Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
unprovoked
sebepsiz
adj.
A few days ago in Britain, a nineteen-year-old Muslim girl and a taxi driver were the victims of an
unprovoked
attack.
Birkaç gün önce İngiltere'de on dokuz yaşında bir Müslüman kız ve bir taksi şoförü
sebepsiz
bir saldırının kurbanı oldu.
It was
unprovoked.
Sebepsizdi.
Show More (-1)
2
unprovoked
nedensiz yere
adj.
He launched an
unprovoked
verbal attack on his colleague.
Meslektaşına
nedensiz yere
bir sözlü saldırı başlattı.
Show More (-2)