|
- We cannot wash the coat of the bear which the WTO has become without getting the animal itself wet.
- DTÖ'nün dönüştüğü ayının postunu, hayvanın kendisini ıslatmadan yıkayamayız.
- Washing and cleaning have been an important part of human life since the earliest times.
- Yıkama ve temizlik, ezelden beri insan yaşamının önemli bir parçası olmuştur.
- Finally, wash your hands as in the first exercise.
- Son olarak, ilk alıştırmada olduğu gibi ellerinizi yıkayın.
- Washing and cleaning have been an important part of human life since the earliest times.
- Yıkama ve temizlik ilk çağlardan beri insan hayatının önemli bir parçası olmuştur.
- Anyone handling your baby should first wash their hands properly.
- Bebeğinize dokunan herkes daha önce ellerini iyice yıkamış olmalıdır.
- Anyone handling your baby should first wash their hands properly.
- Bebeğinize dokunan herkes öncelikle ellerini uygun şekilde yıkamalıdır.
- Finally, wash your hands as in the first exercise.
- Son olarak ilk egzersizdeki gibi ellerinizi yıkayın.
- They should wash their faces.
- Yüzlerini yıkamalılar.
- I'll wash your mouth out with soap!
- Ben ağzını sabunla yıkayacağım.
- I washed my hair this morning.
- Bu sabah saçımı yıkadım.
- My sister washes her hair every morning.
- Kız kardeşim her sabah saçını yıkar.
- I am washing my socks.
- Ben çoraplarımı yıkıyorum.
- I have to wash my hands.
- Ben ellerimi yıkamak zorundayım.
- Tom washed all the towels.
- Tom tüm havluları yıkadı.
- You should wash your hair.
- Saçlarını yıkamalısın.
- Father got me to wash his car.
- Babam bana arabasını yıkattı.
- Tom washed the apple before he peeled it.
- Tom elmayı soymadan önce yıkadı.
- He started washing his car.
- Arabasını yıkamaya başladı.
- Tom washed himself.
- Tom kendini yıkadı.
- I washed my feet.
- Ayaklarımı yıkadım.
- I think I'll go wash my hands.
- Sanırım gidip ellerimi yıkayacağım.
- Wash your teeth before sleeping!
- Uyumadan önce dişlerinizi yıkayın!
- Take the clothes and go wash them.
- Elbiseleri al ve gidip yıka.
- Wash your hands.
- Ellerinizi yıkayın.
- Tom only washes his hair once a week.
- Tom saçını haftada sadece bir kez yıkıyor.
- The rain washed away the soil.
- Yağmur toprağı yıkayıp götürmüş.
- Tom washed his hands and face.
- Tom ellerini ve yüzünü yıkadı.
- About how many times a month do you wash your car?
- Arabanızı ayda kaç kez yıkıyorsunuz?
- Tom washes his hair three times a week.
- Tom haftada üç kez saçını yıkar.
- Tom turned on the faucet and washed his hands.
- Tom musluğu açtı ve ellerini yıkadı.
- The children washed their feet.
- Çocuklar ayaklarını yıkadı.
- I'm going to wash my carriage.
- Arabamı yıkayacağım.
- The woman washes her face.
- Kadın yüzünü yıkıyor.
- My jeans shrank after I washed them.
- Kotum yıkadıktan sonra küçüldü.
- There's no need to wash your hair every day.
- Saçını her gün yıkamana gerek yok.
- Tom hasn't washed his car in a long time.
- Tom uzun zamandır arabasını yıkamadı.
- She washed the blood off her hands.
- Ellerindeki kanı yıkadı.
- She gave the blouse a quick wash.
- Bulüzü çabucak yıkadı.
- The car wasn't washed by Tom.
- Araba Tom tarafından yıkanmadı.
- Someone saw him wash his car.
- Birisi onu arabasını yıkarken görmüş.
- I washed my own shirts.
- Kendi gömleklerimi yıkadım.
- Wash your mouth out.
- Ağzınızı yıkayın.
- Were you able to convince Tom to help you wash your car?
- Tom'u arabanı yıkamana yardım etmesi için ikna edebildin mi?
- You should always wash your hands before eating.
- Yemek yemeden önce ellerinizi her zaman yıkamalısınız.
- I always wash my clothes on week ends.
- Giysilerimi hep hafta sonları yıkarım.
- Paula is going to wash the car tomorrow.
- Paula, arabayı yarın yıkayacak.
- My jeans shrank in the wash.
- Benim kot yıkamada küçüldü.
- I wash the blouse.
- Bluzü yıkarım.
- It's amazing how much time it takes Tom to wash his car.
- Tom'un arabasını yıkamasının bu denli zaman alması şaşırtıcı.
- Don't curse or I'll wash your mouth out with soap.
- Küfretme yoksa ağzını sabunla yıkarım.
- I wash my hands before eating.
- Yemekten önce ellerimi yıkarım.
- Tom washed his hands.
- Tom ellerini yıkadı.
- Tom hadn't washed dishes in a week, so the sink was full of dirty dishes.
- Tom bir haftadır bulaşık yıkamamıştı, bu yüzden lavabo kirli bulaşıklarla doluydu.
- I don't wash my hair in the morning.
- Sabahları saçımı yıkamıyorum.
- Wash everything.
- Her şeyi yıka.
- Tom used soap and water to wash his hands.
- Tom ellerini yıkamak için su ve sabun kullandı.
- I wash my apples.
- Ben elmalarımı yıkarım.
- That's my favorite shirt, and I always wash it by hand.
- Bu benim favori gömleğim ve her zaman onu elimle yıkarım.
- I'll go wash my hands.
- Gidip ellerimi yıkayacağım.
- Tom washed his car.
- Tom arabasını yıkadı.
- I'll go wash my hands.
- Ellerimi yıkamaya gideceğim.
- Wash your hands well.
- Ellerini iyice yıka.
- Tom washes the kitchen curtains twice a year.
- Tom mutfak perdelerini yılda iki kez yıkar.
- Would you like it washed?
- Yıkanmasını ister misiniz?
- Tom needs to wash his face.
- Tom yüzünü yıkamalı.
- Wash the quinces thoroughly.
- Ayvaları iyice yıkayın.
- Tom washed the blood off his hands.
- Tom elindeki kanı yıkadı.
- Tom said that he wanted me to help him wash his car.
- Tom arabasını yıkamama yardım etmemi istedi.
- Anita washes the tub.
- Anita küveti yıkıyor.
- He's washing your car.
- O, arabanı yıkıyor.
- Wash your clothes with normal detergent in 60 to 90 degrees.
- Kıyafetlerinizi 60 ila 90 derecede normal deterjanla yıkayın.
- I wash my car once a week.
- Arabaı haftada bir yıkıyorum.
- I don't wash my hair every day.
- Saçımı her gün yıkamıyorum.
- Tom washes his car once a week.
- Tom haftada bir kez arabasını yıkar.
- You need to wash your hands before a meal.
- Yemekten önce ellerinizi yıkamanız gerekir.
- I was washing my hair at 5 o'clock yesterday.
- Dün saat 5'te saçımı yıkıyordum.
- I wash my hands before eating lunch.
- Yemek yemeden önce ellerimi yıkarım.
- I didn't wash my hair.
- Saçımı yıkamadım.
- Tom doesn't wash his hair as often as Mary washes hers.
- Tom, saçlarını Mary'nin yıkadığı kadar sık yıkamaz.
- They've washed their hands.
- Onlar ellerini yıkadılar.
- Please wash the lettuce well before you eat it.
- Lütfen marulu yemeden önce iyice yıkayın.
- Tom washed his clothes.
- Tom giysilerini yıkadı.
- Tom and Mary washed the dishes together.
- Tom ve Mary bulaşıkları birlikte yıkadılar.
- I'm inside the bathroom because I'm washing my hands.
- Tuvaletteyim çünkü ellerimi yıkıyorum.
- I'm going to wash my carriage.
- Ben arabamı yıkayacağım.
- Tom is washing his car right now.
- Tom şu anda arabasını yıkıyor.
- Tom washes his car every week.
- Tom arabasını her hafta yıkar.
- He told me to wash my face.
- O, bana yüzümü yıkamamı söyledi.
- I washed my t-shirt.
- Tişörtümü yıkadım.
- She washed a carpet.
- Bir halıyı yıkadı.
- Tom is helping his mother wash the windows.
- Tom annesinin pencereleri yıkamasına yardım ediyor.
- May I wash all my laundry at once?
- Tüm çamaşırlarımı tek seferde yıkayabilir miyim?
- I used to wash my hair only once a week.
- Ben sadece haftada bir kez saçımı yıkardım.
- She is going to wash the bike this afternoon.
- Bu öğleden sonra bisikleti yıkayacak.
- We have to wash him.
- Onu yıkamamız lazım.
- You wash the vegetables, I'll wash the fruit.
- Sen sebzeleri yıka, ben meyveleri yıkayacağım.
- I balanced my checkbook while you were washing clothes.
- Sen giysileri yıkarken ben çek defterini dengeledim.
- I wash my car once a week.
- Haftada bir defa arabamı yıkarım.
- I've just washed the car.
- Arabayı yeni yıkadım.
- Cut, wash and dry, please.
- Lütfen kes, yıka ve kurut.
- She washes the sweater.
- Kazağını yıkıyor.
- Do you wash your dog every day?
- Köpeğini her gün yıkıyor musun?
- You haven't washed your hands yet, have you?
- Ellerini henüz yıkamadın, değil mi?
- We must wash the floor.
- Biz yeri yıkamalıyız.
- I'm washing my hands.
- Ellerimi yıkıyorum.
- I'm inside the bathroom because I'm washing my hands.
- Ben banyodayım çünkü ellerimi yıkıyorum.
- They're washing their hands.
- Ellerini yıkıyorlar.
- It'll all come out in the wash.
- Yıkayınca çıkar hepsi.
- She washed her dirty hands before the meal.
- O, yemekten önce kirli ellerini yıkadı.
- Does Tom help you wash windows?
- Tom pencereleri yıkamana yardım ediyor mu?
- It is best to use plastic chopsticks to eat and wash later, instead of using disposable chopsticks.
- Yemek yerken tek kullanımlık çubuklar yerine plastik çubuklar kullanmak ve daha sonra yıkamak en iyisidir.
- If you wash it, your car will shine in the sun.
- Yıkarsan araban güneşte parlar.
- Wash your hands first, then eat.
- Önce ellerinizi yıkayın sonra yemek yiyin.
- I wash my hands before eating lunch.
- Öğle yemeği yemeden önce ellerimi yıkarım.
- I'm washing my hands because they're dirty.
- Kirli oldukları için ellerimi yıkıyorum.
- I wash my car almost every day.
- Neredeyse her gün arabamı yıkarım.
- Please wash my back.
- Lütfen sırtımı yıkayın.
- Tom hasn't washed his car in ages.
- Tom uzun zamandır arabasını yıkamadı.
- How did you convince Tom to wash your car for you?
- Tom'u arabanı senin yerine yıkaması için nasıl ikna ettin?
- Tom washed the potatoes.
- Tom patatesleri yıkadı.
- This car needs washed.
- Bu arabanın yıkanması lazım.
- You should wash this.
- Bunu yıkaman gerekir.
- I washed my own shirts.
- Gömleğimi kendim yıkadım.
- How did you convince Tom to wash your car for you?
- Tom'u sizin yerinize arabanızı yıkamaya nasıl ikna ettin?
- Tom is washing the lettuce.
- Tom marulu yıkıyor.
- My big sister washes her hair every morning.
- Büyük kız kardeşim her sabah saçını yıkar.
- I washed it.
- Onu yıkadım.
- Jane has a lot of clothes to wash.
- Jane'in yıkaması gereken bir sürü kıyafeti var.
- I washed myself and felt much better.
- Yıkandım ve kendimi çok daha iyi hissettim.
- Please wash it.
- Lütfen yıkayın.
- Have you ever washed your car?
- Hiç arabanı yıkadın mı?
- How many times do you wash your hands every day?
- Ellerini her gün kaç kere yıkıyorsun?
- They wash their hands with soap.
- Ellerini sabunla yıkıyorlar.
- Please wash your hands properly before eating.
- Lütfen yemekten önce ellerinizi uygun biçimde yıkayın.
- I have to wash my clothes.
- Kıyafetlerimi yıkamam lazım.
- Wash the wound with soap and water.
- Yarayı sabun ve su ile yıka.
- I want to wash up first.
- Önce elimi yıkamak istiyorum.
- My jeans shrank after I washed them.
- Pantolonum onu yıkadıktan sonra çekti.
- Tom washed the blood off the knife.
- Tom bıçaktaki kanı yıkadı.
- This is the first time I've ever washed my car.
- Arabamı ilk kez yıkıyorum.
- I'm not washing your car.
- Arabanı yıkamayacağım.
- I wash my hands because they're dirty.
- Kirli oldukları için ellerimi yıkıyorum.
- Tom washed the apple before he ate it.
- Tom yemeden önce elmayı yıkadı.
- I'm not washing my hair.
- Saçımı yıkamıyorum.
- Wash the shirt in soapy water and the stains will come out.
- Gömleği sabunlu suyla yıkarsan lekeler çıkar.
- He's washing your car.
- Arabanı yıkıyor.
- Sami washed his hands.
- Sami ellerini yıkadı.
- Having washed my skirt in the cold water of a spring, I sat a while.
- Eteğimi bir pınarın soğuk suyunda yıkadıktan sonra bir süre oturdum.
- That's my favorite shirt, and I always wash it by hand.
- Bu benim en sevdiğim gömleğim ve her zaman elde yıkarım.
- Wash your hands before eating.
- Yemekten önce ellerinizi yıkayın.
- I heard that Tom asked you to help him wash his car.
- Tom'un arabasını yıkamak için senden yardım istediğini duydum.
- Tom is washing his hands.
- Tom ellerini yıkıyor.
- She removed her makeup and washed her face.
- Makyajını sildi ve yüzünü yıkadı.
- She washed the dishes herself.
- O, bulaşıkları kendisi yıkadı.
- My brother likes to wash his car on the weekend.
- Kardeşim hafta sonları arabasını yıkamayı sever.
- She washes an apple.
- Bir elma yıkıyor.
- My big sister washes her hair every morning.
- Ablam her sabah saçını yıkar.
- Dan didn't even wash his hair.
- Dan saçlarını bile yıkamadı.
- She washes clothes at least once a week.
- Kıyafetlerini haftada en az bir kez yıkar.
- I spent all morning washing clothes.
- Ben bütün sabahı elbiseleri yıkayarak geçirdim.
- When was this car washed?
- Bu araba ne zaman yıkandı?
- He washes my lettuce.
- O benim marulumu yıkar.
- You will wash an apple.
- Bir elma yıkayacaksın.
- I wash my clothes.
- Giysilerimi yıkıyorum.
- I'm going to wash my car.
- Arabamı yıkayacağım.
- You washed yourself.
- Yıkandın.
- They're washing dishes.
- Bulaşık yıkıyorlar.
- The little girl washed herself.
- Küçük kız kendini yıkadı.
- I need to wash clothes.
- Kıyafetimi yıkamalıyım.
- Let's wash our hands when leaving the toilet!
- Tuvaletten çıkarken ellerimizi yıkayalım!
- Wash your hands and then eat.
- Ellerinizi yıkayın ve sonra yiyin.
- I need to wash my car.
- Arabamı yıkamam gerekiyor.
- Does Tom help you wash windows?
- Tom camları yıkamana yardım ediyor mu?
- I haven't washed my hands.
- Ellerimi yıkamadım.
- Tom washes his car once a week.
- Tom arabasını haftada bir yıkar.
- Tom is washing his car right now.
- Tom şu an arabasını yıkıyor.
- Tom washed Mary's car for her.
- Tom, Mary'nin arabasını onun için yıkadı.
- They washed themselves in the river.
- Nehirde kendilerini yıkadılar.
- Please wash your hands.
- Lütfen ellerinizi yıkayın.
- We don't wash the plates.
- Bia tabakları yıkamayız.
- Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
- Tom'un yeni gömleği yıkandığında küçüldü ve şimdi üzerine oturmuyor.
- He told me to wash my face.
- Bana yüzümü yıkamamı söyledi.
- I washed the windows.
- Pencereleri yıkadım.
- I haven't washed my hair in a week.
- Bir haftadır saçımı yıkamadım.
- I'm washing my hands because they're dirty.
- Ellerimi yıkıyorum çünkü kirliler.
- I washed my hands.
- Ellerimi yıkadım.
- Peel the apples or wash them.
- Elmaları soy ya da yıka.
- They wash their hands.
- Onlar ellerini yıkar.
- You should wash fruit before you eat it.
- Yemeden önce meyveyi yıkamalısın.
- Would you like to have it washed?
- Onu yıkatmak ister misin?
- Wash your face.
- Yüzünüzü yıkayın.
- When was the last time you washed your hair?
- En son ne zaman saçını yıkadın?
- I wash my hands.
- Ellerimi yıkadım.
- Please wash these clothes.
- Lütfen bu kıyafetleri yıka.
- She is now well enough to wash her hair by herself.
- Artık o tek başına saçını yıkamak için yeterince iyi.
- The girl washed her hair.
- Kız saçını yıkadı.
- Tom told Mary that he'd help her wash her car.
- Tom, Mary'ye arabasını yıkamasına yardım edeceğini söyledi.
- We have to wash it.
- Bunu yıkamak zorundayız.
- When was the car washed by Ken?
- Araba Ken tarafından ne zaman yıkandı?
- What soap do you wash your hands with?
- Ellerinizi hangi sabunla yıkıyorsunuz?
- Tom helped Mary wash her car.
- Tom Mary'nin arabasını yıkamasına yardım etti.
- Dan didn't even wash his hair.
- Dan saçını bile yıkamadı.
- You need to wash this shirt.
- Bu gömleği yıkamanız gerekiyor.
- I'm not washing your car.
- Arabanı yıkamıyorum.
- I wash my hair every day.
- Ben saçımı her gün yıkıyorum.
- I am going to wash my hands.
- Ellerimi yıkayacağım.
- You wash the vegetables and I'll wash the fruit.
- Sen sebzeleri yıka, ben de meyveleri yıkayayım.
- Tom didn't wash his hands.
- Tom ellerini yıkamadı.
- My sister washes her shoes every Sunday.
- Kız kardeşim her pazar ayakkabılarını yıkar.
- He washes his car at least once a week.
- En az haftada bir kez arabasını yıkar.
- This morning, I left for school without washing my face.
- Bu sabah yüzümü yıkamadan okula gittim.
- I washed my hands with soap and water.
- Ellerimi su ve sabunla yıkadım.
- Tom tried to wash the blood off his clothes.
- Tom giysilerindeki kanı yıkayarak çıkarmaya çalıştı.
- I always wash my clothes at the weekend.
- Kıyafetlerimi her zaman hafta sonu yıkarım.
- Tom doesn't wash his hair as often as Mary washes hers.
- Tom saçını Mary'nin yıkadığı kadar sık yıkamıyor.
- He washes his t-shirt.
- O, tişörtünü yıkıyor.
- Don't curse or I'll wash your mouth out with soap.
- Küfür etme yoksa ağzını sabunla yıkarım.
- Tom washed the lettuce.
- Tom marulları yıkadı.
- Tom washed his hands quickly.
- Tom çabucak ellerini yıkadı.
- Tom offered to help Mary wash her car.
- Tom, Mary'nin arabasını yıkamasına yardım etmeyi teklif etti.
- I won't wash your car.
- Arabanı yıkamayacağım.
- I haven't washed my hair.
- Saçımı yıkamadım.
- He started washing his car.
- O, arabasını yıkamaya başladı.
- Tom didn't wash his car.
- Tom arabasını yıkamadı.
- Tom never washes his car.
- Tom arabasını hiç yıkamaz.
- When was the last time you washed the car?
- Arabayı en son ne zaman yıkadın?
- Tom washes his car every week.
- Tom her hafta arabasını yıkar.
- Peel the apples or wash them.
- Elmaları soy veya yıka.
- We have to wash him.
- Onu yıkamamız gerekiyor.
- Should I wash the lettuce?
- Marulları yıkayayım mı?
- You wash the potatoes.
- Patatesleri sen yıka.
- I need to wash my hands.
- Ellerimi yıkamam lazım.
- Sami is a car wash cleaner.
- Sami bir oto yıkama temizleyicisidir.
- Let me wash that apple for you.
- O elmayı senin için yıkayayım.
- How often do you wash your sheets?
- Çarşaflarını ne sıklıkta yıkıyorsun?
- I've just washed the dishes.
- Bulaşıkları az önce yıkadım.
- Tom has never washed his car.
- Tom arabasını hiç yıkamadı.
- Tom tried to wash the blood off his clothes.
- Tom elbiselerindeki kanı yıkamaya çalıştı.
- Tom needed to wash his car.
- Tom'un arabasını yıkaması gerekiyordu.
- Tom said that he wanted me to help him wash his car.
- Tom arabasını yıkamasına yardım etmemi istediğini söyledi.
- We have to wash it.
- Onu yıkamalıyız.
- I have to wash my hands.
- Ellerimi yıkamam lazım.
- I washed my car yesterday.
- Dün arabamı yıkadım.
- I often wash my hair without using shampoo.
- Saçımı sık sık şampuan kullanmadan yıkarım.
- He is washing his car.
- Arabasını yıkıyor.
- She washes her skirt.
- Eteğini yıkıyor.
- I need to wash my face.
- Yüzümü yıkamam lazım.
- They should wash their feces.
- Dışkılarını yıkamalılar.
- Tom brushed his teeth and washed his face.
- Tom dişlerini fırçaladı ve yüzünü yıkadı.
- Wash your hands often!
- Ellerini sık sık yıka!
- I used to hate washing my face.
- Yüzümü yıkamaktan nefret ederdim.
- Wash blood with blood.
- Kanı kanla yıka.
- I need to wash my clothes.
- Giysilerimi yıkamam gerekiyor.
- Tom washed his hands, but Mary didn't wash hers.
- Tom ellerini yıkadı ama Mary yıkamadı.
- He got his car washed at the filling station.
- Arabasını benzin istasyonunda yıkattı.
- Where can I wash my hands before I eat?
- Yemekten önce ellerimi nerede yıkayabilirim?
- Have you ever washed your face with body soap?
- Hiç yüzünü vücut sabunuyla yıkadın mı?
- I don't wash my hair in the morning.
- Sabah saçımı yıkamam.
- You wash my lettuce.
- Sen benim marulumu yıkıyorsun.
- I have to wash my hands and brush my teeth.
- Ellerimi yıkamalı ve dişlerimi fırçalamalıyım.
- We have to buy soap to wash the dishes.
- Tabakları yıkamak için sabun satın almak zorundayız.
- Tom always washes his hands before eating anything.
- Tom her zaman bir şey yemeden önce ellerini yıkar.
- They washed their hands.
- Ellerini yıkamışlar.
- I want to wash myself.
- Kendimi yıkamak istiyorum.
- Tom washes his car at least once a week.
- Tom arabasını en az haftada bir kez yıkar.
- Wash eggplants and cut their endings.
- Patlıcanları yıka ve uçlarını kes.
- They're washing dishes.
- Onlar bulaşıkları yıkıyorlar.
- Jenny washed the kitchen wall twice a year.
- Jenny mutfak duvarını yılda iki kez yıkardı.
- Wash your teeth before sleeping!
- Uyumadan önce dişlerini yıka!
- Tom helped me wash my car.
- Tom arabamı yıkamama yardım etti.
- Who wants to wash my dirty car?
- Kim benim kirli arabamı yıkamak ister?
- Were you able to convince Tom to help you wash your car?
- Tom'u arabanı yıkamana yardım etmeye ikna edebildin mi?
- I always wash my hands before eating.
- Yemek yemeden önce ben her zaman ellerimi yıkarım.
- Wash the apple before you eat it.
- Elmayı yemeden yıka.
- They washed their ears.
- Kulaklarını yıkadılar.
- I'll wash your apple.
- Elmanı yıkayacağım.
- Tom needs to wash clothes.
- Tom elbiselerini yıkamalı.
- Tom never washes his car.
- Tom asla arabasını yıkamaz.
- Tom washed the apple before he ate it.
- Tom elmayı yemeden önce yıkadı.
- Tom told Mary to wash her face.
- Tom Mary'ye yüzünü yıkamasını söyledi.
- I'll wash the dishes.
- Bulaşıkları ben yıkarım.
- He washes lettuce.
- O marul yıkar.
- I had my T-shirt washed.
- Tişörtümü yıkattım.
- Don't wash that shirt.
- O gömleği yıkama.
- We washed the plates after dinner.
- Akşam yemeğinin ardından tabakları yıkadık.
- Tom offered to help Mary wash her car.
- Tom, Mary'ye arabasını yıkaması için yardım etmeyi teklif etti.
- Before eating anything, you should wash your hands.
- Bir şey yemeden önce ellerinizi yıkamalısınız.
- Yesterday, Mary cleaned the house and washed clothes.
- Dün Mary evi temizledi ve giysileri yıkadı.
- Wash your hands before meals.
- Yemekten önce ellerinizi yıkayın.
- Make sure you wash your hands well.
- Ellerini iyi yıkadığından emin ol.
- I don't wash my car very often.
- Arabamı çok sık yıkamam.
- Please wash these lentils.
- Lütfen bu mercimekleri yıkayın.
- Tom hasn't washed his hair for two weeks.
- Tom iki haftadır saçını yıkamadı.
- Where can I wash my hands?
- Ellerimi nerede yıkayabilirim?
- He washes himself.
- O kendini yıkıyor.
- I've just washed the dishes.
- Bulaşıkları yeni yıkadım.
- Your car was washed by Ken.
- Arabanı Ken yıkadı.
- Should I wash the lettuce?
- Marulu yıkamam gerekiyor mu?
- Tom washed Mary's car while she was sick.
- Tom o hastayken Mary'nin arabasını yıkadı.
- They wash their hands.
- Ellerini yıkarlar.
- I wash my car once a week.
- Arabamı haftada bir kez yıkarım.
- Instead of using disposable chopsticks, it's better to use plastic chopsticks that you can wash.
- Tek kullanımlık çubukları kullanmak yerine yıkayabileceğin plastik çubukları kullanmak daha iyi.
- I washed a sink full of dishes three times today.
- Bugün bir lavabo dolusu bulaşığı üç kez yıkadım.
- I got Tom to wash dishes.
- Bulaşıkları Tom'a yıkattım.
- Why don't you ever wash the dishes?
- Sen neden hiç tabakları yıkamazsın?
- She washes her hair two times a week.
- Saçını haftada iki kez yıkar.
- They wash their car every Saturday.
- Onlar her cumartesi arabalarını yıkar.
- I washed my shirt.
- Gömleğimi yıkadım.
- I wash my hair every day.
- Saçımı her gün yıkarım.
- I'll wash the dishes once again.
- Bulaşıkları bir kez daha yıkayacağım.
- Everybody washed in the kitchen.
- Herkes mutfakta yıkandı.
- I am washing the windows.
- Pencereleri yıkıyorum.
- It's better to use plastic chopsticks and wash them than to use disposable chopsticks.
- Plastik yemek çubukları kullanmak ve onları yıkamak, tek kullanımlık yemek çubukları kullanmaktan daha iyidir.
- Tom washes his car at least once a week.
- Tom arabasını haftada en az bir kez yıkar.
- Tom washed the lenses of his glasses with warm, soapy water and dried them on a cloth.
- Tom gözlük camlarını ılık sabunlu suyla yıkadı ve bir bez üzerinde kuruttu.
- My father got me to wash the car.
- Babam arabayı bana yıkattı.
- I didn't wash my car.
- Arabamı yıkamadım.
- We must wash the floor.
- Yerleri yıkamalıyız.
- Tom needs to wash clothes.
- Tom'un kıyafetlerini yıkaması gerekiyor.
- Tom usually lets dirty dishes pile up for a week, then he washes them.
- Tom genellikle kirli bulaşıkların bir hafta boyunca birikmesine izin verir, sonra onları yıkar.
- Do you wash your hands before eating?
- Yemek yemeden önce ellerinizi yıkıyor musunuz?
- She washed a carpet.
- O bir halı yıkadı.
- It took me several hours to wash it.
- Yıkamak birkaç saatimi aldı.
- Tom is washing your car.
- Tom arabanı yıkıyor.
- We took turns in washing the car.
- Arabayı sırayla yıkadık.
- When was last time you washed your car?
- Arabanı en son ne zaman yıkadın?
- The nurse is busy washing scalpels now.
- Hemşire şu anda neşterleri yıkamakla meşgul.
- Tom washed the dirt off his face.
- Tom yüzündeki kiri yıkadı.
- Tom washes his hands all the time.
- Tom her zaman ellerini yıkar.
- I wash the potatoes.
- Ben patatesleri yıkarım.
- This is the first time I've ever washed my car.
- Arabamı ilk kez yıkadım.
- Even if you wash it, the color won't come out.
- Onu yıkasanız bile rengi çıkmaz.
- I'm in the bathroom because I'm washing my hands.
- Banyodayım çünkü ellerimi yıkıyorum.
- It's amazing how much time it takes Tom to wash his car.
- Tom'un arabasını yıkamasının bu kadar çok zaman alması şaşırtıcı.
- Who'll wash my car for two Euros?
- Arabamı kim iki euroya yıkayacak?
- You should wash your face.
- Yüzünü yıkamalısın.
- If a dog bites you, wash the wound with soap and water.
- Eğer bir köpek sizi ısırırsa, yarayı su ve sabunla yıkayın.
- Mary accidentally put Tom's mobile phone through the wash.
- Mary yanlışlıkla Tom'un cep telefonunu yıkadı.
- I wash my hands because they're dirty.
- Ellerimi yıkıyorum çünkü kirliler.
- He is washing your car.
- Arabanı yıkıyor.
- Tom went to the bathroom to wash his hands.
- Tom ellerini yıkamak için banyoya gitti.
- Wash your hands with soap.
- Ellerini sabunla yıka.
- Wash the wound with soap and water.
- Yarayı sabun ve su ile yıkayın.
- How often should you wash your hair?
- Saçınızı ne sıklıkta yıkamanız gerekir?
- You wash yourself.
- Kendini yıka.
- It is very important that you wash your hands thoroughly after changing a baby's diaper.
- Bebeğin altını değiştirdikten sonra ellerinizi iyice yıkamanız çok önemlidir.
- The father washes his face.
- Baba yüzünü yıkıyor.
- When was the last time you washed your hair?
- Saçını en son ne zaman yıkadın?
- Wash everything.
- Her şeyi yıkayınız.
- Tom washed his hair with cold water.
- Tom saçlarını soğuk suyla yıkadı.
- I washed my hands because they were dirty.
- Kirli oldukları için ellerimi yıkadım.
- Wash the apple before you eat it.
- Elmayı yemeden önce yıka.
- We washed them in salty water.
- Onları tuzlu suda yıkadık.
- Tom is helping his mother wash the windows.
- Tom annesine camları yıkamasında yardım ediyor.
- I've already washed the dishes.
- Bulaşıkları zaten yıkadım.
- Wash your face and hands.
- Yüzünü ve ellerini yıka.
- He is washing a car.
- Arabayı yıkıyor.
- Tom wants you to wash his car.
- Tom arabasını yıkamanı istiyor.
- May I wash all my laundry at once?
- Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim?
- You must wash your hands!
- Ellerinizi yıkamalısınız!
- How did you convince Tom to wash your car for you?
- Tom'u aracınızı sizin için yıkamaya nasıl ikna ettin?
- We wash lettuce.
- Biz marul yıkarız.
- I don't wash my car very often.
- Arabamı çok sık yıkamıyorum.
- Are you washing the car?
- Arabayı mı yıkıyorsun?
- Wash your hands before each meal.
- Her yemekten önce ellerinizi yıkayın.
- Wash your clothes with normal detergent in 60 to 90 degrees.
- Giysilerinizi normal deterjanla 60 ila 90 derecede yıkayın.
- Tom wanted to wash his hands.
- Tom ellerini yıkamak istedi.
- How often do you wash your car?
- Aracınızı ne sıklıkta yıkıyorsunuz?
- My T-shirt shrank because I washed it.
- Onu yıkadığım için tişörtüm çekti.
- Will you wash my shirt?
- Gömleğimi yıkayacak mısın?
- Even if you wash it, the color won't come out.
- Yıkasanız bile rengi çıkmaz.
- Please wash these clothes.
- Lütfen bu kıyafetleri yıkayın.
- I always wash my hands before I eat.
- Ben yemek yemeden önce her zaman ellerimi yıkarım.
- You should wash your hands before each meal.
- Her yemekten önce ellerinizi yıkamalısınız.
- How much can you make washing cars?
- Araba yıkayarak ne kadar kazanabilirsin?
- We washed the plates after dinner.
- Yemekten sonra tabakları yıkadık.
- I'm going to go wash my hands.
- Gidip ellerimi yıkayacağım.
- Mary only washes in spring water.
- Mary sadece kaynak suyuyla yıkama yapar.
- She used to wash her hair before going to school.
- Okula gitmeden önce saçlarını yıkardı.
- He is washing your car.
- O, arabanı yıkıyor.
- We washed our clothes in the river.
- Kıyafetlerimizi nehirde yıkadık.
- They washed themselves in the river.
- Nehirde yıkanmışlar.
- She washed the dishes herself.
- Bulaşıkları kendi yıkadı.
- She gave the blouse a quick wash.
- Bluzu hızlıca yıkadı.
- I think I'll go wash my hands.
- Sanırım ellerimi yıkamaya gideceğim.
- Tom told me to wash my face.
- Tom bana yüzümü yıkamamı söyledi.
- You should wash this.
- Bunu yıkamalısın.
- How often do you wash your dog?
- Köpeğinizi ne sıklıkta yıkıyorsunuz?
- Tom always washes his hands before eating anything.
- Tom bir şey yemeden önce her zaman ellerini yıkar.
- Would you like to have your hair washed?
- Saçını yıkatmak ister misin?
- Tom washed Mary's car for her.
- Tom Mary'nin arabasını onun için yıkadı.
- Do you want dry cleaning or regular wash?
- Kuru temizleme mi yoksa normal yıkama mı istiyorsun?
- Luigi didn't wash his car.
- Luigi arabasını yıkamadı.
- I washed my hands as usual.
- Ben her zamanki gibi ellerimi yıkadım.
- I always wash my hands before I eat.
- Yemekten önce her zaman ellerimi yıkarım.
- We have to wash him.
- Onu yıkamak zorundayız.
- Who wants to wash my dirty car?
- Kim kirli arabamı yıkamak ister?
- I swallowed a soap bubble when I was washing my face while singing.
- Şarkı söylerken yüzümü yıkarken bir sabun köpüğü yuttum.
- Wash the quince thoroughly.
- Ayvaları iyice yıka.
- I just washed the dishes and now I have to take out the trash.
- Bulaşıkları yeni yıkadım ve şimdi de çöpü atmam gerekiyor.
- They washed their hands.
- Onlar ellerini yıkadılar.
- I should wash my hair.
- Saçımı yıkamalıyım.
- Wash the writing table.
- Yazı masasını yıkayın.
- I heard that Tom asked you to help him wash his car.
- Tom'un arabasını yıkaması için senden yardım istediğini duydum.
- Tom washed away the blood from his hands.
- Tom elindeki kanı yıkadı.
- Tom and Mary washed the dishes together.
- Tom ve Mary bulaşıkları beraber yıkadılar.
- I was going to wash my hair.
- Saçımı yıkayacaktım.
- It took me several hours to wash it.
- Onu yıkamak birkaç saatimi aldı.
- Tom is washing the windows in the kitchen right now.
- Tom şu an mutfaktaki camları yıkıyor.
- They wash lettuce.
- Onlar marul yıkıyor.
- When was the last time you washed the car?
- Arabayı en son ne zaman yıkadınız?
- We don't wash the plates.
- Tabakları yıkamayız.
- I wash my hands before a meal.
- Yemekten önce ellerimi yıkarım.
- Please wash your hands after using the bathroom.
- Lütfen tuvaleti kullandıktan sonra ellerinizi yıkayın.
- Wash your plate, please.
- Tabağını yıka, lütfen.
- Tom washes his hair every day.
- Tom her gün saçını yıkar.
- We have to wash him.
- Onu yıkamamız gerek.
- You wash the dishes, Ben.
- Bulaşıkları sen yıka, Ben.
- She washes lettuce.
- O marul yıkıyor.
- People should wash themselves.
- İnsanlar kendilerini yıkamalılar.
- Wash your legs.
- Bacaklarını yıka.
- I want to wash my hands.
- Ellerimi yıkamak istiyorum.
- I washed myself.
- Kendimi yıkadım.
- I washed my feet.
- Ben ayaklarımı yıkadım.
- Wash the shirt in soapy water and the stains will come out.
- Gömleği sabunlu suyla yıka, lekeler çıkacaktır.
- I used to wash Tom's car for him.
- Tom'un arabasını onun için yıkardım.
- I wash my hands before lunch.
- Yemekten önce ellerimi yıkarım.
- I washed myself and felt much better.
- Yıkandım ve çok daha iyi hissettim.
- Perhaps Tom can help you wash your car.
- Belki Tom arabanı yıkamana yardım edebilir.
- He is washing his car.
- O, arabasını yıkıyor.
- I need to wash my clothes.
- Giysilerimi yıkamam lazım.
- I wash my hands.
- Ellerimi yıkarım.
- Tom is washing his hair.
- Tom saçını yıkıyor.
- She is now well enough to wash her hair by herself.
- Artık saçını kendi başına yıkayabilecek kadar iyi.
- I have to wash my hair.
- Saçımı yıkamak zorundayım.
- Luigi didn't wash his car.
- Luigi arabasını yıkamamış.
- It's better to use plastic chopsticks and wash them than to use disposable chopsticks.
- Plastik çubukları kullanmak ve onları yıkamak tek kullanımlık çubukları kullanmaktan daha iyidir.
- Tom made Mary wash his car.
- Tom Mary'ye arabasını yıkattı.
- You should wash your face.
- Yüzünü yıkaman gerekir.
- I wash my car in front of the house without any problems.
- Arabamı evin önünde sorunsuz bir şekilde yıkıyorum.
- I washed my own shirt.
- Kendi gömleğimi yıkadım.
- Tom didn't wash his hair.
- Tom saçını yıkamadı.
- Who wants to wash my car?
- Arabamı kim yıkamak ister?
- He washes the bike every week.
- Her hafta bisikletini yıkar.
- I think it's time for me to wash this shirt.
- Sanırım bu gömleği yıkama vaktim geldi.
- Wash blood with blood.
- Kanı kanla yıkayın.
- I always wash my clothes on week ends.
- Daima hafta sonları giysilerimi yıkarım.
- He washed an apple.
- Bir elma yıkadı.
- Washing is my work.
- Yıkama benim işim.
- My T-shirt shrank because I washed it.
- Tişörtüm yıkadığım için küçüldü.
- I wash my hair every time I take a shower.
- Her duş aldığımda saçımı yıkarım.
- It's amazing how much time it takes Tom to wash his car.
- Tom'un arabasını yıkamasının bu kadar zaman alması şaşırtıcı.
- Was the car washed by your father?
- Arabayı baban mı yıkadı?
- I used to wash my own car.
- Eskiden arabamı kendim yıkardım.
- Tom started washing his car.
- Tom kendi arabasını yıkamaya başladı.
- She washes an apple.
- Bir elmayı yıkıyor.
- Tom went to the bathroom to wash his hands.
- Tom ellerini yıkamak için tuvalete gitti.
- Have you washed your hands yet?
- Ellerini henüz yıkamadın mı?
- I washed my hands with soap and water.
- Ellerimi sabun ve su ile yıkadım.
- Please wash your hands properly before eating.
- Lütfen yemekten önce ellerinizi iyice yıkayın.
- I plan to wash my car this afternoon.
- Bu öğleden sonra arabamı yıkamayı planlıyorum.
- I wash my hair every time I take a shower.
- Her duş aldığımda saçlarımı yıkarım.
- Wash your mouth out.
- Ağzını yıka.
- She used to wash her hair before going to school.
- O, okula gitmeden önce saçını yıkardı.
- How often do you wash your car a month?
- Arabanı ayda kaç kez yıkıyorsun?
- Tom washes his car every morning.
- Tom her sabah arabasını yıkar.
- I wash my hands a lot.
- Ellerimi çok yıkıyorum.
- I wash my hands before eating.
- Yemek yemeden önce ben ellerimi yıkarım.
- I think it's time for me to wash my car.
- Sanırım arabamı yıkamamın zamanıdır.
- Tom washed himself in the stream.
- Tom derede yıkandı.
- Was the car washed by your father?
- Araba baban tarafından yıkandı mı?
- Where can I wash my hands before I eat?
- Yemek yemeden önce ellerimi nerede yıkayabilirim?
- He washed her dirty hands before the meal.
- Yemekten önce onun kirli ellerini yıkadı.
- Tom ate the banana without washing his hands.
- Tom ellerini yıkamadan muzu yedi.
- They're washing their hands.
- Onlar ellerini yıkıyorlar.
- I wash my face every morning.
- Her sabah yüzümü yıkarım.
- His work is washing cars.
- Onun işi arabaları yıkamaktır.
- How often do you wash your car?
- Arabanı ne sıklıkla yıkıyorsun?
- Wash your hands well.
- Ellerinizi iyice yıkayın.
- She boils water to wash her hair.
- O, saçını yıkamak için su kaynatıyor.
- We washed our feet.
- Ayaklarımızı yıkadık.
- She is washing her hands.
- Ellerini yıkıyor.
- She is washing her hands.
- O, ellerini yıkıyor.
- Tom is washing his car.
- Tom arabasını yıkıyor.
- Please wash your hands before you eat.
- Lütfen yemekten önce ellerinizi yıkayın.
- I washed my hands as usual.
- Her zamanki gibi ellerimi yıkadım.
- Do you want dry cleaning or regular wash?
- Kuru temizleme mi yoksa normal yıkama mı istersiniz?
- It was Tom who washed your car.
- Arabanı yıkayan Tom'du.
- Have you washed the car yet?
- Arabayı henüz yıkamadın mı?
- I haven't washed my hair in a week.
- Saçlarımı bir haftadır yıkamadım.
- Wash his wound with this antiseptic.
- Yarasını bu antiseptikle yıkayın.
- Tom made Mary wash his car.
- Tom arabasını Mary'ye yıkattı.
- You should wash your car.
- Arabanı yıkamalısın.
- When was the last time Tom washed the car?
- Tom arabayı en son ne zaman yıkadı?
- I need to wash my face.
- Yüzümü yıkamalıyım.
- Will you wash my shirt?
- Gömleğimi yıkar mısın?
- You want me to wash my hands first, don't you?
- Önce ellerimi yıkamamı istiyorsun, değil mi?
- I need to wash my car.
- Arabamı yıkamam lazım.
- Tom washed his face.
- Tom yüzünü yıkadı.
- Wash the writing table.
- Yazı masasını yıka.
- The professor calmly washed his hands.
- Profesör sakince ellerini yıkadı.
- Do you want to have it washed?
- Yıkanmasını ister misin?
- Who'll wash my car for two Euros?
- Arabamı iki Euro'ya kim yıkayacak?
- You should wash your car.
- Arabanızı yıkamalısınız.
- I was the one who washed the dishes.
- Bulaşıkları ben yıkamıştım.
- Tom wants you to help him wash windows.
- Tom pencereleri yıkamasına yardım etmeni istiyor.
- I'm going to wash my hands.
- Ellerimi yıkayacağım.
- Tom hadn't washed clothes in a long time, so he searched through his dirty clothes to see if there was something clean enough to wear.
- Tom uzun zamandır kıyafet yıkamamıştı, bu yüzden giyecek kadar temiz bir şey olup olmadığını görmek için kirli kıyafetlerini aradı.
- We wash our hands with soap.
- Ellerimizi sabunla yıkıyoruz.
- I didn't wash my hands.
- Ellerimi yıkamadım.
- I washed my hands because they were dirty.
- Ellerimi yıkadım çünkü kirliydiler.
- One hand washes the other.
- Bir el diğerini yıkar.
- I used to wash my hair only once a week.
- Saçımı haftada sadece bir kez yıkardım.
- Mike doesn't have to wash his mother's car today.
- Mike bugün annesinin arabasını yıkamak zorunda değil.
- People should wash their bodies.
- İnsanlar vücutlarını yıkamalı.
- Sami finished washing the windows.
- Sami pencereleri yıkamayı bitirdi.
- Tom helped Mary wash her car.
- Tom, Mary'nin arabasını yıkamasına yardım etti.
- Tom's mother used to wash his clothes for him, but now he washes them himself.
- Tom'un annesi eskiden giysilerini onun için yıkardı, ama şimdi kendisi yıkıyor.
- He wants these shirts washed.
- O, bu gömleklerin yıkanılmasını istiyor.
- Wash the quinces thoroughly.
- Ayvaları iyice yıka.
- He washes the bike every week.
- O her hafta bisikleti yıkar.
- I think it's time for me to wash my car.
- Sanırım arabamı yıkama vaktim geldi.
- He washed an apple.
- Bir elmayı yıkadı.
- You will wash an apple.
- Sen bir elma yıkayacaksın.
- Wash your plate, please.
- Tabağınızı yıkayın, lütfen.
- How are you washing the blue blanket?
- Mavi battaniyeyi nasıl yıkıyorsun?
- If you wash it, your car will shine in the sun.
- Eğer onu yıkarsan, araban güneşte parlayacaktır.
- I wash my hands before lunch.
- Öğle yemeğinden önce ellerimi yıkarım.
- I used to hate washing my face.
- Eskiden yüzümü yıkamaktan nefret ederdim.
- Tom washed Mary's car while she was sick.
- Mary hastayken Tom onun arabasını yıkadı.
- Tom washed the lettuce while Mary cut the tomatoes.
- Mary domatesleri keserken Tom marulları yıkadı.
- Tom is washing the lettuce.
- Tom marul yıkıyor.
- The father washes his face.
- Baba yüzünü yıkar.
- Sami finished washing the windows.
- Sami camları yıkamayı bitirdi.
- She will wash dishes.
- Bulaşıkları o yıkayacak.
- How often should you wash your hair?
- Saçını ne sıklıkla yıkamalısın?
- Tom ruined his favorite shirt by washing it in water that was too hot.
- Tom en sevdiği gömleğini çok sıcak suda yıkayarak mahvetti.
- Tom washes his hair three times a week.
- Tom saçını haftada üç kez yıkar.
- Tom hasn't washed his car in ages.
- Tom arabasını yıllardır yıkamadı.
- Your hands need to be washed.
- Ellerini yıkamalısın.
- I washed the vegetables.
- Sebzeleri yıkadım.
- Leaving the restroom we must wash our hands!
- Tuvaletten çıkarken ellerimizi yıkamalıyız!
- They washed their legs.
- Bacaklarını yıkadılar.
- I'm going to go wash my hair.
- Gidip saçımı yıkayacağım.
- I never wash the dishes unless my mother tells me to.
- Annem söylemedikçe bulaşıkları asla yıkamam.
- Please wash it.
- Lütfen bunu yıka.
- Wash his wound with this antiseptic.
- Yarayı bu antiseptik ile yıkayın.
- He washes himself.
- Kendini yıkıyor.
- I think it's time for me to wash this shirt.
- Bu gömleği yıkamamın zamanıdır.
- If a dog bites you, wash the wound with soap and water.
- Bir köpek sizi ısırırsa, yarayı sabun ve su ile yıkayın.
- Wash your legs.
- Bacaklarınızı yıkayın.
- Tom asked me to wash his car.
- Tom arabasını yıkamamı istedi.
- She removed her makeup and washed her face.
- O, makyajını sildi ve yüzünü yıkadı.
- I washed Tom's car for him.
- Tom'un arabasını onun için yıkadım.
- My father has been washing his car since this morning.
- Bu sabahtan beri babam arabasını yıkıyor.
- Tom started washing his car.
- Tom arabasını yıkamaya başladı.
- Have you ever washed your car?
- Hiç arabanızı yıkadınız mı?
- Tom washes his hair every time he takes a shower.
- Tom her duş aldığında saçını yıkar.
- He washed the blood off his sword.
- Kılıcındaki kanı yıkadı.
- One hand washes the other.
- Bir el diğerini yıkıyor.
- They wash their car every Saturday.
- Her cumartesi arabalarını yıkıyorlar.
- You should wash your hair.
- Saçını yıkamalısın.
- Haven't you washed the plates yet?
- Daha tabakları yıkamadın mı?
- How often do you wash the dishes?
- Bulaşıkları ne sıklıkla yıkıyorsun?
- I will wash my car.
- Arabamı yıkayacağım.
- I wash myself.
- Kendimi yıkarım.
- I wash my hair almost every day.
- Neredeyse her gün saçımı yıkıyorum.
- I wash my hands a lot.
- Ellerimi çok yıkarım.
- Wash the wound with soap and water.
- Yarayı su ve sabunla yıka.
- They wash their hands with soap.
- Onlar ellerini sabunla yıkar.
- I wash my hair almost every day.
- Neredeyse her gün saçımı yıkarım.
- I'm going to wash my hands.
- Ben ellerimi yıkayacağım.
- This cloth stretches a great deal when it's washed.
- Bu kumaş yıkandığında çok esner.
- Tom wants you to help him wash windows.
- Tom camları yıkamasına yardım etmeni istiyor.
- I don't wash your car.
- Arabanı yıkamam.
- Tom helped me wash my car.
- Tom arabamı yıkamama yardımcı oldu.
- I am washing my socks.
- Çoraplarımı yıkıyorum.
- Don't forget to wash behind your ears.
- Kulaklarının arkasını yıkamayı unutma.
- Wash and scrub your hands with water and soap often, for at least twenty seconds.
- Ellerinizi sık sık, en az yirmi saniye boyunca su ve sabunla yıkayın ve ovalayın.
- Wash your hands with a bar of soap.
- Ellerini bir kalıp sabunla yıka.
- I'll wash my apple.
- Ben elmamı yıkayacağım.
- I'll wash my car today.
- Bugün arabamı yıkayacağım.
- I'll wash my apple.
- Elmamı yıkayacağım.
- The color won't fade, even in the wash.
- Yıkamada bile rengi solmaz.
- Wash your face with warm water and soap.
- Yüzünüzü ılık su ve sabunla yıkayın.
- Jenny washed the kitchen wall twice a year.
- Jenny yılda iki kez mutfak duvarını yıkadı.
- We must wash all these dirty plates.
- Bütün bu kirli tabakları yıkamalıyız.
- Tom washed the lettuce.
- Tom marulu yıkadı.
- Tom helped his mother clean the house and wash clothes.
- Tom, annesinin evi temizlemesine ve elbiseleri yıkamasına yardımcı oldu.
- Who wants to wash my car?
- Kim arabamı yıkamak ister?
- I don't wash my hair every day.
- Saçımı her gün yıkamam.
- We have to wash him.
- Onu yıkamalıyız.
- I wash the blouse.
- Bluzumu yıkarım.
- Make sure you check all the pockets for tissues before washing your clothes.
- Giysilerinizi yıkamadan önce mendil için tüm cepleri kontrol ettiğinizden emin olun.
- Take the clothes and go wash them.
- Giysileri alın ve onları yıkamaya gidin.
- They washed their ears.
- Onlar kulaklarını yıkadı.
- I'm washing my hands.
- Ben ellerimi yıkıyorum.
- Tom washed his socks in the sink.
- Tom çoraplarını lavaboda yıkadı.
- The nurse is busy washing scalpels now.
- Hemşire şimdi neşterleri yıkamakla meşgul.
- Wash your hands with soap.
- Ellerinizi sabunla yıkayın.
- Wash the quince thoroughly.
- Ayvayı iyice yıkayın.
- Would you like it washed?
- Onun yıkanmasını ister misin?
- Tom washed his hair with cold water.
- Tom saçını soğuk suyla yıkadı.
- Those who wash the donkey's head waste soap.
- Eşeğin başını yıkayanlar sabunu boşa harcarlar.
- You should wash the fruits before eating them.
- Meyveleri yemeden önce yıkamalısın.
- I washed the sheets.
- Çarşafları yıkadım.
- He wants these shirts washed.
- Bu gömleklerin yıkanmasını istiyor.
- People should wash themselves.
- İnsanlar kendilerini yıkamalı.
- I want to wash my hair.
- Saçımı yıkamak istiyorum.
- Tom washed his hands quickly.
- Tom ellerini çabucak yıkadı.
- Tom used soap and water to wash his hands.
- Tom ellerini yıkamak için sabun ve su kullandı.
- I have to wash my hair.
- Saçımı yıkamam lazım.
- I helped Tom wash his car.
- Tom'un arabasını yıkamasına yardım ettim.
- My sister washes her shoes every Sunday.
- Kız kardeşim her pazar günü ayakkabılarını yıkar.
- Please wash this shirt.
- Lütfen bu gömleği yıka.
- I have washed my hair.
- Saçımı yıkadım.
- I'll wash your mouth out with soap!
- Ağzını sabunla yıkayacağım!
- The clothes you washed this morning aren't dry yet.
- Bu sabah yıkadığın kıyafetler henüz kurumadı.
- I washed my hands.
- Ben ellerimi yıkadım.
- Haven't you washed the plates yet?
- Henüz tabakları yıkamadın mı?
- Tom only washes his hair once a week.
- Tom sadece haftada bir kez saçını yıkar.
- I used to wash my own car.
- Ben kendi arabamı yıkardım.
- You must wash your body.
- Vücudunu yıkamalısın.
- When they realized what they had done, they tried to wash their hands of it.
- Ne yaptıklarını anladıklarında, ellerini yıkamaya çalıştılar.
- Tom forgot to wash his hands.
- Tom ellerini yıkamayı unuttu.
- Tom needs to wash his face.
- Tom'un yüzünü yıkaması gerekiyor.
- I don't wash your car.
- Arabanı yıkamıyorum.
- He washes my lettuce.
- O benim marulumu yıkıyor.
- The clothes you washed this morning aren't dry yet.
- Bu sabah yıkadığın kıyafetler henüz kuru değil.
- This car needs washed.
- Bu arabanın yıkanması gerekiyor.
- Can I wash my hands?
- Ellerimi yıkayabilir miyim?
- They've washed their hands.
- Ellerini yıkamışlar.
- Tom washes his car every morning.
- Tom her sabah arabasını yıkıyor.
- My father has been washing his car since this morning.
- Babam sabahtan beri arabasını yıkıyor.
- Tom washes his face every morning before breakfast.
- Tom her sabah kahvaltıdan önce yüzünü yıkar.
- About how many times a day do you wash your hands?
- Ellerini günde yaklaşık kaç kez yıkıyorsun?
- You need to wash this shirt.
- Bu gömleği yıkamalısın.
- Tom washed all the towels.
- Tom bütün havluları yıkadı.
- I have to wash my clothes.
- Giysilerimi yıkamam gerekiyor.
- You should wash the fruits before eating them.
- Yemeden önce meyveleri yıkaman gerekir.
- Would you like to have it washed?
- Yıkatmak ister misin?
- Instead of using disposable chopsticks, it's better to use plastic chopsticks that you can wash.
- Tek kullanımlık yemek çubukları yerine, yıkayabileceğiniz plastik yemek çubukları kullanmanız daha iyi olur.
- We washed our car yesterday.
- Dün arabamızı yıkadık.
- I always wash my hands before eating.
- Yemekten önce her zaman ellerimi yıkarım.
- Tom washed his face and hands.
- Tom yüzünü ve ellerini yıkadı.
- Please wash your hands after using the bathroom.
- Lavaboyu kullandıktan sonra lütfen ellerinizi yıkayın.
- Tell Tom to wash his hands.
- Tom'a ellerini yıkamasını söyle.
- How often do you wash your hair?
- Sen saçını ne sıklıkla yıkıyorsun?
- He is washing a car.
- O bir araba yıkıyor.
- I hope you washed that apple before you started eating it.
- Umarım o elmayı yemeden önce yıkamışsındır.
- You should wash fruit before you eat it.
- Meyveleri yemeden önce yıkamalısınız.
- Wash eggplants and cut their endings.
- Patlıcanları yıkayın ve onların uçlarını kesin.
- You wash your lettuce.
- Marulunu yıkıyorsun.
- We will wash dishes.
- Bulaşıkları biz yıkarız.
- Wash your hands often!
- Ellerinizi sık sık yıkayın!
- She washes her hair two times a week.
- O saçını haftada iki kez yıkıyor.
- Tom is washing his face.
- Tom yüzünü yıkıyor.
- How often do you wash clothes?
- Ne sıklıkta giysi yıkıyorsunuz?
- Tom washes his hair without using shampoo.
- Tom saçını şampuan kullanmadan yıkıyor.
- I need to wash my hands.
- Ellerimi yıkamam gerek.
- I won't wash the plates.
- Tabakları yıkamayacağım.
- He washes his t-shirt.
- Tişörtünü yıkıyor.
- She boils water to wash her hair.
- Saçını yıkamak için su kaynatır.
- Tom washes his hair almost every day.
- Tom neredeyse her gün saçını yıkar.
- I got up an hour ago and in the meantime I've brushed my teeth, washed and shaved myself and done my morning gymnastics.
- Bir saat önce kalktım ve bu arada dişlerimi fırçaladım, yıkandım, tıraş oldum ve sabah jimnastiğimi yaptım.
- Joanna washed the potatoes.
- Joanna patatesleri yıkadı.
- He will wash dishes.
- Bulaşıkları o yıkayacak.
- She washed the blood off her hands.
- O, ellerindeki kanı yıkadı.
- Tom told me to wash my face.
- Tom, yüzümü yıkamamı söyledi.
- Please wash this shirt.
- Lütfen bu gömleği yıkayın.
- Please wash these lentils.
- Lütfen şu mercimekleri yıka.
- Tom is washing the windows in the kitchen right now.
- Tom şu anda mutfaktaki camları yıkıyor.
- Tom washes his hair every day.
- Tom her gün saçını yıkıyor.
- You wash the vegetables and I'll wash the fruit.
- Sen sebzeleri yıka, ben de meyveleri yıkayacağım.
- Tom almost never forgets to wash his hands before eating.
- Tom yemekten önce ellerini yıkamayı neredeyse hiç unutmaz.
- What are you washing?
- Ne yıkıyorsun?
- I have to wash my hands and brush my teeth.
- Ellerimi yıkamak ve dişlerimi fırçalamak zorundayım.
- She washed her dirty hands before the meal.
- Yemekten önce kirli ellerini yıkadı.
- I have washed my hair.
- Saçlarımı yıkadım.
- When was last time you washed your car?
- Arabanızı en son ne zaman yıkadınız?
- The coffee tastes like wash water.
- Kahvenin tadı yıkama suyu gibi.
- He washes his car at least once a week.
- Arabasını haftada en az bir kez yıkıyor.
- Tom told me to wash my hands.
- Tom bana ellerimi yıkamamı söyledi.
- How often do you wash your hair?
- Saçını ne sıklıkla yıkıyorsun?
- I thanked Tom for washing my car.
- Arabamı yıkadığı için Tom'a teşekkür ettim.
- He wanted to get his shirts washed.
- Gömleklerini yıkatmak istedi.
Show More (687)
|
|
- The waste that it is processing comes from washing the coating on contraceptive pills, which of course contains sugar.
- İşlediği atıklar, elbette şeker içeren doğum kontrol haplarının üzerindeki kaplamanın yıkanmasından geliyor.
- The waste that it is processing comes from washing the coating on contraceptive pills, which of course contains sugar.
- İşlediği atık, elbette şeker içeren doğum kontrol haplarının üzerindeki kaplamanın yıkanmasından geliyor.
- I hope this stain comes out in the wash.
- Umarım bu leke yıkanınca çıkar.
- In particular, medicines that do not wash through the surface of the leaves can be applied before the rainy season.
- Özellikle yaprak yüzeyinden yıkanmayan ilaçlar yağmurlu dönem öncesi uygulanabilir.
- I'll eat, have a wash, and join you.
- Yemek yiyeceğim, yıkanacağım ve size katılacağım.
- In particular, medicines that do not wash through the surface of the leaves can be applied before the rainy season.
- Özellikle yaprakların yüzeyinden yıkanmayan ilaçlar yağmur mevsiminden önce uygulanabilir.
- I'll eat, have a wash, and join you.
- Yemek yiyeceğim, yıkanacağım ve sana katılacağım.
- They need washing.
- Onların yıkanması gerekiyor.
- This car needs washing.
- Bu arabanın yıkanmaya ihtiyacı var.
- These nylon socks wash well.
- Bu naylon çoraplar kolay yıkanır.
- The floor is so dirty that It requires washing.
- Zemin o kadar kirli ki yıkanması gerekiyor.
- It needs washing.
- Yıkanması lazım.
- This handkerchief didn't wash clean.
- Bu mendil yıkanıp temizlenmedi.
- My car needs washing.
- Arabamın yıkanması gerekiyor.
- The floor is so dirty that It requires washing.
- Zemin o kadar kirli ki yıkanması gerekir.
- Mary only washes in spring water.
- Mary sadece kaynak suyunda yıkanır.
- Yesterday I went to wash in the river.
- Dün nehirde yıkanmaya gittim.
- You do not wash.
- Sen yıkanmıyorsun.
- This car needs washing.
- Bu araba yıkanmalı.
- I want to wash myself.
- Yıkanmak istiyorum.
- They need washing.
- Yıkanmaya ihtiyaçları var.
- It needs washing.
- Yıkanması gerek.
- These cotton socks bear washing well.
- Bu pamuk çoraplar, yıkanmaya iyi dayanır.
- He didn't wash himself for a week.
- O bir haftadır yıkanmadı.
- My jeans shrank in the wash.
- Kotum yıkanınca küçüldü.
- These socks don't stretch when you wash them.
- Bu çoraplar yıkandığında esnemiyor.
- Tom's car needed a wash, so he left it out in the rain.
- Tom'un arabasının yıkanması gerekti, bu yüzden onu yağmurda dışarıda bıraktı.
- It needs washing.
- Yıkanması gerekiyor.
- We'll go wash ourselves in the river tomorrow.
- Yarın gidip nehirde yıkanacağız.
- We'll go wash ourselves in the river tomorrow.
- Yarın nehirde yıkanmaya gideceğiz.
- Go downstairs and have a wash.
- Aşağı in ve yıkan.
- These clothes are dirty and need washing.
- Bu kıyafetler kirli ve yıkanması gerekiyor.
- Tom's car needed a wash, so he left it out in the rain.
- Tom'un arabasının yıkanması gerekiyordu, bu yüzden onu yağmurda bıraktı.
- This cotton shirt washes well.
- Bu pamuk gömlek kolay yıkanır.
- I prefer to wash myself in the shower and not in the bathtub.
- Küvette değil de duşta yıkanmayı tercih ederim.
- Jane has a lot of clothes to wash.
- Jane'in yıkanacak çok giysisi var.
- These clothes are dirty and need washing.
- Bu elbiseler kirli ve yıkanmaya ihtiyacı var.
- He didn't wash for a week.
- O bir hafta boyunca yıkanmadı.
- This shirt wants washing.
- Bu gömlek yıkanmak istiyor.
- He didn't wash for a week.
- Bir hafta boyunca yıkanmadı.
- Yesterday I went to wash in the river.
- Dün yıkanmak için nehire gittim.
- He didn't wash himself for a week.
- Bir hafta boyunca yıkanmadı.
Show More (39)
|