|
- Twenty years ago aquaculture was hailed as the solution for declining fish catches.
- Yirmi yıl önce su ürünleri yetiştiriciliği, azalan balık avına çözüm olarak lanse edildi.
- Afghanistan has been suffering for twenty years.
- Afganistan yirmi yıldır acı çekiyor.
- My second comment is that Lebanon was hit by tragedy about twenty years ago.
- İkinci yorumum ise Lübnan'ın yaklaşık yirmi yıl önce bir trajediyle sarsıldığıdır.
- This is a genetic and scientific fact which would have serious consequences in just ten or twenty years.
- Bu, sadece on ya da yirmi yıl içinde ciddi sonuçlar doğuracak genetik ve bilimsel bir gerçektir.
- Changes in society over the past twenty years have also left their mark on our eating habits.
- Son yirmi yılda toplumda meydana gelen değişiklikler beslenme alışkanlıklarımız üzerinde de iz bırakmıştır.
- In my country, for example, there has for twenty years been a shortage of organ donors.
- Örneğin benim ülkemde yirmi yıldır organ bağışçısı sıkıntısı yaşanıyor.
- Twenty years on will be too late.
- Yirmi yıl sonra çok geç olacak.
- The same applied to the introduction of the internal market, when the idea was floated twenty years ago.
- Aynı durum, yirmi yıl önce bu fikir ortaya atıldığında iç pazarın uygulamaya konulması için de geçerliydi.
- This is a genetic and scientific fact which would have serious consequences in just ten or twenty years.
- Bu, sadece on ya da yirmi yıl içinde ciddi sonuçları olacak genetik ve bilimsel bir gerçektir.
- Mr Wurtz is right in saying that twenty years ago we condemned the Israelis.
- Bay Wurtz, yirmi yıl önce İsraillileri kınadığımızı söylerken haklıdır.
- One hundred and twenty years ago there were 1.6 billion people in the world.
- Yüz yirmi yıl önce dünyada 1.6 milyar insan vardı.
- It is something we have often seen over the past twenty years.
- Bu, son yirmi yılda sık sık gördüğümüz bir şey.
- Some of these have been living in Europe for over twenty years.
- Bunlardan bazıları yirmi yılı aşkın bir süredir Avrupa'da yaşıyor.
- China's per capita GDP has multiplied by four over these twenty years.
- Çin'in kişi başına düşen GSYİH'si bu yirmi yıl içinde dört kat artmıştır.
- My second comment is that Lebanon was hit by tragedy about twenty years ago.
- İkinci yorumum ise Lübnan'ın yaklaşık yirmi yıl önce bir trajediyle karşı karşıya kaldığıdır.
- Chinese external trade has increased by an average of 15% per year over the last twenty years.
- Çin'in dış ticareti son yirmi yılda yılda ortalama %15 oranında artmıştır.
- That is what our main problem will be with gas over the next ten or twenty years.
- Önümüzdeki on ya da yirmi yıl boyunca gaz ile ilgili temel sorunumuz bu olacaktır.
- Twenty years ago, in 1981, there were as many as 1.500.000.
- Yirmi yıl önce, 1981'de bu sayı 1.500.000 kadardı.
- It is something we have often seen over the past twenty years.
- Bu, son yirmi yılda sık sık gördüğümüz bir şeydir.
- I would like to know from the Commission why it considers this undesirable now, after almost twenty years?
- Komisyon'un neredeyse yirmi yıl sonra neden şimdi bunu istenmeyen bir durum olarak gördüğünü öğrenmek istiyorum.
- Despite all this, rail freight has declined over the last twenty years.
- Bütün bunlara rağmen, demiryolu taşımacılığı son yirmi yılda azalmıştır.
- That was more than twenty years ago.
- Bu yirmi yıldan daha uzun bir süre önceydi.
- That was more than twenty years ago!
- Bu yirmi yıldan fazla bir süre önceydi!
- Six of these accidents happened in the last twenty years.
- Bu kazaların altısı son yirmi yıl içinde meydana gelmiştir.
- This action was about twenty years ahead of its time.
- Bu eylem zamanının yaklaşık yirmi yıl ötesindeydi.
- Twenty years ago, the information security industry was still in its infancy.
- Yirmi yıl önce, bilgi güvenliği sektörü henüz emekleme dönemindeydi.
- Twenty years ago, the information security industry was still in its infancy.
- Yirmi yıl önce bilgi güvenliği sektörü henüz başlangıç aşamasındaydı.
- Twenty years ago, the information security industry was still in its infancy.
- Yirmi yıl önce bilgi güvenliği sektörü henüz emekleme aşamasındaydı.
- Tom has been retired for twenty years.
- Tom yirmi yıldır emekli.
- Those countries have maintained peace for twenty years.
- Bu ülkeler yirmi yıldır barışı koruyor.
- Twenty years already passed.
- Yirmi yıl zaten geçti.
- She would have liked to have been born twenty years earlier.
- Yirmi yıl önce doğmuş olmayı isterdi.
- I see that your manners haven't exactly improved in the last twenty years.
- Son yirmi yılda görgü kurallarının pek gelişmediğini görüyorum.
- When I went into his room, he showed me the numerous trophies he had won during the twenty years he had played golf.
- Odasına girdiğimde bana golf oynadığı yirmi yıl boyunca kazandığı sayısız kupayı gösterdi.
- They have been married for twenty years.
- Yirmi yıldır evliler.
- She would have liked to have been born twenty years earlier.
- O yirmi yıl daha önce doğmuş olmak isterdi.
- I've known her for more than twenty years.
- Yirmi yıldan fazladır onu tanıyorum.
- They decided to meet there again after twenty years.
- Yirmi yıl sonra tekrar orada buluşmaya karar verdiler.
- Tom has more than twenty years of experience.
- Tom'un yirmi yıldan daha fazla deneyimi var.
- It lasted for twenty years.
- O yirmi yıl sürdü.
- My father has been doing this job for twenty years.
- Babam yirmi yıldır bu işi yapıyor.
- The university was founded by his father twenty years ago.
- Üniversite yirmi yıl önce onun babası tarafından kuruldu.
- My family have lived here for twenty years.
- Ailem yirmi yıldır burada yaşıyor.
- Tom has been married to Mary for twenty years.
- Tom yirmi yıldır Mary ile evlidir.
- Twenty years is a long time.
- Yirmi yıl uzun bir süre.
- It has been twenty years since I saw you last.
- Seni son gördüğümden beri yirmi yıl geçti.
- Tom has more than twenty years of experience.
- Tom'un yirmi yıldan fazla tecrübesi var.
- It lasted for twenty years.
- Yirmi yıl sürdü.
- I see that your manners haven't exactly improved in the last twenty years.
- Görgü kurallarınızın son yirmi yılda pek gelişmediğini görüyorum.
- This policeman has more than twenty years of experience.
- Bu polisin yirmi yıldan fazla tecrübesi var.
- We have kept in constant touch for twenty years.
- Yirmi yıldır sürekli temas halindeyiz.
- I have been on friendly terms with him for more than twenty years.
- Onunla yirmi yıldan fazladır dostça ilişkilerimiz var.
- When I went into his room, he showed me the numerous trophies he had won during the twenty years he had played golf.
- Onun odasına girdiğimde, golf oynadığı yirmi yıl süresince kazandığı çok sayıda kupayı bana gösterdi.
- We've just had our coldest August morning for twenty years.
- Son yirmi yılın en soğuk Ağustos sabahını yaşadık.
- It has been twenty years since I saw you last.
- Seni en son gördüğümden beri yirmi yıl oldu.
- She is said to have been an actress about twenty years ago.
- Onun yaklaşık yirmi yıldır bir oyuncu olduğu söyleniyor.
- In the last fifteen or twenty years, there have been great changes in family life in Britain.
- Son on beş ya da yirmi yılda İngiltere'de aile yaşamında büyük değişiklikler oldu.
- Billy and his father have had nothing to do with each other for nearly twenty years.
- Billy ve babasının neredeyse yirmi yıldır birbirleriyle hiçbir ilgisi yok.
- This was the coldest winter in twenty years.
- Bu kış son yirmi yılın en soğuk kışıydı.
- I've known her for more than twenty years.
- Onu yirmi yıldan fazladır tanıyorum.
- The university was founded by his father twenty years ago.
- Üniversite yirmi yıl önce babası tarafından kuruldu.
- She served the family for twenty years.
- Yirmi yıldır aileye hizmet etti.
- They decided to meet there again after twenty years.
- Onlar yirmi yıldan sonra tekrar orada buluşmaya karar verdi.
- My family has lived here for twenty years.
- Ailem yirmi yıldır burada yaşıyor.
- This policeman has more than twenty years of experience.
- Bu polisin yirmi yıldan daha fazla deneyimi var.
- Twenty years already passed.
- Yirmi yıl çoktan geçti.
- We have kept in constant touch for twenty years.
- Biz yirmi yıldır sürekli görüşüyoruz.
- In the last fifteen or twenty years, there have been great changes in family life in Britain.
- Son on beş ya da yirmi yıl içinde, İngiltere'deki aile hayatında büyük değişiklikler olmuştur.
- This is the coldest winter we have had in twenty years, I hear.
- Son yirmi yılın en soğuk kışını yaşadığımızı duydum.
- The police will put you behind bars for twenty years.
- Polis seni yirmi yıl boyunca parmaklıkların arkasına koyacak.
- This has been the trend for the past twenty years.
- Son yirmi yıldır trend bu.
- This is the coldest winter we have had in twenty years, I hear.
- Bunun bizim yirmi yıl içerisinde yaşadığımız en soğuk kış olduğunu duydum.
- I have been on friendly terms with him for more than twenty years.
- Onunla yirmi yıldan daha fazla süredir samimiyim.
- He has been engaged in foreign trade for twenty years.
- O yirmi yıldır dış ticaretle uğraşıyor.
- It has been twenty years since I saw you last.
- Seni son gördüğümden beri yirmi yıl geçmiş.
- She wished she had been born twenty years earlier.
- O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- We are a happy couple who've been together for more than twenty years.
- Biz yirmi yılı aşkın süredir birlikte olan mutlu bir çiftiz.
- Dan and Linda had been married for twenty years.
- Dan ve Linda yirmi yıldır evliydiler.
- My family lived here for twenty years.
- Ailem burada yirmi yıl boyunca yaşadı.
- The police will put you behind bars for twenty years.
- Polis seni yirmi yıl hapse atacak.
- She is said to have been an actress about twenty years ago.
- Yaklaşık yirmi yıl önce oyuncu olduğu söyleniyor.
- She lived with her father for more than twenty years.
- Yirmi yıldan fazla bir süre babasıyla yaşadı.
- The author is seventy but he's no less productive than he was twenty years ago.
- Yazar yetmiş yaşında ama o yirmi yıl önce olduğundan daha az üretken değil.
- A jury convicted Layla for twenty years in jail.
- Jüri Leyla'yı yirmi yıl hapse mahkûm etti.
- Bouteflika led Algeria for twenty years.
- Buteflika yirmi yıl boyunca Cezayir'i yönetti.
- Tom has been married to Mary for twenty years.
- Tom, Mary ile yirmi yıldır evli.
- I've been able to drive for more than twenty years.
- Yirmi yıldan fazladır araba kullanabiliyorum.
- I've been able to drive for more than twenty years.
- Yirmi yıldan daha fazla süredir araba sürebiliyorum.
- She wished she had been born twenty years earlier.
- Yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- The author is seventy but he's no less productive than he was twenty years ago.
- Yazar yetmiş yaşında ama yirmi yıl öncesinden daha az üretken değil.
- My father has been doing this job for twenty years.
- Babam bu işi yirmi yıldır yapıyor.
- A jury convicted Layla for twenty years in jail.
- Jüri, Leyla'yı yirmi yıl hapse mahkûm etti.
- He has been engaged in foreign trade for twenty years.
- Yirmi yıldır dış ticaretle uğraşıyor.
- We are a happy couple who've been together for more than twenty years.
- Biz yirmi yıldan fazla süredir beraber olan mutlu bir çiftiz.
- It's been twenty years since they got married.
- Onlar evleneli yirmi yıl oldu.
- We've just had our coldest August morning for twenty years.
- Biz sadece yirmi yıl içindeki en soğuk ağustos sabahımızı yaşadık.
- Bouteflika led Algeria for twenty years.
- Buteflika, Cezayir'i yirmi yıl boyunca yönetti.
- She served the family for twenty years.
- Yirmi yıl boyunca aileye hizmet etti.
- This machine is more than twenty years old.
- Bu makine yirmi yıldan daha eski.
Show More (96)
|
