| 1 |
unconscious |
baygın |
adj. |
|
- He was found unconscious on the bathroom floor.
- Banyo zemininde baygın halde bulundu.
- How long has Tom been unconscious?
- Tom ne zamandır baygın?
- She found her sister sprawled unconscious on the sidewalk.
- Kız kardeşini kaldırımda baygın halde buldu.
- Tom was unconscious when we found him.
- Tom onu bulduğumuzda baygındı.
- Tom is lying unconscious on the floor.
- Tom yerde baygın yatıyor.
- She was unconscious for three days.
- Üç gündür baygındı.
- Tom told Mary that John was unconscious.
- Tom Mary'ye John'un baygın olduğunu söyledi.
- When I came into the room, I found Tom unconscious on the floor.
- Odaya girdiğimde, Tom'u yerde baygın buldum.
- Maybe you gave me something while I was unconscious.
- Belki de ben baygınken bana bir şey verdin.
- Tom was lying unconscious on the floor.
- Tom yerde baygın yatıyordu.
- Tom was rushed to the hospital after being found unconscious in his home.
- Tom evinde baygın halde bulunduktan sonra apar topar hastaneye kaldırılmıştır.
- When I came into the room, I found Tom unconscious on the floor.
- Odaya girdiğimde Tom'u yerde baygın buldum.
- He was discovered unconscious on the floor of the kitchen.
- O, mutfak zemininde baygın bulundu.
- Tom looked like he was unconscious.
- Tom baygın gibiydi.
- She saw her daughter lying on the sidewalk, unconscious.
- O, kızını baygın halde kaldırımda yatarken gördü.
- Tom's unconscious.
- Tom baygın.
- Tom lied unconscious on the ground.
- Tom yerde baygın yatıyordu.
- Tom is still unconscious.
- Tom hâlâ baygın.
- How long has Tom been unconscious?
- Tom ne kadar süredir baygın?
- I can't tell if Tom is dead or just unconscious.
- Tom'un ölü mü yoksa baygın mı olduğunu söyleyemem.
- How long was I unconscious?
- Ne zamandır baygınım?
- Maybe you gave me something while I was unconscious.
- Belki ben baygınken sen bana bir şey vermişsindir.
- Tom was lying unconscious on the sidewalk.
- Tom kaldırımda baygın yatıyordu.
- Tom found Mary lying unconscious on the kitchen floor.
- Tom, Mary'yi mutfakta yerde baygın yatarken buldu.
- Tom pretended to be unconscious.
- Tom baygın numarası yaptı.
- Maybe you gave me something while I was unconscious.
- Belki ben baygınken bir şey vermişsinizdir bana.
- Tom told me that he thought Mary was unconscious.
- Tom bana Mary'nin baygın olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom is lying unconscious on the ground.
- Tom yerde baygın yatıyor.
- Tom is lying on the floor, unconscious.
- Tom yerde baygın yatıyor.
- Fadil was unconscious at that point.
- Fadıl o noktada baygındı.
- Both were unconscious.
- İkisi de baygındı.
- Tom is still unconscious on the floor.
- Tom hala yerde baygın yatıyor.
- She saw her daughter lying on the sidewalk, unconscious.
- Kızını kaldırımda baygın yatarken gördü.
- He was discovered unconscious on the floor of the kitchen.
- Mutfakta yerde baygın bulundu.
- I have no idea how long I was unconscious.
- Ne kadar baygın kaldığım hakkında hiçbir fikrim yok.
- He was found lying unconscious on the kitchen floor.
- Mutfakta yerde baygın yatarken bulundu.
- She's unconscious.
- O baygındır.
- I was unconscious for more than thirty hours.
- Otuz saatten fazla baygın kaldım.
- Tom's parents found him unconscious in his room.
- Tom'un ailesi onu odasında baygın buldu.
Show More (36)
|
| 2 |
unconscious |
bilinçsiz |
adj. |
|
- Is Tom unconscious?
- Tom bilinçsiz mi?
- Tom is probably still unconscious.
- Tom muhtemelen hala bilinçsiz.
- They're unconscious.
- Onlar bilinçsiz.
- Tom told me that he thought Mary was unconscious.
- Tom bana Mary'nin bilinçsiz olduğunu düşündüğünü söyledi.
- She was unconscious for a whole day after the accident.
- O, kazadan sonra bütün gün bilinçsizdi.
- I have no idea how long I was unconscious.
- Ne kadar süre bilinçsiz olduğum konusunda bir fikrim yok.
- Tom appears unconscious.
- Tom bilinçsiz görünüyor.
- Tom's unconscious.
- Tom bilinçsiz.
- I was unconscious.
- Ben bilinçsizdim.
- The patient is unconscious.
- Hasta bilinçsiz.
- Tom is probably still unconscious.
- Tom muhtemelen hâlâ bilinçsizdir.
- Tom was unconscious.
- Tom bilinçsizdi.
- You were unconscious.
- Sen bilinçsizdin.
- How long was I unconscious?
- Ne kadar zaman bilinçsizdim?
- Tom wasn't unconscious.
- Tom bilinçsiz değildi.
- Tom is unconscious.
- Tom bilinçsiz.
- Tom has been unconscious for three days.
- Tom üç gündür bilinçsiz.
- Tom is still unconscious.
- Tom hala bilinçsiz.
- Tom lied unconscious on the ground.
- Tom yerde bilinçsiz yatıyordu.
- Tom looked like he was unconscious.
- Tom bilinçsiz gibi görünüyordu.
- Tom's parents found him unconscious in his room.
- Tom'un ailesi onu odasında bilinçsiz buldular.
- Both were unconscious.
- Her ikisi de bilinçsizdi.
- They're unconscious.
- Bilinçsizler.
- He was found lying unconscious on the kitchen floor.
- O, mutfak zemininde bilinçsiz yatarken bulundu.
- He was unconscious most of the time.
- Çoğu zaman bilinçsizdi.
Show More (22)
|
| 3 |
unconscious |
kendinde değil |
adj. |
|
- He was unconscious for several days.
- Birkaç gündür kendinde değildi.
- She is unconscious.
- O, kendinde değil.
- He's unconscious.
- O kendinde değil.
Show More (0)
|
| 4 |
unconscious |
kasti olmayan |
adj. |
|
- It was an unconscious mistake; I didn't mean to break it.
- Kasti olmayan bir hataydı; onu kırmak istememiştim.
Show More (-2)
|
| 5 |
unconscious |
bilinçaltından gelen |
adj. |
|
- Everybody has an unconscious need for validation.
- Herkesin bilinçaltından gelen bir onaylanma ihtiyacı vardır.
Show More (-2)
|
| 6 |
unconscious |
kendinden geçmiş |
adj. |
|
- Tom beat Mary unconscious.
- Tom Mary'yi kendinden geçene kadar dövdü.
Show More (-2)
|
| 7 |
unconscious |
habersiz |
adj. |
|
- He seemed unconscious of my presence.
- O benim varlığımdan habersiz görünüyordu.
Show More (-2)
|
