| 1 |
wither |
solmak |
v. |
|
- Due to climate change, many plants will eventually wither.
- İklim değişikliği nedeniyle birçok bitki eninde sonunda solacak.
- In the morning, it shall blossom and pass away; in the evening, he shall cut it off, and it shall wither.
- Sabahleyin çiçek açacak ve solacak; akşamleyin onu kesecek ve kuruyacak.
- The flowers withered up.
- Çiçekler soldu.
- The flowers in his garden have withered.
- Bahçesindeki çiçekler soldu.
- If you don't water the plants, they will wither.
- Bitkileri sulamazsan , solarlar.
- Because of the drought, the grass has withered.
- Kuraklıktan dolayı, çim soldu.
- Because of the drought, the grass has withered.
- Kuraklık yüzünden çimler soldu.
- The flowers have all withered.
- Çiçeklerin hepsi soldu.
- Flowers wither without water.
- Çiçekler susuz solar.
- Roses withered and Ania cried very much.
- Güller soldu ve Ania çok ağladı.
- The flowers in his garden have withered.
- Bahçedeki çiçekler soldu.
Show More (8)
|
| 2 |
wither |
soldurmak |
v. |
|
- The sun scorched the land and withered the crops.
- Güneş toprağı kavurdu ve ekinleri soldurdu.
- The sun scorched the land and withered the crops.
- Güneş araziyi kavurup ekinleri soldurmuş.
- Time withers the roses, but wears down the thorns.
- Zaman gülleri soldurur ama dikenleri aşındırır.
Show More (0)
|
| 3 |
wither |
sönmek |
v. |
|
- The singer's popularity has withered after a big scandal.
- Şarkıcının popülaritesi büyük bir skandalın ardından giderek söndü.
Show More (-2)
|
| 4 |
wither |
kurumak |
v. |
|
- If you don't water the plants, they will wither.
- Eğer bitkileri sulamazsan, kuruyacaklar.
Show More (-2)
|
