Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
wanting
eksik
adj.
However, we are all to be found
wanting
in this respect.
Ancak, hepimiz bu konuda
eksik
kalacağız.
He is by no means
wanting
in courage.
Onun asla cesareti
eksik
değil.
Show More (-1)
2
wanting
istek
n.
Wanting
to make good films was all that kept us going.
Bizi ayakta tutan tek şey iyi filmler yapma
isteğiydi.
Wanting
to make good films was all that kept us going.
İyi filmler yapma
isteği
bizi ayakta tutan tek şeydi.
Show More (-1)