Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
waiting
hizmet
n.
Everyone is
waiting
on you.
Herkes sana
hizmet
ediyor.
There was no one in the shop to
wait
on me.
Dükkanda bana
hizmet
verecek kimse yoktu.
This restaurant is so large that they are always busy
waiting
on guests.
Bu restoran o kadar büyük ki her zaman misafirlere
hizmet
etmekle meşguller.
Is anybody
waiting
on you?
Size
hizmet
eden biri var mı?
We've been
waiting
on you.
Biz size
hizmet
ediyoruz.
Show More (2)
2
waiting
bekleme
n.
Instead of
waiting
for a contract, we can handle it over the phone.
Bir sözleşmeyi
bekleme
yerine, onu telefonda halledebiliriz.
We can't risk
waiting.
Bekleme
riskini göze alamayız.
Show More (-1)