vigor - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
vigor zindelik n.
  • Work gives vigor to the body and refreshes the mind.
  • Çalışmak vücuda zindelik verir ve zihni tazeler.
  • A brief rest restored the runner's vigor.
  • Kısa bir soluklanma ile koşucunun zindeliği geri geldi.
Show More (-1)
vigor güç n.
  • He said he had lost his vigor at forty.
  • Kırk yaşında gücünü kaybettiğini söyledi.
  • Tom started the day with renewed vigor.
  • Tom güne yenilenmiş bir güçle başladı.
Show More (-1)
vigor enerji n.
  • He said he had lost his vigor at forty.
  • O, kırk yaşındayken enerjisini kaybetmiş olduğunu söyledi.
Show More (-2)
vigor dinçlik n.
  • He said he had lost his vigor at forty.
  • Kırk yaşında dinçliğini kaybettiğini söyledi.
Show More (-2)