tired - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
tired yorgun adj.
  • Elias said he was too tired for a walk.
  • Elias yürüyüş yapamayacak kadar yorgun olduğunu söyledi.
  • All too often, we have seen accidents caused by tired drivers.
  • Yorgun sürücülerin neden olduğu kazalara çok sık şahit oluyoruz.
  • No, I'm just a little tired tonight for some reason.
  • Hayır, bu gece bazı nedenlerden dolayı biraz yorgunum.
Show More (1257)
tired bitkin adj.
  • I'm so tired that I'm going to bed as soon as I get home.
  • O kadar bitkinim ki eve gider gitmez yatacağım.
  • You look like you're tired.
  • Bitkin gibi görünüyorsun.
  • I felt tired.
  • Kendimi bitkin hissettim.
Show More (1)
tired bayatlamış adj.
  • I don't know why he doesn't drop his tired old speeches.
  • O bayatlamış eski konuşmalarından neden vazgeçmediğini bilmiyorum.
Show More (-2)
tired argın adj.
  • After the trip, we felt very tired.
  • Yolculuktan sonra, kendimizi çok yorgun hissettik.
Show More (-2)