|
- I would rather have not had this experience in this field, I would do anything not to have had it, but I have.
- Bu alanda bu deneyimi yaşamamış olmayı tercih ederdim, yaşamamış olmak için her şeyi yapardım ama yaşadım.
- I would rather like to take a slightly different approach to the one I adopted during the debate on Afghanistan.
- Afganistan tartışmaları sırasında benimsediğim yaklaşımdan biraz daha farklı bir yaklaşım benimsemeyi tercih ediyorum.
- I would rather not repeat what my colleagues said during that debate.
- Meslektaşlarımın o tartışma sırasında söylediklerini tekrar etmemeyi tercih ederim.
- My group would rather the proposal had taken an all-encompassing approach.
- Grubum, teklifin her şeyi kapsayan bir yaklaşım benimsemesini tercih ederdi.
- I would rather that they did not.
- Bunu yapmamalarını tercih ederim.
- However, in view of the shipbuilding situation I would rather avert my gaze from the Far East.
- Ancak gemi inşasındaki durumu göz önünde bulundurarak bakışlarımı Uzak Doğu'dan kaçırmayı tercih ediyorum.
- However, in view of the shipbuilding situation I would rather avert my gaze from the Far East.
- Bununla birlikte, gemi inşasındaki durum göz önüne alındığında bakışlarımı Uzak Doğu'dan çevirmeyi tercih ediyorum.
- As, therefore, there will be negotiations on the matter tomorrow, I would rather say no more today.
- Dolayısıyla yarın bu konuda müzakereler yapılacağı için bugün daha fazla bir şey söylememeyi tercih ediyorum.
- They would rather eat the same thing every day.
- Her gün aynı şeyi yemeyi tercih ederlerdi.
- They would rather eat the same thing every day.
- Her gün aynı şeyi yemeyi tercih ediyorlar.
- Of course, the smallest one would rather eat the book than read it.
- Elbette en küçükleri kitabı okumaktansa yemeyi tercih eder.
- I would rather leave early than travel on rush-hour trains.
- Trenin yoğun olduğu saatlerde seyahat etmektense erken çıkmayı tercih ederim.
- I would rather not go out today.
- Bugün dışarı çıkmamayı tercih ederim.
- I would rather stay at home than go to the movies.
- Evde kalmayı sinemaya gitmeye tercih ederim.
- I would rather stay at home than go to the movies.
- Sinemaya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- I'm sure Tom would rather be somewhere else.
- Eminim Tom başka bir yerde olmayı tercih ederdi.
- I would rather not go to school today.
- Bugün okula gitmemeyi tercih ederim.
- I would rather be killed than live in disgrace.
- Utanç içinde yaşamaktansa öldürülmeyi tercih ederim.
- I would rather read a book at home than go out tonight.
- Bu akşam dışarı çıkmaktansa evde kitap okumayı tercih ederim.
- Tom would rather not do that.
- Tom bunu yapmamayı tercih ederdi.
- I would rather sing than dance.
- Dans etmektense şarkı söylemeyi tercih ederim.
- I would rather stay at home than go fishing.
- Balık tutmaya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- I really would rather be alone right now.
- Şu an gerçekten yalnız olmayı tercih ederim.
- I would rather not eat the same food again today.
- Bugün yine aynı yemeği yememeyi tercih ederim.
- I would rather feed my dog before we eat.
- Biz yemeden önce köpeğimi beslemeyi tercih ederim.
- I would rather go out than stay at home.
- Evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.
- I would rather kill myself than reconcile myself to my fate.
- Kaderime razı olmaktansa kendimi öldürmeyi tercih ederim.
- I'm sure Tom would rather stay.
- Tom'un kalmayı tercih ettiğine eminim.
- To tell the truth, I would rather stay at home than go out.
- Doğruyu söylemek gerekirse, dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather stay at home and watch TV than to go to a movie theater.
- Sinemaya gitmektense evde kalmayı ve TV izlemeyi tercih ederim.
- There's nothing Tom would rather do.
- Tom'un yapmayı tercih edeceği bir şey yok.
- I would rather stay at home than go out for a walk.
- Yürüyüşe gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather die than live in dishonor.
- Onursuzca yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.
- I would rather stay at home than go to the movies tonight.
- Bu akşam sinemaya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather have a coffee.
- Bir kahve içmeyi tercih ederim.
- I would rather have a sandwich than a toast.
- Tost yerine sandviç yemeyi tercih ederim.
- Even if faith were a placebo, I would rather have it than not.
- İnanç bir plasebo olsa bile, ona sahip olmayı olmamaya tercih ederim.
- I would rather be healthy than wealthy.
- Zengin olmaktansa sağlıklı olmayı tercih ederim.
- I would rather stay at home than go out for a walk.
- Yürüyüşe çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- I'm sure Tom would rather be somewhere else.
- Tom'un başka bir yerde olmayı tercih ettiğinden eminim.
- I would rather go to the mountains than to the beach.
- Sahile gitmektense dağlara gitmeyi tercih ederim.
- She would rather go by train than by plane.
- Uçakla gitmektense trenle gitmeyi tercih eder.
- I'm sure Tom would rather stay.
- Eminim Tom kalmayı tercih ederdi.
- I would rather have a sandwich than a toast.
- Bir tost yemektense bir sandviç yemeyi tercih ederim.
- I would rather stay at home than go shopping.
- Alışverişe gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather throw the money away than give it to him.
- Parayı ona vermektense atmayı tercih ederim.
- I would rather stay at home.
- Evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather die than marry him.
- Onunla evlenmektense ölmeyi tercih ederim.
- I would rather starve than steal.
- Çalmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
- I would rather order beer.
- Bira sipariş etmeyi tercih ederim.
- It is very fine today so I would rather go out than stay at home.
- Bugün hava çok güzel, bu yüzden evde oturmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.
- It is very fine today so I would rather go out than stay at home.
- Bugün hava güzel, bu nedenle evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.
- I would rather stay at home than go to the movies tonight.
- Bu gece sinemaya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather live by myself than do what he tells me to do.
- Bana yapmamı söylediği şeyleri yapmaktansa kendi başıma yaşamayı tercih ederim.
- I would rather stay home than go out.
- Dışarı gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather study than play today.
- Bugün oyun oynamaktansa çalışmayı tercih ederim.
- I would rather go there by bike than walk.
- Yürümektense oraya bisikletle gitmeyi tercih ederim.
- I would rather stay at home than go alone.
- Yalnız gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- There's nothing Tom would rather do.
- Tom'un yapmayı tercih ettiği bir şey yok.
- He would rather go by train than by plane.
- Uçak yerine trenle gitmeyi tercih ederdi.
- I would rather die than live in disgrace.
- Utanç içinde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.
- I would rather die than relinquish my virginity before marriage.
- Evlenmeden önce bekaretimden vazgeçmektense ölmeyi tercih ederim.
- I would rather go out.
- Dışarı çıkmayı tercih ederim.
- I would rather die than yield.
- Teslim olmaktansa ölmeyi tercih ederdim.
- Tom would rather speak French.
- Tom Fransızca konuşmayı tercih ederdi.
- Tom would rather speak French.
- Tom Fransızca konuşmayı tercih eder.
- I would rather walk than go by taxi.
- Taksiyle gitmektense yürümeyi tercih ederim.
- I think Tom would rather be playing tennis.
- Tom'un tenis oynuyor olmayı tercih edeceğini düşünüyorum.
- I would rather study than play today.
- Bugün oynamak yerine ders çalışmayı tercih ederim.
- I would rather sit reading in the library than go home.
- Eve gitmektense kütüphanede oturup okumayı tercih ederim.
- I would rather live alone in the country.
- Kırsalda yalnız yaşamayı tercih ederim.
- I would rather die than submit.
- Boyun eğmektense ölmeyi tercih ederim.
- I would rather read a nice novel than study vocabulary.
- Kelime çalışmaktansa güzel bir roman okumayı tercih ederim.
- I think Tom would rather be playing tennis.
- Sanırım Tom tenis oynuyor olmayı tercih ederdi.
- I would rather stay at home than go fishing.
- Balığa gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather have been born in Japan.
- Japonya'da doğmuş olmayı tercih ederdim.
- I would rather feed my dog before we eat.
- Köpeğimi yemekten önce beslemeyi tercih ederim.
- I would rather have tea than coffee.
- Kahve yerine çay içmeyi tercih ederim.
- I would rather you hadn't told him the truth.
- Ona gerçeği söylememeni tercih ederdim.
- I would rather die than disgrace myself.
- Kendimi rezil etmektense ölmeyi tercih ettim.
- I would rather die than leave you, Tom!
- Seni terk etmektense ölmeyi tercih ederim, Tom!
- She would rather listen to others than talk herself.
- Kendisi konuşmaktansa başkalarını dinlemeyi tercih eder.
- Tom would rather stay.
- Tom kalmayı tercih ederdi.
- I would rather go there by bike than walk.
- Oraya yürümek yerine bisikletle gitmeyi tercih ederim.
- I would rather starve than work under him.
- Onun emrinde çalışmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
- I would rather go to the art museum than to the movie theater.
- Sinemaya gitmektense sanat müzesine gitmeyi tercih ederim.
- Tom knows Mary would rather not do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmamayı tercih edeceğini biliyor.
- We would rather go to the zoo than to the park.
- Parka gitmektense hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederiz.
- I would rather not talk about it.
- Bu konuda konuşmamayı tercih ederim.
- I would rather live by myself than do what he tells me to do.
- Onun yapmamı söylediğini yapmaktansa tek başıma yaşamayı tercih ederim.
- I would rather stay home than go out.
- Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather die than surrender.
- Teslim olmaktansa ölmeyi tercih ederim.
- I would rather starve than work under him.
- Onun altında çalışmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
- I would rather starve than start stealing.
- Çalmaya başlamaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
- To tell the truth, I would rather stay at home than go out.
- Doğrusunu söylemek gerekirse, dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- I think many of the people here today would rather not be here.
- Bence bugün buradaki insanların çoğu burada olmamayı tercih ederdi.
- I would rather not go.
- Gitmemeyi tercih ederim.
- I would rather have tea than coffee.
- Kahve içmektense çay içmeyi tercih ederim.
- I would rather stay at home than go out today.
- Bugün dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather fail than copy.
- Taklit etmektense başarısız olmayı tercih ederim.
- I would rather quit than work under him.
- Onun emri altında çalışmaktansa işi bırakmayı tercih ederim.
- I would rather stay at home than go out in this hot weather.
- Bu sıcakta dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather quit than work under him.
- Onun altında çalışmaktansa istifa etmeyi tercih ederim.
- Tom would rather take a bath than a shower.
- Tom duş almaktansa banyo yapmayı tercih eder.
- I think Tom would rather be spending time with someone else.
- Sanırım Tom başka biriyle zaman harcamayı tercih eder.
- I would rather go swimming.
- Yüzmeye gitmeyi tercih ederdim.
- I would rather stay home than go out with him.
- Onunla çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather die than steal from others.
- Başkalarından çalmaktansa ölmeyi tercih ederim.
- I think Tom would rather be spending time with someone else.
- Bence Tom başka biriyle vakit geçirmeyi tercih ederdi.
- She would rather go by train than by plane.
- O, uçakla gitmektense trenle gitmeyi tercih eder.
- I would rather stay at home than go out.
- Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather go to the movie alone than have Bob come with me.
- Bob'un benimle gelmesindense, sinemaya yalnız gitmeyi tercih ederim.
- I would rather stay at home than go out in this hot weather.
- Bu sıcak havada dışarıya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather have a coffee.
- Kahve içmeyi tercih ederim.
- I would rather not talk about it.
- Bunun hakkında konuşmamayı tercih ederim.
- I would rather leave early than travel on rush-hour trains.
- Trenlerin kalabalık saatlerinde seyahat etmektense erken çıkmayı tercih ederim.
- I would rather stay at home than go out in the rain.
- Yağmurda dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- I think Tom would rather be playing tennis.
- Bence Tom tenis oynamayı tercih ederdi.
- Tom would rather stay.
- Tom kalmayı tercih eder.
- I would rather remain single than live an unhappy life with him.
- Onunla mutsuz bir hayat yaşamaktansa bekar kalmayı tercih ederim.
- Most of us would rather not be here.
- Çoğumuz burada olmamayı tercih ederdik.
- Tom knows Mary would rather not do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı tercih etmediğini biliyor.
- I would rather walk than wait for the next bus.
- Bir sonraki otobüsü beklemektense yürümeyi tercih ederim.
- I would rather stay at home and watch TV than to go to a movie theater.
- Sinemaya gitmektense evde oturup televizyon izlemeyi tercih ederim.
- I would rather be deceived than to deceive.
- Aldatmaktansa aldatılmayı tercih ederim.
- I would rather play the drums than sing.
- Şarkı söylemektense davul çalmayı tercih ederim.
- I would rather not go.
- Gitmemeyi tercih ediyorum.
- I would rather die than do it.
- Onu yapmaktansa ölmeyi tercih ederim.
- I really would rather be alone right now.
- Şu anda gerçekten yalnız olmayı tercih ederim.
- Tom told me that he would rather not go.
- Tom bana gitmemeyi tercih ettiğini söyledi.
- She would rather take advantage of being single than buy a beautiful white dress.
- Güzel beyaz bir elbise almaktansa bekar olmanın avantajını kullanmayı tercih ediyor.
- Even if faith were a placebo, I would rather have it than not.
- İnanç bir plasebo olsa bile, bende olmamasındansa olmasını tercih ederim.
- I would rather have a cat than a dog.
- Bir köpeğe sahip olmaktansa bir kediye sahip olmayı tercih ederim.
- He would rather go by train than by plane.
- Uçakla gitmektense trenle gitmeyi tercih eder.
- I would rather starve than start stealing.
- Çalmaya başlamaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederdim.
- I would rather fail than copy.
- Kopya çekmektense başarısız olmayı tercih ederim.
- I would rather live by myself than do as he tells me to do.
- Onun dediklerini yapmaktansa kendi başıma yaşamayı tercih ederim.
- Tom would rather swim than play tennis.
- Tom tenis oynamak yerine yüzmeyi tercih eder.
- I would rather starve to death than steal.
- Çalmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
- I would rather read a book at home than go out tonight.
- Bu gece dışarı çıkmaktansa evde bir kitap okumayı tercih ederim.
- Tom would rather not do that.
- Tom onu yapmamayı tercih eder.
- I would rather sit reading in the library than go home.
- Eve gitmektense kütüphanede oturup kitap okumayı tercih ederim.
- I would rather have a cat than a dog.
- Bir köpeğim olacağına bir kedim olmasını tercih ederim.
- I would rather stay at home than go out on such a cold day.
- Böyle soğuk bir günde dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- Tom knows Mary would rather not go to Boston.
- Tom, Mary'nin Boston'a gitmeyi tercih etmeyeceğini biliyor.
- I would rather die than do such a thing.
- Böyle bir şey yapmaktansa ölmeyi tercih ederim.
- Tom would rather take a bath than a shower.
- Tom duş almaktansa banyo yapmayı tercih ederdi.
- I would rather go swimming.
- Yüzmeye gitmeyi tercih ederim.
- He would rather die than disgrace himself.
- Kendini rezil etmektense ölmeyi tercih eder.
- I would rather not go to school today.
- Bugün okula gitmeyi tercih etmiyorum.
Show More (147)
|
