undesirable - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
undesirable istenmeyen adj.
  • Living in undesirable conditions causes him to be more pessimistic and isolated.
  • İstenmeyen koşullarda yaşamak, onun daha karamsar olmasına ve yalnızlaşmasına neden olur.
  • However, freedom of capital movements must not be exploited for undesirable purposes.
  • Ancak, sermaye hareketleri özgürlüğü istenmeyen amaçlar için istismar edilmemelidir.
  • This is undesirable and does not provide incentives to the innovative and creative entrepreneur.
  • Bu istenmeyen bir durumdur ve yenilikçi ve yaratıcı girişimcilere teşvik sağlamamaktadır.
Show More (16)
undesirable istenmeyen kimse n.
  • After a series of arrests, he became an undesirable alien.
  • Bir dizi tutuklamanın sonucunda istenmeyen yabancı ilan edildi.
Show More (-2)
undesirable istenilmeyen kişi n.
  • They are human beings, they are not the so-called undesirables that some people would like to think.
  • Onlar insan, bazılarının düşünmek istediği gibi sözde istenmeyen kişiler değiller.
Show More (-2)