| 1 |
tyrant |
tiran |
n. |
|
- From 1985 he has ruled as a tyrant.
- 1985'ten beri bir tiran gibi yönetiyor.
- On what is this great political credit that they are granting the merciless tyrant Saddam Hussein based?
- Acımasız tiran Saddam Hüseyin'e tanıdıkları bu büyük siyasi kredi neye dayanıyor?
- There is no room for tyrants in Latin America any more.
- Latin Amerika'da artık tiranlara yer yok.
- In 508BC, the ruler of Athens, Cleisthenes established ostracism to prevent the appearance of a tyrant.
- MÖ 508'de Atina'nın hükümdarı Cleisthenes, bir tiranın ortaya çıkmasını önlemek için dışlama sistemini kurdu.
- Today a child acting like a king, tomorrow a tyrant.
- Bugün kral gibi davranan bir çocuk, yarın bir tiran.
Show More (2)
|
| 2 |
tyrant |
zorba |
n. |
|
- Military action against this merciless tyrant is not only fully justified; it is even a bounden duty.
- Bu acımasız zorbaya karşı askeri harekat sadece tamamen haklı değil hatta kaçınılmaz bir görevdir.
- Military action against this merciless tyrant is not only fully justified; it is even a bounden duty.
- Bu acımasız zorbaya karşı askeri harekat sadece tamamen haklı değil, hatta kaçınılmaz bir görevdir.
- We will not bend to the will of a tyrant.
- Bir zorbanın isteğine boyun eğmeyeceğiz.
Show More (0)
|
| 3 |
tyrant |
zalim |
n. |
|
- We will not bend to the will of a tyrant.
- Biz zalimin isteğine boyun eğmeyeceğiz.
- The god of the Old Testament is a blood-thirsty tyrant — petty and vengeful.
- Eski Ahit'in tanrısı kana susamış bir zalimdir; adi ve intikamcıdır.
Show More (-1)
|
| 4 |
tyrant |
zalim hükümdar |
n. |
|
- Thus, the tyrant succeeded in conquering the kingdom.
- Böylece, zalim hükümdar krallığı fethetmeyi başardı.
Show More (-2)
|
