|
- How could I make such an important decision without him?
- Bu kadar önemli bir kararı onsuz nasıl verebilirdim?
- If not, we will solve the problem without him.
- Olmazsa, sorunu onsuz çözeceğiz.
- If not, we will solve the problem without him.
- Olmadı, sorunu onsuz çözeriz.
- If not, we will solve the problem without him.
- Aksi takdirde sorunu onsuz çözeceğiz.
- I couldn't have done this without him.
- Bunu onsuz yapamazdım.
- I won't leave without him.
- Onsuz gitmeyeceğim.
- Tom says we can start without him.
- Tom onsuz başlayabileceğimizi söyledi.
- We can't do this without him.
- Bunu onsuz yapamayız.
- We went without him because he wasn't ready.
- Hazır olmadığı için onsuz gittik.
- Don't go anywhere without him.
- Onsuz bir yere gitmeyin.
- Tom asked Mary not to go without him.
- Tom, Mary'den onsuz gitmemesini istedi.
- We may as well begin without him.
- Onsuz başlayabiliriz.
- I can't imagine life without him.
- Ben onsuz bir hayat düşünemiyorum.
- Don't go anywhere without him.
- Onsuz hiçbir yere gitme.
- I'm not leaving without him.
- Ben onsuz gitmiyorum.
- Tom doesn't want Mary to go to Boston without him.
- Tom, Mary'nin Boston'a onsuz gitmesini istemiyor.
- Tom doesn't want Mary to go anywhere without him.
- Tom, Mary'nin onsuz bir yere gitmesini istemiyor.
- My life is empty without him.
- Hayatım onsuz boş.
- I'm leaving without him.
- Onsuz gidiyorum.
- I can't even imagine my life without him.
- Onsuz bir hayatı hayal bile edemiyorum.
- You're better off without him.
- Onsuz daha iyisin.
- I can't live any longer without him.
- Onsuz daha fazla yaşayamam.
- I'm not leaving without him.
- Onsuz gitmiyorum.
- Tom doesn't want Mary to go to Boston without him.
- Tom Mary'nin onsuz Boston'a gitmesini istemiyor.
- She can't live without him.
- Onsuz yaşayamaz.
- What would I do without him?
- Ben onsuz ne yapardım?
- I can't live any longer without him.
- Artık onsuz yaşayamam.
- What would we do without him?
- Onsuz ne yapardık?
- Tom doesn't think Mary can live without him.
- Tom Mary'nin onsuz yaşayabileceğini sanmıyor.
- If he's late, it's OK to start the meeting without him.
- Eğer o geç kalırsa toplantıya onsuz başlamak sorun değil.
- We went without him because he wasn't ready.
- Onsuz gittik çünkü hazır değildi.
- My life is empty without him.
- Onsuz hayatım bomboş.
- We may as well begin without him.
- Onsuz da başlayabiliriz.
- I can't conceive of living without him.
- Onsuz yaşamayı düşünemiyorum.
- I can't imagine my life without him.
- Ben onsuz bir hayat düşünemiyorum.
- We'll leave without him.
- Onsuz gideceğiz.
- Tom says we can start without him.
- Tom onsuz başlayabileceğimizi söylüyor.
- I can't do this without him.
- Bunu onsuz yapamam.
- Tom didn't think Mary would leave without him.
- Tom, Mary'nin onsuz gideceğini düşünmemişti.
- Fadil's twin sister, Dania, has never known a life without him.
- Fadıl'ın ikiz kız kardeşi Dania, onsuz bir hayatı hiç bilmiyordu.
- We'll leave without him.
- Onsuz ayrılacağız.
- I can't imagine my life without him.
- Onsuz bir hayat düşünemiyorum.
- If he should arrive late, you may start the conference without him.
- Eğer geç gelirse, konferansa onsuz başlayabilirsiniz.
- My life is hollow without him.
- Hayatım onsuz boş.
- Tom is furious that Mary is going to Boston without him.
- Tom, Mary onsuz Boston'a gideceği için öfkeli.
- I don't think I can do this without him.
- Ben bunu onsuz yapabileceğimi sanmıyorum.
- Tom won't let us go there without him.
- Tom oraya onsuz gitmemize izin vermiyor.
- Tom is furious that Mary is going to Boston without him.
- Tom, Mary Boston'a onsuz gidiyor diye çok sinirli.
- I felt lost without him.
- Onsuz kaybolmuş hissettim.
- I don't think I can do this without him.
- Bunu onsuz yapabileceğimi sanmıyorum.
- The New Year's party won't be the same this year without him.
- Yeni yıl partisi bu yıl onsuz eskisi gibi olmayacak.
- If he's late, it's OK to start the meeting without him.
- Geç kalırsa, toplantıya onsuz başlamamız sorun olmaz.
- I can't live without him.
- Onsuz yaşayamam.
- Fadil's twin sister, Dania, has never known a life without him.
- Fadıl'ın ikiz kız kardeşi Dania, onsuz bir hayatı hiç bilmedi.
- We went without him since he wasn't ready.
- Hazır olmadığı için onsuz gittik.
- Tom doesn't want Mary to go anywhere without him.
- Tom Mary'nin onsuz bir yere gitmesini istemiyor.
- What would I do without him?
- Onsuz ne yapardım?
- Tom won't let us go there without him.
- Tom onsuz oraya gitmemize izin vermeyecek.
- Tom doesn't think Mary can live without him.
- Tom, Mary'nin onsuz yaşayabileceğini düşünmüyor.
- I felt lost without him.
- Ben onsuz kaybolmuş hissettim.
Show More (57)
|
