1 |
volunteer |
gönüllü olmak |
v. |
|
- The fact that we want blood donors to be volunteers should not be expressed in absolute terms.
- Kan bağışçılarının gönüllü olmasını istediğimiz gerçeği mutlak terimlerle ifade edilmemelidir.
- We have asked Members of Parliament to volunteer to follow budget lines.
- Parlamento Üyelerinden bütçe hatlarını takip etmek için gönüllü olmalarını istedik.
- In order for the Regulation to be effective, however, it must provide a powerful incentive for people to volunteer.
- Ancak Tüzük'ün etkili olabilmesi için insanların gönüllü olmaları yönünde güçlü bir teşvik sağlaması gerekmektedir.
- After all, ladies and gentlemen, let us be honest, which of you would volunteer to be tested with new substances?
- Sonuçta, bayanlar ve baylar, dürüst olalım, hanginiz yeni maddelerle test edilmeye gönüllü olursunuz?
- In Austria, African asylum seekers have been helping and young Muslim associations have volunteered to help.
- Avusturya'da Afrikalı sığınmacılar yardım etmekte ve genç Müslüman dernekler yardım için gönüllü olmaktadır.
- But not many men volunteered for the Roman army.
- Ancak Roma ordusuna gönüllü olan pek fazla erkek yoktu.
- But not many men volunteered for the Roman army.
- Ama Roma ordusu için çok fazla erkek gönüllü olmadı.
- After a single term at Witzenhausen, he volunteered for army service.
- Witzenhausen'de tek bir dönem sonra askerlik hizmeti için gönüllü oldu.
- After a single term at Witzenhausen, he volunteered for army service.
- Witzenhausen'da tek bir dönem geçirdikten sonra, askerlik hizmeti için gönüllü oldu.
- Tom knew the risks when he volunteered.
- Tom gönüllü olduğunda riskleri biliyordu.
- Tom and Mary were the first people to volunteer to do that.
- Tom ve Mary onu yapmak için gönüllü olan ilk insanlardı.
- Tom was the last one to volunteer.
- En son Tom gönüllü oldu.
- Tom was the only person to volunteer.
- Tom gönüllü olan tek kişiydi.
- I've decided to volunteer.
- Gönüllü olmaya karar verdim.
- I think we should volunteer to do that.
- Sanırım onu yapmak için gönüllü olmamız gerekir.
- If you donate money to a charity or volunteer to help people in need, you can call your good deeds philanthropy.
- Bir hayır kurumuna para bağışlarsanız veya ihtiyacı olan insanlara yardım etmek için gönüllü olursanız, iyi niyetinizi hayırseverlik olarak adlandırabilirsiniz.
- What did Tom volunteer to do?
- Tom ne yapmak için gönüllü oldu?
- Why did you volunteer to do this?
- Bunu yapmak için neden gönüllü oldun?
- I would've volunteered.
- Gönüllü olurdum.
- Tom volunteered to help Mary.
- Tom, Mary'ye yardım etmek için gönüllü oldu.
- You volunteered for this.
- Bunun için gönüllü oldunuz.
- Tom is the only one who volunteered to help.
- Yardım etmeye gönüllü olan tek kişi Tom'du.
- Tom volunteered to help Mary wash the dishes.
- Tom Mary'nin bulaşıkları yıkamasına yardım etmek için gönüllü oldu.
- Tom was the first one to volunteer.
- Gönüllü olan ilk kişi Tom'du.
- Who said anything about volunteering?
- Gönüllü olmaktan kim bahsetti?
- I would've volunteered.
- Ben gönüllü olurdum.
- I'm glad you volunteered to help.
- Yardımcı olmak için gönüllü olmana sevindim.
- I was hoping you'd volunteer.
- Gönüllü olacağınızı umuyordum.
- Tom volunteered.
- Tom gönüllü oldu.
- I volunteered to go to Boston.
- Boston'a gitmek için gönüllü oldum.
- Who said anything about volunteering?
- Gönüllü olma hakkında kim bir şey söyledi?
- Would you like to volunteer to help clean up after the party?
- Partiden sonra temizliğe yardımcı olmak için gönüllü olmak ister misiniz?
- Tom was the first one to volunteer.
- Tom ilk gönüllü olan kişiydi.
- Obviously, you volunteered.
- Belli ki sen gönüllü oldun.
- Tom didn't volunteer to be a guinea pig.
- Tom kobay olmak için gönüllü olmadı.
- Tom was the first person to volunteer.
- Tom gönüllü olan ilk kişiydi.
- I wish more people would volunteer to help us.
- Keşke daha fazla insan bize yardım etmek için gönüllü olsa.
- Tom certainly isn't going to volunteer.
- Tom kesinlikle gönüllü olmayacak.
- Nobody volunteers.
- Hiç kimse gönüllü olmuyor.
- Ali became a volunteer for TEMA Foundation.
- Ali, TEMA gönüllüsü oldu.
- I'm hoping that Tom will volunteer to help us.
- Tom'un bize yardım etmek için gönüllü olacağını umuyorum.
- Do you think you could convince Tom to volunteer?
- Sence Tom'u gönüllü olmaya ikna edebilir misin?
- Tom volunteered to help Mary.
- Tom Mary'ye yardım etmek için gönüllü oldu.
- Tom volunteered to do the job.
- Tom işi yapmak için gönüllü oldu.
- Tom volunteered to help.
- Tom yardım etmeye gönüllü oldu.
- Few elephants would volunteer to move to Europe.
- Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.
- Will anyone volunteer to help me?
- Biri bana yardımcı olmak için gönüllü olacak mı?
- I'll ask around at school and see if anybody would like to volunteer to help us.
- Okulda etrafa soracağım ve bize yardım etmek için gönüllü olmak isteyen biri var mı diye bakacağım.
- I'll ask around at school and see if anybody would like to volunteer to help us.
- Okulda etraftakilere soracağım ve herhangi birinin bize yardım etmek için gönüllü olmayı isteyip istemeyeceğini anlayacağım.
- You volunteered for this.
- Bunun için gönüllü oldun.
- Tom volunteered to pay for the damages.
- Tom hasarları ödemeye gönüllü oldu.
- I'm probably not the only one who'll volunteer to help Tom do that.
- Muhtemelen Tom'a yardım etmek için gönüllü olacak tek kişi de ben değilim.
- I'm grateful you volunteered to help.
- Yardım etmek için gönüllü olduğuna minnettarım.
- Ali became a volunteer for TEMA Foundation.
- Ali TEMA Vakfı gönüllüsü oldu.
- I was hoping you'd volunteer.
- Gönüllü olacağını umuyordum.
- Would you like to volunteer to help clean up after the party?
- Partiden sonra temizliğe yardım etmek için gönüllü olmak ister misiniz?
- If you'd like to volunteer, please visit our website.
- Gönüllü olmak isterseniz web sitemizi ziyaret edin.
- I'm not the one who volunteered to help.
- Yardım etmeye gönüllü olan ben değilim.
- No one wants to volunteer.
- Kimse gönüllü olmak istemez.
- I think that we should volunteer to do that.
- Bence bunu yapmak için gönüllü olmalıyız.
- No one wanted to volunteer.
- Kimse gönüllü olmak istemedi.
- Tom volunteered to help raise money for a new orphanage.
- Tom yeni bir yetimhane için para toplanmasına yardım etmeye gönüllü oldu.
- I think that we should volunteer to do that.
- Onu yapmak için gönüllü olmamız gerektiğini düşünüyorum.
- I'd like to volunteer my services.
- Hizmetlerim için gönüllü olmak istiyorum.
Show More (61)
|
2 |
volunteer |
gönüllü |
n., adj. |
|
- We're looking for a volunteer.
- Biz bir gönüllü arıyoruz.
- She resolved to work as a volunteer.
- Gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.
- I've decided to join the volunteer fire department.
- Gönüllü itfaiyeye katılmaya karar verdim.
- Have you ever done any volunteer work?
- Hiç gönüllü bir iş yaptınız mı?
- I've already found a volunteer.
- Çoktan bir gönüllü buldum.
- The magician asked for a volunteer from the audience.
- Sihirbaz seyircilerden bir gönüllü istedi.
- I often do volunteer work.
- Sık sık gönüllü işler yaparım.
- I'm a volunteer.
- Ben gönüllüyüm.
- If you donate money to a charity or volunteer to help people in need, you can call your good deeds philanthropy.
- Bir hayır kuruluşuna bağış yaparsan veya gönüllü olarak ihtiyaç sahiplerine yardım edersen, iyi niyetlerine hayırseverlik adını verebilirsin.
- We need a volunteer.
- Bir gönüllüye ihtiyacımız var.
- A volunteer is a person who does useful things for society without pay.
- Gönüllü, toplum için para almadan yararlı işler yapan kişidir.
- I need a volunteer to help Tom clean the garage.
- Tom'un garajı temizlemesine yardım etmek için bir gönüllüye ihtiyacım var.
- She devoted herself to the volunteer activity.
- O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
- I was going to ask for a volunteer.
- Ben bir gönüllü isteyecektim.
- Some continue to work part time, while others do volunteer work.
- Bazıları yarı zamanlı çalışmaya devam ediyor, bazıları ise gönüllü olarak çalışıyor.
- Tom said he was looking for a volunteer.
- Tom bir gönüllü aradığını söyledi.
- We're looking for a volunteer.
- Bir gönüllü arıyoruz.
- I am a volunteer.
- Ben bir gönüllüyüm.
- I answered her questions, but I did not volunteer any information.
- Sorularını yanıtladım, ancak gönüllü olarak herhangi bir bilgi vermedim.
- I want to work as a volunteer to make amends for everything I've done.
- Yaptığım her şeyi telafi etmek için gönüllü olarak çalışmak istiyorum.
- The volunteer group provides war victims with food and medicine.
- Gönüllü grup, savaş mağdurlarına yiyecek ve ilaç sağlıyor.
- Tom is a volunteer fire fighter.
- Tom gönüllü bir itfaiyeci.
- I was going to ask for a volunteer.
- Bir gönüllü isteyecektim.
- The magician asked for a volunteer from the audience.
- Sihirbaz, seyircilerden bir gönüllü istedi.
- We need one more volunteer to go on a mission to rescue Tom.
- Tom'u kurtarma görevine gidecek bir gönüllüye daha ihtiyacımız var.
Show More (22)
|
3 |
volunteer |
yapmaya gönüllü olmak |
v. |
|
- He volunteered to do all the things no one else wanted to do.
- Kimsenin yapmak istemediği her şeyi yapmaya gönüllü olmuştu.
- Tom and Mary were the first people to volunteer to do that.
- Tom ve Mary bunu yapmaya gönüllü olan ilk kişilerdi.
- Tom volunteered to do all the things no one else wanted to do.
- Tom kimsenin yapmak istemediği her şeyi yapmaya gönüllü oldu.
- Do you think Tom will volunteer to do that?
- Sence Tom bunu yapmaya gönüllü olur mu?
- No one volunteered to do that.
- Kimse bunu yapmaya gönüllü olmadı.
- Tom volunteered to do that.
- Tom bunu yapmaya gönüllü oldu.
Show More (3)
|
4 |
volunteer |
gönüllü |
adj. |
|
- Nobody's volunteering.
- Kimse gönüllü değil.
- I'm volunteering.
- Ben gönüllüyüm.
- We're volunteering.
- Biz gönüllüyüz.
Show More (0)
|
5 |
volunteer |
gönüllü asker |
n. |
|
- There are few volunteers here at the headquarters.
- Karargahta birkaç gönüllü asker var.
Show More (-2)
|
6 |
volunteer |
gönüllülerden oluşan |
adj. |
|
- Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
- Organizasyon her yıl kapı kapı dolaşıp Frizce kitaplar satan gönüllülerden oluşan bir dizi toplantı düzenliyor.
Show More (-2)
|