İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | trickle in f. | içeri sızmak |
Öbek Fiiller | trickle in f. | içeri akmak |
Öbek Fiiller | trickle in f. | içeri damlamak |
Öbek Fiiller | trickle in f. | içeri süzülmek |
Öbek Fiiller | trickle in f. | yavaşça girmek |
Öbek Fiiller | trickle in f. | birer ikişer girmek |
Öbek Fiiller | trickle in f. | mevcut/kullanılabilir hale gelmek |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | trickle in (to something) f. | bir şeyin içeriye damlamak |
Öbek Fiiller | trickle in (to something) f. | bir yere girmek |