|
- It is an important trading partner and a community that has progressed a long way in its democratic development.
- Türkiye önemli bir ticaret ortağı ve demokratik gelişiminde uzun bir yol kat etmiş bir topluluktur.
- The Union has become the largest trading partner of the thirteen candidate countries.
- Birlik, on üç aday ülkenin en büyük ticaret ortağı haline gelmiştir.
- We are, after all, Israel's largest trading partner.
- Ne de olsa İsrail'in en büyük ticaret ortağıyız.
- We are, after all, the region's key trading partner.
- Ne de olsa biz bölgenin en önemli ticaret ortağıyız.
- Taiwan is the EU's eleventh largest trading partner and is therefore a very important partner of the EU.
- Tayvan AB'nin en büyük on birinci ticaret ortağıdır ve bu nedenle AB'nin çok önemli bir ortağıdır.
- The EU is Canada's second most important trading partner after the United States.
- AB, ABD'den sonra Kanada'nın en önemli ikinci ticaret ortağıdır.
- Nevertheless, the EU remains Turkey's leading trading partner.
- Bununla birlikte, AB Türkiye'nin önde gelen ticaret ortağı olmaya devam etmektedir.
- We are Israel's largest trading partner and by far the greatest source of assistance for the Palestinians.
- Biz İsrail'in en büyük ticaret ortağıyız ve Filistinliler için açık ara en büyük yardım kaynağıyız.
- Taiwan is the EU's eleventh largest trading partner and is therefore a very important partner of the EU.
- Tayvan, AB'nin en büyük on birinci ticaret ortağıdır ve bu nedenle AB'nin çok önemli bir ortağıdır.
- The Asian ASEM countries form the EU's second largest trading partner.
- Asya ASEM ülkeleri AB'nin en büyük ikinci ticaret ortağını oluşturmaktadır.
- China is a very important trading partner for the EU, not least for my own country, Finland.
- Çin, başta kendi ülkem Finlandiya olmak üzere AB için çok önemli bir ticaret ortağıdır.
- We are thus a giant trading partner of Russia.
- Bu nedenle Rusya'nın dev bir ticaret ortağıyız.
Show More (9)
|