whole time - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
whole time bunca zaman n.
  • And I find it hard to believe that you didn't know about it the whole time.
  • Ve bunca zamandır bunu bilmediğine inanmakta zorluk çekiyorum.
  • And I find it hard to believe that you didn't know about it the whole time.
  • Ve bunca zamandır bunu bilmediğine inanmakta zorlanıyorum.
  • It means that Percy was planning on ripping off the Russians this whole time.
  • Demek ki Percy bunca zamandır Rusları kazıklamayı planlıyormuş.
Show More (8)
whole time bütün zaman n.
  • I was awake the whole time.
  • Bütün zaman boyunca uyanıktım.
  • He stayed there the whole time.
  • Bütün zaman orada kaldı.
  • Tom and Mary talked the whole time.
  • Tom ve Mary bütün zaman boyunca konuştular.
Show More (4)
whole time tüm zaman n.
  • That really has to be the sharp focus the whole time.
  • Bu gerçekten de tüm zaman boyunca odak noktası olmalıdır.
  • We nearly starved to death, since the whole time he caught only two seals.
  • Neredeyse açlıktan ölüyorduk, çünkü tüm zaman boyunca sadece iki fok yakaladı.
  • Once I retire, I will dedicate my whole time to Tatoeba.
  • Emekli olduğumda, tüm zamanımı Tatoeba'ya ayıracağım.
Show More (1)