
- Bu dünyada sana hiçbir şey verilmemiş gibi hissediyorum.
- In this world, powerful priestesses presided over strange and dangerous rituals.
- Bu dünyada güçlü rahibeler garip ve tehlikeli ritüellere başkanlık ediyorlardı.
- In this world, powerful priestesses presided over strange and dangerous rituals.
- Bu dünyada, güçlü rahibeler garip ve tehlikeli ayinler gerçekleştiriyorlardı.
- In this world you have come to enjoy peace and joy.
- Bu dünyaya huzur ve neşenin tadını çıkarmak için geldiniz.
- All that's in this world will pass away and be destroyed.
- Bu dünyada olan her şey geçip gidecek ve yok olacak.
- We don't know when this world came into being.
- Bu dünyanın ne zaman oluştuğunu bilmiyoruz.
- There are many absurd things in this world, but peanut butter is not one of them.
- Bu dünyada birçok saçma şey var, ama fıstık ezmesi onlardan biri değil.
- This world is sick.
- Bu dünya hasta.
- Parents would never abandon their children for anything in this world.
- Anne ve babalar asla bu dünyadaki hiçbir şey için çocuklarını terk etmezler.
- Layla is the best thing in this world.
- Leyla bu dünyadaki en iyi şeydir.
- Nothing in this world is so indispensable as love.
- Bu dünyada hiçbir şey sevgi kadar vazgeçilmez değildir.
- This world isn't big enough for the two of us!
- Bu dünya ikimize dar gelir!
- Absolutely nonsensical things happen in this world.
- Bu dünyada kesinlikle saçma sapan şeyler oluyor.
- There are few sounds in this world more beautiful than a baby's laugh.
- Bu dünyada bir bebeğin kahkahasından daha güzel çok az sayıda ses vardır.
- In this world you will have trouble.
- Bu dünyada sıkıntı yaşayacaksın.
- There are some things in this world that, no matter how much you wish for them, will never come true.
- Onları ne kadar istersek isteyelim, bu dünyada asla gerçekleşmeyecek bazı şeyler vardır.
- This world is difficult.
- Bu dünya çok zor.
- Not everything in this world is measured in money.
- Bu dünyada her şey parayla ölçülmez.
- In this world, there are some things that will never come true no matter how much you wish for them.
- Bu dünyada onları ne kadar dilersen dile asla gerçekleşmeyecek bazı şeyler vardır.
- I'm too beautiful for this world.
- Bu dünya için fazla güzelim.
- This world is an illusion, brother.
- Bu dünya bir yanılsamadır, kardeşim.
- Maybe this world is another planet's Hell.
- Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
- The only thing constant in this world is change.
- Bu dünyada değişmeyen tek şey değişimdir.
- Layla is the best thing in this world.
- Layla bu dünyadaki en iyi şey.
- All the people in this world haven't had the advantages that you've had.
- Bu dünyadaki tüm insanlar senin sahip olduğun avantajlara sahip değil.
- Good people should still exist in this world.
- İyi insanlar bu dünyada hâlâ var olmalı.
- I am too sexy for this world.
- Bu dünya için fazla seksiyim.
- What do you want the most in this world now?
- Şu anda bu dünyada en çok ne istiyorsun?
- In this world everyone is ruled by money.
- Bu dünyada herkes para tarafından yönetiliyor.
- I'm not from this world.
- Ben bu dünyadan değilim.
- There are some things in this world that will never come true, no matter how much you wish for them.
- Bu dünyada, ne kadar arzu ederseniz edin asla gerçekleşmeyecek şeyler vardır.
- Being a good person in this world isn't easy.
- Bu dünyada iyi bir insan olmak kolay değil.
- There are things in this world which simply cannot be expressed in the form of words.
- Bu dünyada basitçe kelime formunda ifade edilemeyecek şeyler vardır.
- There are many good people in this world.
- Bu dünyada birçok iyi insan var.
- I'm too stupid for this world.
- Bu dünya için fazla aptalım.
- Not everything happens only on this world.
- Her şey sadece bu dünyada olmaz.
- I'm too old for this world.
- Bu dünya için fazla yaşlıyım.
- I'm too beautiful for this world.
- Ben bu dünya için çok güzelim.
- Is it splendid, this world?
- Bu dünya müthiş mi?
- There are some things in this world that will never come true, no matter how much you wish for them.
- Bu dünyada bazı şeyler vardır ki, ne kadar dilersen dile asla gerçekleşmez.
- Parents would never abandon their children for anything in this world.
- Ebeveynler çocuklarını bu dünyada hiçbir şey için terk etmezler.
- I'm too old for this world.
- Bu dünya için çok yaşlıyım.
- There are a great many things in this world that I can't understand very well.
- Bu dünyada çok iyi anlayamayacağım pek çok şey var.
- Alone in this world I'll be.
- Bu dünyada yalnız olacağım.
- This world isn't big enough for the two of us!
- Bu dünya ikimiz için yeterince büyük değil!
- In this world everyone is ruled by money.
- Bu dünyada herkes para tarafından yönetilir.
- Tom is just 27, but he's already disappointed in people and in this world.
- Tom sadece 27 yaşında ama şimdiden insanlardan ve bu dünyadan hayal kırıklığına uğradı.
- This world is a valley of tears.
- Bu dünya çile dünyasıdır.
- I am too old for this world.
- Bu dünya için çok yaşlıyım.
- This is literally and figuratively out of this world.
- Bu kelimenin tam anlamıyla ve mecazi olarak bu dünyanın dışında.
- For children, this world is full of wonders and miracles.
- Çocuklar için bu dünya harikalar ve mucizelerle doludur.
- There are a great many things in this world that I can't understand very well.
- Bu dünyada anlayamadığım pek çok şey var.
- In this world nothing can be said to be certain, except death and taxes.
- Bu dünyada ölüm ve vergiler dışında hiçbir şeyin kesin olduğu söylenemez.
- The climate change around this world worried everyone.
- Bu dünyanın genelindeki iklim değişikliği herkesi endişelendirdi.
- I don't believe that there is any evil person in this world.
- Bu dünyada kötü insan olduğuna inanmıyorum.
- I don't believe that there is any evil person in this world.
- Bu dünyada kötü bir insan olduğuna inanmıyorum.
- Good people should still exist in this world.
- İyi insanlar hâlâ bu dünyada var olmalıdır.
- Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.
- Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar.
- In this world, there are some things that will never come true no matter how much you wish for them.
- Bu dünyada, ne kadar dilersen dile, asla gerçekleşmeyecek bazı şeyler vardır.
- Marriage, in peace, is this world's paradise; in strife, this life's purgatory.
- Evlilik, huzur içindeyse bu dünyanın cenneti; kavga içindeyse bu hayatın arafıdır.
- We were born into this world for a reason.
- Bu dünyaya bir sebepten ötürü getirildik.
- This world is an illusion, brother.
- Bu dünya bir illüzyon, kardeşim.
- In this world, it's difficult to go on behaving like a human being.
- Bu dünyada insan gibi davranmaya devam etmek çok zor.
- In this world you will have trouble.
- Bu dünyada başınız belaya girecek.
- If there is something I can't stand on this world, it's a lie.
- Bu dünyada tahammül edemediğim bir şey varsa, o da yalandır.
- Not everything in this world is measured in money.
- Bu dünyada her şey para ile ölçülmez.
- Is it splendid, this world?
- Bu dünya muhteşem mi?
- Absolutely nonsensical things happen in this world.
- Kesinlikle bu dünyada saçma sapan şeyler oluyor.
- I am too sexy for this world.
- Ben bu dünya için fazla seksiyim.
- I hate this world.
- Bu dünyadan nefret ediyorum.
- What is this world coming to?
- Bu dünya nereye gidiyor?
- There are some things in this world that, no matter how much you wish for them, will never come true.
- Bu dünyada bazı şeyler var ki, ne kadar isterseniz isteyin asla gerçekleşmeyecek.
- In this world, it's difficult to go on behaving like a human being.
- Bu dünyada insan gibi davranmaya devam etmek zordur.
- Welcome to this world!
- Bu dünyaya hoş geldiniz!
- Disobedient boys can not be happy in this world.
- İtaatsiz çocuklar bu dünyada mutlu olamazlar.
- I'm too stupid for this world.
- Ben bu dünya için fazla aptalım.
- We want to protect this world we have.
- Sahip olduğumuz bu dünyayı korumak istiyoruz.
- All the betrayals in this world scares me.
- Bu dünyadaki tüm ihanetler beni korkutuyor.
- I'll be the only one in this world.
- Bu dünyadaki tek kişi ben olacağım.
- There are few sounds in this world more beautiful than a baby's laugh.
- Bu dünyada bir bebeğin gülüşünden daha güzel çok az ses var.
- Education in this world disappoints me.
- Bu dünyadaki eğitim beni hayal kırıklığına uğratıyor.
- There is nothing in this world constant, but inconstancy.
- Bu dünyada tutarsızlıktan başka sabit bir şey yoktur.
- In this world nothing can be said to be certain, except death and taxes.
- Bu dünyada ölüm ve vergiler hariç hiçbir şeyin kesin olduğu söylenemez.
- This world is a valley of tears.
- Bu dünya dert dünyasıdır.
- Maybe this world is another planet's Hell.
- Belki de bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir.
- Not all things that happen happen on this world.
- Olan her şey bu dünyada gerçekleşmiyor.
- Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.
- İnsanlar bu dünyada zengin olmak için değil, mutlu olmak için vardır.
- There are things in this world which simply cannot be expressed in the form of words.
- Bu dünyada kelimelerle ifade edilemeyecek şeyler vardır.
- Not everything happens only on this world.
- Her şey sadece bu dünyada olmuyor.
Show More (113)
|