İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | work for someone f. | birinin yerine çalışmak |
Öbek Fiiller | work for someone f. | birine çalışmak |
Öbek Fiiller | work for someone f. | birisi için çalışmak |
Öbek Fiiller | work for someone f. | biri için çalışmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | work for (someone or something) f. | (biri/bir kurum) için çalışmak | ||
Tom works for a large financial institution. Tom büyük bir finans kurumu için çalışıyor. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | work for (someone or something) f. | (birinin/bir grubun) yararına olmak | ||
That attention has worked for Israel's benefit as well. Bu ilgi İsraillilerin de yararına oldu. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | work for (someone or something) f. | (birini/bir grubu) temsil etmek | ||
Öbek Fiiller | work for (someone or something) f. | (biri/bir şey) için uygun olmak | ||
Öbek Fiiller | work for (someone or something) f. | (birine/bir şeye) uymak |